Devlet Bahçeli: PKK'nın bittiği şartsız olarak açıklanmalıdır

10 saat önce
Etiketler Devlet Bahçeli Kürt meselesi Abdullah Öcalan
A+ A-

Haber Merkezi - MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, MHP Meclis grup toplantısında konuştu. 

Bahçeli, “Terör örgütünün sonu gelmiştir. PKK'nın bittiği şartsız olarak açıklanmalıdır. DEM heyeti ile İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmede PKK'nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur" dedi.

Geçen hafta DEM Parti heyetinin yaptığı ziyareti de değerlendiren Bahçeli, "DEM'in ziyaretleri memnuniyet vericidir. Bizim nezdimize müsbet gerçekleşmiştir" diye konuştu.

Rojava’ya da değinen Bahçeli, “Bataklık nerede bulunuyorsa, özellikle Fırat'ın doğusunu meşru müdafaa ilkeleri gereğince darmadağın etmesi Türkiye Cumhuriyeti'nin bir devlet onurudur. PKK / YPG Suriye'den çıkarılmalı, Fırat'ın iki yakası terörden arındırılmalıdır" ifadelerini kullandı.

MHP lideri Bahçeli özetle şöyle dedi:

“Tam 1,5 asırdır Türk ile Kürt arasında açılmak istenen ölümcül uçurumları ebediyen ve tamamıyla kapatmadıktan sonra bin yıllık kardeşlik çağrısını gerçek manasına nasıl tahvil ve teşmil edeceğiz?

Öteden beri Kürt kardeşlerimize bizi kötülediler. Aramıza çomak sokmak, insani ve İslami ve milli irtibatlarımızı sabote etmek amacıyla her yalan ve iftirayı tedavüle soktular.

“Kendimizi bir türlü anlatamadık”

Fitnenin küfürden daha şiddetli olduğu aşikarken buna aldırış etmeksizin en vahim, en vandal, en vahşi dedikoduları milli bünyemize serpiştirip servis ettiler. Zehri zemzem diye yutturmaya kalkıştılar. Milliyetçi Hareket Partisi ile Kürtleri düşman göstermek amacıyla iç ve dış menşeli hain bir propagandayı devamlı güncelleyip körükledirler.

İtiraf edeyim ki ne yaptıysak, ne söylediysek kendimizi bir türlü anlatamadık. Belli ki muhabbet ve hürmetimizi layık olduğu vecihle gösteremedik.

Halbuki Kürt kardeşlerimize hiçbir zaman şaşı bakmadık. Onları hiçbir zaman öteki ve sorun görmedik. Hep birlikte Türk milleti olduğumuzu yüreklilikle savunduk.

“Erbil'deki Peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez”

Bakınız 6 Haziran 2011 tarihli Diyarbakır açık hava toplantımızda ne demiştim; "Siz Türk milletinin eşit, onurlu ve yeri doldurulamaz birer mensubusunuz. Siz bizim her şeyimizdensiniz. Duamızdansınız, gönlümüzdesiniz, dilimizdensiniz. Şunu da kesinlikle inanın Washington'dakiler sizi benden daha fazla sevemez. Brüksel'dekiler sizi benden daha çok anlayamaz. Erbil'deki Peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez. Türk ile Kürt'ün alın yazısı bir yazılmıştır."

Biz bu görüşten hiçbir şekilde taviz vermedik. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hepimizin, Türk vatanı hepimizin, dahası hepimiz Türk milletiyiz.

Yine Diyarbakır açık hava toplantımızda şunları söylemiştim; ‘Unutmayınız ki; ya bu vatan üzerinde bir ve bütün olarak kardeşçe yaşayacağız ya da millet olarak yalnızca Diyarbakır'dan değil, Anadolu'dan da atılacağız.’

Yedi düvelin karanlık planları durmak bilmiyor. Bunun için terörist PKK'yı taşeron olarak kullanıyor. Dağlarımızdaki eli silahlı eşkıyayı sürekli besliyor.

Bir tarafta hepimiz varız, diğer yanda milletimizi ayrıştırmaya çalışan odaklar. Bir yanda Türk milleti var, diğer yanda iştahları yüzyıllardır doymayan Haçlı zihniyeti. Umuyorlar ki birbirimizden kopalım. İstiyorlar ki kardeş kavgasının tarafı olalım. Diyorlar ki birbirimize küselim ve çözülelim.

Aramızı bozmaya çalışıyorlar. Birbirimizi düşürmeye çabalıyorlar. Biz birlikteyken amaçlarına ulaşamadılar. Ulaşamayacaklarını da biliyorlar. Şimdi de dağıtarak sonuç almayı istiyorlar. Ama asla başaramayacaklar. Emellerine muvaffak olamayacaklar. Bizi asla bölemeyecekler.

“Bizi bölmeye kimsenin nefesi yetmeyecektir”

Evet ve şüphesiz bizi bölmeye kimsenin nefesi yetmeyecektir. Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar çekmek için on yıllar boyunca faal halde bulunan zalimler ve onların kiralık tetikçisi hain bölücü örgütün sonu gelmiştir.

PKK/YPG terör örgütü Kürt kardeşlerimizin ne vasisi ne vasıtası ne de varlık nedenidir. Bölücü terörün Türk-Kürt kardeşliğini küresel sipariş üzerine hançerleme teşebbüsleri artık çuvallamış, muazzam milli uyanış kenetlenmiş halde belini doğrultmuştur. Terörsüz Türkiye'nin şafağı sökülmüştür. Türkiye'nin kilitleri sökülmüş, huzurun şahlanışı tarih sahnesine çıkmıştır.

“DEM Parti'nin yaptığı temas ve ziyaretler müspet”

DEM Parti'nin yaptığı temas ve ziyaretler bizim nezdimizde müspet seyir ve serencam halinde gerçekleşmiştir.

Usul ve üslup olgunluğunun örneklerine şahit olmak memnuniyet vericidir.

Bu kapsamda terörsüz Türkiye'nin yanında pozisyon alan, duruş gösteren, mesaj veren bu uğurda dürüst ve önyargısız hareket eden herkes değerli bir çabanın tarafıdır.

Hasılı vakit gecikmeksizin yediğimiz ekmeğin, içtiğimiz suyun üzerinde gezdiğimiz toprağın, mensubiyetinden iftihar ettiğimiz milletin hak ve hukukunu ortaklaşa müdafaa etmenin vakti gelmiştir.

Terör markajını kırarak bölücülük damarını kesmenin, milli kucaklaşmayı biteviye başlatarak ayrık otlarını temizlemenin eş anlı şekilde ortak tarih ve kültürde birleşmenin dışında başka bir çare kalmamıştır.

“Ya silahlarını gömmeli ya da silahlarıyla birlikte teslim olmalı”

Terör örgütü için son gelmiş, deniz bitmiş, tutunacağı hiçbir dal kalmamıştır. DEM heyeti ile İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin hitamında PKK'nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur.

PKK'lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya da silahlarıyla birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalıdır.

Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki; terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir.

Suriye'de silahlar bırakılmalı

Suriye'nin güneydoğusunda PKK/YPG bölücü terör örgütü mensupları Suriye hükümetinin çağrısına kulak vermelidir. Silahlar bırakılmalı, terör yöntemiyle sonuç alınamayacağı görülmelidir.

Terör örgütü mücavir topraklarımızın neresinde yürüyorsa, bataklık nerede bulunuyorsa terörün kaynağına hücum ederek özellikle Fırat'ın doğusunu meşru müdafaa ilkeleri gereğince darmadağın etmesi Türkiye Cumhuriyeti'nin bir devlet görevidir.

“Fırat'ın iki yakası da terörden arındırılmalıdır”

Batı'dan kaçanların doğuya sığınmaları diye bir şey olmamalıdır. Fırat'ın iki yakası da terörden arındırılmalıdır. Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve diğer bazı ülkelerin suyu bulandırma, terör örgütünü arkalayıp DEAŞ bahanesiyle teröristlere kol kanat germe teşebbüslerinin geçerliliği ve inandırıcılığı yoktur.

Dostluk ve müttefiklik maskesine bürünen ülkelerin arkadan dolanıp terör örgütüne destek vermeleri hiçbir kitaba sığmayacak ilkellik ve ilkesizliktir. Fırat Nehri kardeşliğin nehridir. Sınır aşan bu nehrimizin sularında taşınan husumet değil, berekettir.

Akan, coğrafyamızın umutları, inanç ve tarihsel bağlarımız, muhterem hatıralarıdır. Diyeceğim odur ki; Fırat'ın doğusu terörden ya da kurtulmalı ya da kurtarılmalıdır. PKK/YPG Suriye'den çıkmalı ve örgütsel hüviyeti sonlandırılmalıdır.

Terörsüz Türkiye'nin doğuşundan rahatsız ve memnuniyetsiz olan bazı döneklerin iki devletin, iki bayrağın, iki dilin isteneceği hezeyan komasına giren, gire gire duyurmaları sadece ve sadece hamaset tiyatrosudur.

Biz kardeşlik dedikçe kuduruyorlar. Terör bitsin dedikçe çılgına dönüyorlar. Varsın kudursunlar, elbette aşıyı vuracak birisi çıkacaktır.

Bunun yanında geceyi onaran mimar gücün iradesi olan millet her şeyi görmektedir. Fuzuli'nin dediği gibi; "Herkesin bir derdi var. Kimi anlatır dilini yorar, kimi susar yüreğini yakar."

Yüreğimiz yansa da dilimizi bunlara karşı artık yormayacağız. Türk milleti var olacak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.

“Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz”

Terörü bitirip bölgesel istikrarla yeniden tarihi yazmak için ayaktayız. Emperyal güçlere ödün vermeden tarihi yeniden yazmanın kararındayız.

Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz. O halde barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey yoktur. Buna ihtiyaç da yoktur, gerek de yoktur."

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli