Haber Merkezi – 78'liler Girişimi Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti öncesi Diyarbakır Cezaevi'nin "kültür merkezi”ne dönüştürülmesine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada “Sizin bu kararınızla maalesef Kürtlerin kapanmayan yaralarını deşiyor ve kanatıyor” denilerek karara tepki gösterildi.
78'liler Girişimi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti öncesi kamuoyuna açık bir mektubu Diyarbakır’da düzenlenen basın toplantısında açıklandı.
78'liler Girişimi, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nin “İnsan Hakları Müzesi”ne dönüştürülmesini talep etti.
Açıklamayı okuyan 78’liler Derneği Sözcüsü Celalettin Can, Erdoğan’ın ziyaretine dikkati çekerek, kendisine açık mektup yolladıklarını söyledi.
15 Ekim'de Diyarbakır'ı ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinden önce Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi bir günde boşaltıldı. 270 tutuklu ve 170 personel, kentteki diğer cezaevlerine sevk edildi.
78'liler Girişimi Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu adına yazılan Erdoğan’a hitaben yazılan açık mektupta, Diyarbakır Cezaevi’nin kültür müzesine dönüştürülmesine tepki gösterildi.
9 Temmuz 2021'de katıldığı bir televizyon programında açıklama yapan Erdoğan’ın, "Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muamele ile anılan Diyarbakır Cezaevi'ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz” sözlerine atıfta bulunan mektupta, “Emin olunuz ki doğru yapmıyorsunuz Erdoğan” denildi.
“Kürtlerin kapanmayan yaralarını deşiyor ve kanatıyor”
Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinin en kritik bir secime gittiği belirtilen mektupta, “Seçimler üzerinden demokrasinin evrensel yolculuğuna çıkarken, toplumun tüm kesimlerine saçılmış camdan kırıklar, sizin bu kararınızla maalesef Kürtlerin kapanmayan yaralarını deşiyor ve kanatıyor” denildi.
Mektupta “Biliniz ki, Diyarbakır Cezaevi, Kürtlerin toplumsal hafızasında yoğun acı yüklü sembolik bir yere sahiptir” denildi.
“Batıda yaşayan halk Diyarbakır Cezaevi gerçeğini bilmez”
78’ler Girişimi mektubunda şu ifadelere yer verildi:
“Kürtlerin uğradığı katmerli haksızlığın, adaletsizliğin ama her şeye rağmen bir halkı halk yapan direniş ruhunun da cisimleşmiş ifadesidir Diyarbakır cezaevi.
Türkiye’nin batısında yasayan halk için ise Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananlar ve bunların sonuçları gözden ırak olduğu içindir ki yeterince bilinmez.”
“İşte şimdi 'duvarları' yıkarak o 'sesi' boğmak istiyorsunuz”
Erdoğan’ın "duvarlarının dili olsa da konuşsa” sözünü hatırlatan mektupta, “Mazlum Kürt halkı acılarının kalbine dokunmak istediğinize ne kadar inanmak istemişti ki. İşte şimdi 'duvarları' yıkarak o 'sesi' boğmak istiyorsunuz, halkın acılarından öğrenmesini, mazisini, yaşadığı zulmü ve direniş ruhunu canlı tutmasını yerle bir etmek istiyorsunuz. Vicdan hakikatin yoluna ışık olursa, bu topraklarda çoktandır unutulan adalet kazanır; bu memleketin insanı kazanır, büyük İnsanlık kazanır” denildi
Mektubun sonunda şunlar belirtildi:
'Bir daha asla' diyebilmek için kötülüğün sembolü haline gelmiş olan bu tip yerleri "İnsan Hakları Müzesi" yapılmalı
“Türkiye'de toplumsal barış ve adalet isteniyorsa, yakın tarihin böylesi karanlık sayfalarının bütün ayrıntılanan resmi gerçek komisyonlarla ortaya sermeli, sorumlular tespit etmeli, bu bilgiyi toplumsallaştırmalı, mağdurlardan resmen özür dilemeli ve 'bir daha asla' diyebilmek için kötülüğün sembolü haline gelmiş olan bu tip yerleri "İnsan Hakları Müzesi " yapımı üzerinden koruyarak iyiliğin sembolü haline dönüştürülmelidir.
Biliniz ki Türkler ve Kürtler olarak, birbirimizi anlamanın yolu Diyarbakır Cezaevinde yaşanan insanlık dışı uygulamaları sorgulamaktan geçiyor.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın