Gare’de 13 rehinenin yaşamını yitirdiği operasyon ile ilgili neler biliniyor?

14-02-2021
Rûdaw
Etiketler TSK Gare operasyonu PKK Hulusi Akar
A+ A-

Haber Merkezi – Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Gare bölgesinde yürütülen askeri operasyonda, PKK tarafından öldürülen 13 Türk vatandaşının cansız bedenine ulaşıldığını açıkladı. Ancak PKK, “esir” dediği bu kişilerin TSK bombardımanı sonucu yaşamını yitirdiklerini öne sürdü.

 Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 10 Şubat günü Kürdistan Bölgesi toprakları içerisinde bulunan Gare Dağı bölgesinde “Pençe Kartal-2” adıyla operasyon başlattı.

Gare’ye ilk karadan askeri operasyon

Türkiye Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve PKK’nin askeri kanadı Halk Savunma Birlikleri (HPG) tarafından yapılan açıklamalara göre, operasyon gece saat 02.55’ten itibaren Gare’de PKK kamplarının bulunduğu Guzê, Meyrokê, Siyanê, Çemşerîtkê, Yekmalê ve Kanîsarkê köylerinin yanı sıra Deşta Kafya ile Deşta Nehlê mıntıkaları savaş uçakları ve helikopterlerce bombalandı.

Ardından bu bölgelere Skorsky tipi helikopterlerle askerler indirildi. Bu şekilde TSK ilk defa Gare’de PKK’ye karşı karadan bir operasyon gerçekleştirmiş oldu.

Rehinelerin tutulduğu kamp operasyon kapsamında

MSB ilk açıklamasında operasyonun amacının, “PKK’nin saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak maksadıyla” gerçekleştirdiğini duyurdu.

Ancak HPG Gare Eyalet Komutanlığı, 11 Şubat’taki açıklamada, “Bombalanan yerler arasında savaş esirlerinin tutulduğu bir kamp da bulunmaktadır” dedi.

MSB, 11 Şubat’taki açıklamasında ise, operasyon kapsamında ilk olarak PKK’lilere ait barınak, sığınak ve mühimmat depoları, karargah yerleri ile mağaralardan oluşan 50'den fazla hedefin hava harekatı ile imha edildiğini kaydetti.

Açıklamada, 40'tan fazla uçağın katıldığı operasyonda İHA/SİHA’ların yanı sıra tanker uçakları ve havadan erken ihbar ve kontrol uçakları da görev aldığı, hedeflerin tam isabetle vurulduğu, hava harekatının ardından ise bölgeye kara unsurlarının helikopterle indirildiği bilgisini paylaştı.

Türk basını, söz konusunu operasyonun icra edildiği mağaranın başlıca özelliklerini yazdı. Buna göre, 3 giriş, 9 oda ve 7 tane demir kapıdan oluşan mağara, zikzakların olduğu, bazı noktaların 1 metre 20 santimetre olduğu, insanların sadece sürünerek gidebildiği bir yapıda.

Operasyonun bilançosu

MSB, Gare operasyonu başlangıcında ilk temasta 2 akserin hayatını kaybettiğini, 4 askerin de yaralandığını duyurdu. Bakanlık daha sonra sonra yaralı askerlerden birinin daha hayatını kaybetmesi bu sayının 3’e yükseldiğini açıkladı.

Hayatını kaybeden askerlerin,  Piyade Komando Yüzbaşı Burak Coşkun, Muhabere Komando Yüzbaşı Ertuğ Güler ve Muhabere Astsubay Kıdemli Çavuş Harun Turhan oldukları belirtildi.

Bakanlık bugün (14 Şubat 2021) yaptığı açıklamada, Gare’de 3 PKK’lilin SİHA’lar tarafından vurulduğunu böylece operasyonun başından beri yaşamını yitiren PKK’lilerin sayısının 53 olduğunu aktardı.

