Kobani davasında 3. duruşma görülüyor: Reddi hakim itirazına ret
Haber Merkezi - Kobani olayları ile ilgili HDP milletvekillerinin de aralarında olduğu 108 kişi aleyhine açılan davanın 3. duruşması Ankara'daki Sincan Cezaevi kampüsünde görülmeye devam ediyor.
Bugünkü duruşmada, avukatların ilk duruşmadaki reddi hakim talebinin geri çevrilmesine yaptığı itirazın reddedildiği açıklandı.
Davanın 3’üncü duruşması Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu sabah başladı.
Duruşmaya, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar’ın yanı sıra milletvekilleri ve bazı baro başkanları da katıldı.
Yargılanan 108 sanık arasında HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eş Başkanı Gültan Kışanak ve eski HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder de bulunuyor.
HDP eski eş başkanları ve Sırrı Süreyya Önder, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Duruşmanın başında mahkeme heyeti, avukatlar ve siyasetçilerin reddi hakim taleplerinin reddedilmesine ilişkin Ankara 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazın reddedildiği duyurdu.
“Savcı Ahmet Altun’un atamasının neden iptal edildiği sorulsun”
Duruşmadan anlık bilgi aktaran “6-8 Ekim Gerçekleri” isimli sosyal medya hesabından paylaşılan bilgiler şöyle:
“Reddi hakim taleplerinin reddine yönelik avukatların yaptığı itiraz, üst mahkeme tarafından reddedildi. Kobanî Kumpas Davası, siyasi iktidarın organizesi, baskısı ve yönlendirmesi ile görülüyor.
Av. Günizi Satar: 2015’te emniyet tarafından hazırlanan araştırma tutanağı 8 Ocak 2021’te Ankara 22. ACM tarafından kabul edilen Kobanî davası iddianamesinin temelini oluşturdu. 2015’ten iddianame kabulüne kadar dosyaya emniyet tutanağı dışında hiçbir şey eklenmedi.
Av. Maviş Aydın: MHP’li kimliği ile bilinen Soruşturma Savcısı Ahmet Altun, İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak atanmış ancak bu karar Erdoğan’ın karşı hamlesi olarak iptal edilmiş ve yeniden Kobanî Davası’nın savcısı olarak görevlendirilmiş.
Av.Maviş Aydın: Soruşturmayı yeni şahıslara doğru genişletmesini gerektirecek yeni bilgi, belge gelmediği halde Savcı Ahmet Altun’un, kim tarafından, nerede hazırlandığı bilinmeyen liste üzerinden araştırma başlatması, soruşturmanın siyasal hedefinin olduğunu göstermektedir.
Av. Kenan Maçoğlu: HSK’ye müzekkere yazılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak atanan Savcı Ahmet Altun’un atamasının neden iptal edildiğinin sorulmasını istiyoruz.
Av. Kenan Maçoğlu: Savcının kulağına fısıldayan birileri var. Bingöl’e, Bitlis’e, Patnos’a yazılar yazarak kendisine itirafçı arıyor. Bu çabalar sonuç vermiyor. Yüksekdağ ve Demirtaş tutuklanana kadar savcı herhangi bir delil sunup gizli tanık bulamıyor.
Av. Kenan Maçoğlu: Siz böyle ciddi bir iddianameyi kabul ediyorsunuz ama gizli tanığın nasıl bulunduğunu, ifadesinin nasıl alındığını sormuyorsunuz. Bunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sorulmasını istiyoruz.
Av. Kenan Maçoğlu: Savcı Ahmet Altun, bu dosyaya dahil olur olmaz Demirtaş’ın 6-8 Ekim savunmasını istemiş. Aynı savcı aynı zamanda Ankara 19.ACM’nin duruşma savcısı. Ahmet Altun, kim tarafından ne amaçla atanmıştır bunun soruşturulmasını istiyoruz.
Av.Kenan Maçoğlu: Savcı dosyada bir belge unutmuş. Siz de incelemeden kabul etmişsiniz. Neyse ki bu artık kayıtlara geçti, kaybedilme şansı yok. Soruşturmaya müdahale eden el bu belgede diyor ki; “Bu dosyaya çalışın ve HDP kapatma iddianamesinin temelini oluşturun”
Av. Zeynep Sedef Özdoğan: Sokak eylem alanıdır ve bu Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. ‘Sokağa çıkın, demokratik haklarınızı kullanın’ çağrısı suç sayılamaz.
Av. Benan Molu: Siz görmezden gelseniz de AİHM kararı bağlayıcıdır. Beraat kararı vermek ya da tahliye etmek dışında başkaca verilebilecek bir karar yok.
Avukatların savunmalarının ardından mahkeme başkanı, dosyada unutulan evrakın dosyayla ilgilinin bulunup bulunmadığının araştırılmasına ve avukatların taleplerinin reddine karar verdi. Duruşmaya 14:00’e kadar ara verildi.
Avukatların mikrofonu kapatılarak ara karara geçildi
Avukatlar söz almak istediği sırada mahkeme başkanı, iddia makamından belirtilen taleplere ilişkin mütalaasını açıklamasını istedi. İtiraz eden avukatların da mikrofonu kapatılarak ara kararlar okundu.
Bunun ardında savunmalara geçildi. Savunmasını yapan HDP Kaet Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen “6-8 Ekim’de provokasyon IŞİD tarafından yapılmıştır. Suriye’de akrabalarına yönelik saldırılar insanları harekete geçirdi. Kadınların, çocukların kaçırıldığı ortamda benzerlerinin yaşanmamasına karşı eylemler yapıldı” dedi.
Suçlamaları reddeden Bilgen şöyle devam etti:
“37 kişinin ölümüne sebebiyet vermek” çok ağır bir suçlama. 37 kişiyi karşıma alsalar ve başıma silah dayasalar “Ya bu kişilerden birisini öldür ya seni öldüreceğiz” deseler kendi ölümümü seçerim. Hiçbir ölümü ayırt etmeksizin, hiçbir ölümle ilişkilendirilmeyi kabul etmiyorum. İnsanlar ağlamasın, çocuklar ölmesin diye siyasete başlamış bir insan olarak bu suçlamayı çok ağır bir itham olarak görüyorum.
Türkiye hala darbe anayasasıyla yönetiliyorsa bunda hepimizin sorumluluğu var. Anayasanın demokratik olması için değiştirme çalışma ve araçlarının da yine demokratik olmasını savunuyorum.”