HPG ise 4 gün boyunca yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren askerlerin sayısının çok daha fazla olduğunu, sadece 10 Şubat günü 9 askerin öldürüldüğünü, kendi kayıplarının açıklandığı kadar olmadığını, konuya ilişkin detaylı açıklamayı daha sonra yapacaklarını duyurdu.

Operasyon sona erdi, 13 rehine hayatını kaybetti

Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bugün yaptığı açıklamada Kartal-2 operasyonunun yapıldığı Gare bölgesinde bir mağarada başlarından vurulmuş halde 13 Türkün cesedinin bulunduğunu ve operasyonun 14 Şubat pazar günü itibariyle “başarılı şekilde” sonlandırıldığını açıkladı.

Hulusi Akar, “Pençe Kartal-2 Harekat bölgesinde faaliyetlerimiz devam ederken, yoğun çatışmaları müteakip kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır. Yapılan ilk incelemede masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omuzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir” dedi.

Akar, “Sağ olarak ele geçirilen iki teröristin verdiği ilk bilgilerde ise vatandaşlarımızın mağaraya yönelik harekatın başlangıcında sözde mağara sorumlusu terörist tarafından şehit edildikleri ifade edilmiştir. Bu arada vatandaşlarımızı şehit eden mağaradaki teröristlerin tamamı etkisiz hale getirilmiştir” ifadelerini kullandı.

Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) Halk Savunma Merkezi adına yayınlanan açıklamada ise bu kişilerin Türkiye'nin hava saldırıları sonucu hayatını kaybettiği aktarıldı.

Açıklamada, “Türk güvenlik kuvvetlerine mensup savaş esirlerinin tutulduğu kampa da hunharca bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Bu kamp 10 Şubat günü saat 05:00’da önce havadan ağır bombardımana tabi tutulmuş, ardından karadan saldırı geliştirilerek her türlü savaş tekniği ile vurulmuştur. Bu kampta bulunan güçlerimiz kendilerini ve esirleri korumak için kampa girmek isteyen işgalcilere karşı ağır bombardıman altında gerekli cevabı vermiş, etkili bir şekilde vurmuştur. Darbe yiyerek bir kademe geri çekilen işgalci Türk ordusu bu kampın içinde esirlerin olduğunu bilmesine rağmen yine savaş uçaklarıyla yoğun bir şekilde bombalamıştır. Üç gün boyunca gelişen ağır bombardımanlar, kamp dışında ve içinde gelişen yoğun çatışmalar elimizde esir olarak bulunan MİT mensubu, asker ve polislerin bir kısmının yaşamını yitirmesine yol açmıştır” denildi.

Hayatını kaybeden 10 kişinin kimlik bilgileri

Hayatını kaybeden 13 kişinin naaşı Malatya Adli Tıp Kurumu'na getirildi, cenazelerin tespiti için aileler Malatya'ya çağrıldı.

Malatya Valisi Baruş bugün düzenlediği basın toplantısında hayatını kaybeden 13 kişiden 10'unun kimliğinin tespit edildiğini duyurdu.

Bu kişilerin 2015 ve 2016 yılları arasında PKK tarafından kaçırılan kişiler olduğunu söyleyen Baruş, Malatya Adli Tıp'ta yürütülen çalışmalar sonucu kimlikleri tespit edilenleri şöyle açıkladı:

"13 Ağustos 2015'te Diyarbakır Bingöl karayolunda yolcu otobüsünden indirilerek alıkonulan Kahramanmaraş nüfusuna kayıtlı hava savunma uzman çavuş Hüseyin Servet.

28 Temmuz 2015 tarihinde izinli gittiği Erzurum ilinden ailesiyle birlikte dönerken Diyarbakır-Lice-Bingöl yol ayrımında alıkonulan Mersin nüfusuna kayıtlı, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Sedat Yabalak.

18 Eylül 2015 tarihinde Tunceli-Erzincan yolunda alıkonulan, Malatya nüfusuna kayıtlı, Rize İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli Semih Özbey.

2 Ekim 2015 tarihinde Ağrı'daki birliğine katılmak üzere yola çıkan ve Tunceli-Pülümür karayolunda alıkonulan Osmaniye nüfusuna kayıtlı tankçı er Adil Kabaklı.

24 Temmuz 2016 tarihinde Lice ilçesinde ailesiyle birlikte yolda seyir halindeyken alıkonulan Mardin nüfusuna kayıtlı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Vedat Kaya.

15 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır karayolunda alıkonulan Siirt nüfusuna kayıtlı, Bingöl İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli er Süleyman Sungur.

21 Eylül 2016 tarihinde Hakkari-Çukurca karayolunda alıkonulan, Eskişehir nüfusuna kayıtlı, Hakkari İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli uzman erbaş Mevlüt Kahveci.

2 Ekim 2015'te Tunceli-Pülümür yolunda alıkonulan, Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı, Erzincan'daki birliğine gitmek üzere yola çıkmış olan topçu er Müslüm Altıntaş.

Adıyaman nüfusuna kayıtlı Aydın Köse ve Samsun nüfusuna kayıtlı vatandaşımız Muhammed Salih Kancı.”

Siyasetçilerden açıklama

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pençe Kartal-2 Harekat bölgesinde şehit olan 13 sivil vatandaş için başsağlığı diledi. Çavuşoğlu, Twitter'dan paylaştığı mesajda, "Kahraman askerimizin karşısına çıkamayan korkak terör örgütü 13 masum vatandaşımızı kalleşçe öldürdü. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, milletimize ve ailelerine başsağlığı diliyoruz" ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Mağara katliamının PKK terör örgütü ve destekçilerinin hesaba çekilmesi için bir yol ağzı, bir karar ve kader anı olduğuna inanıyorum. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hiç kimse şablon ve bildik ezberlerin arkasına saklanamayacaktır. Masumların kafalarına kurşun sıkan hainleri kim aklamaya ve arkalamaya yelteniyorsa bilinsin ki cinayetlere taammüden iştirak etmiş demektir. Ve teröristtir” dedi.

AK Parti Genel BaşkanvekiliNuman Kurtulmuş, "Hain terör örgütü tarafından alçakça şehit edilen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Kalleş terör örgütlerine ve onların destekçilerine karşı verdiğimiz mücadelemizi kararlılıkla ve amansız bir şekilde sürdüreceğiz” diye konuştu.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Hain terör örgütü tarafından kaçırılarak, alıkonuldukları mağarada şehit edilen masum sivil vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun” açıklamasını yaptı.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, “PKK terör örgütü tarafından Gara ‘da şehit edilen 13 sivil vatandaşımıza Yüce Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Türk milletinin başı sağ olsun”dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Gara bölgesinde hain terör örgütü tarafından kaçırılan ve alçakça şehit edilen masum vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, aileleri ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun” paylaşımını yaptı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: "Alıkonulan 13 vatandaşımızın Gara‘daki terör eyleminde PKK tarafından şehit edildiğini derin bir üzüntüyle öğrendim. Vatandaşlarımıza Allah‘tan rahmet, ailelerine sabır, tüm milletimize başsağlığı diliyorum” dedi.

HDP'den açıklama: Derin üzüntülerimizi iletiyoruz

Hakların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada “Basına yansıyan bilgi ve yorumlara göre söz konusu 13 vatandaşın uzun süredir PKK’nin elinde tutulduğu bilinen asker, polis ve devlet görevlileri olduğu anlaşılıyor” denildi.

“Halkların Demokratik Partisi olarak, bu sınır ötesi operasyon sonucunda, uzun süredir PKK’nin elinde tutulan ve kendilerini silahlı bir saldırıdan koruma imkanından mahrum olan 13 kişi ve hayatını kaybeden herkes için derin üzüntülerimizi, kayıpların ailelerine ve sevenlerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz” ifadelerine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“40 yıldır süregelen ve on binlerce yaşama mal olan çatışma boyunca, daha önce de PKK tarafından asker, polis ve devlet görevlileri alıkonmuş, ancak alıkonanların canlarına bir zarar gelmemesi ve en kısa zamanda serbest bırakılmaları için başlatılan diplomatik çabalar her zaman olumlu sonuç vermişti. İnsan hakları örgütleri ve barış aktivistlerinin oluşturdukları inisiyatiflerin yürüttükleri görüşmeler sonucunda alıkonanların tümü eksiksiz ve sağ salim evlerine dönmüşlerdi.

Halkların Demokratik Partisi, barışa ve çatışmasızlık gayretlerine katkı verme sorumluluğuyla alıkondukları günden itibaren asker, polis ve devlet görevlilerinin aileleriyle temas halinde oldu. Yakınları ve evlatlarının serbest bırakılması için çare arayan aileler İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticileriyle birlikte 2015, 2016 ve 2019’da 4 kez Meclis grubumuzu ziyaret ederek yakınlarının özgürlüğüne kavuşması için gayret göstermemiz dileğinde bulundular. Hem bu görüşmelerimizde hem de basın toplantılarında ve Meclis Genel Kurulu’nda yaptığımız açıklamalarda, iktidarın ve diğer partilerin de bu çabalara katılması halinde, payımıza düşen her tür görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu açıkça ifade ettik.

Halkların Demokratik Partisi, ailelerin ve kamuoyunun soru ve taleplerini TBMM gündemine taşımasına karşın, bu çabalarımız yanıtsız bırakıldı. İktidar, ailelerin çırpınışlarına olumlu veya olumsuz hiçbir yanıt vermediği gibi, kimi aileleri de Diyarbakır İl Binamız önünde süregiden oturmaya dahil etti.

Oysa iktidarın alıkonulanların serbest bırakılması için gösterilen çabaları cesaretlendirerek, sivil toplum örgütleri, barış aktivistleri ve etkin politik şahsiyetlerden bir heyet oluşturarak, onların ailelerine kavuşması için yolu açması, önceki örneklerin de gösterdiği gibi pekala mümkündü. Ne yazık ki, görevlilerinin yaşam ve özgürlüğü için üzerine düşen diplomatik ve insani sorumlulukları üstlenmekten kaçınan iktidar, maksadı ve hedefi belirsiz bir askeri operasyon ile yaşamlarını riske attığı ve sonunda ailelerine naaşlarını teslim ettiği kayıpların sorumluluğunu, bu süreçte daima ailelerin yanında durmuş olan partimize yükleme çabasına girişmektedir. Bunu hiçbir vicdan kabul etmez.”

HDP Merkez Yürütme Kurulu açıklamasının devamında, “İktidar, partimizden hesap sorma değil, kayıpların ailelerine ve topluma hesap verme konumundadır. Aynı şekilde PKK de hayatları kendilerine emanet olan tutsakların nasıl can verdiklerine, bu ölümlerdeki kendi sorumluluklarının ne olduğuna ilişkin olarak Türkiye ve dünya kamuoyunu bilgilendirmelidir” sözlerine yer verdi.

Ankara, Erbil ve Bağdat hükümetlerinin ulusal ve uluslararası basının kayıpların gerçekleştiği bölgede gözlem yapmasının önünü açması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, “Ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini de bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu ölümler, tüm ayrıntılarıyla araştırılmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Alıkonanların yaşamları rastlantılara ve çatışma ortamının insafına bırakılmamalı, ailelerin ve kamuoyunun talebine karşılık, PKK elinde tutmaya devam ettiği kişileri salıvermelidir. Bu vesileyle, hayat kayıplarının önüne geçilmesinin temelli ve sonuç alıcı tek yolunun çatışma politikalarına son verilmesi, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün demokratik ve barışçıl yollarla aşılması olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.”

Ek Kaynak: Reuters, AA

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli