Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan "Suriye'nin diğer kısımlarını da terör örgütlerinden temizleyerek kardeşlerimizin yuvalarına kavuşması için gereken zemini oluşturacağız" dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şehit Polis Recep Topaloğlu Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Kocaeli 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.
AK Parti Sakarya Teşkilatı kadrolarında görevlerine devam eden ve yeni görev alan kişilere başarılar dileyen Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un şiirindeki "Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz" dizelerini hatırlattı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bir yandan mevcut sıkıntıları çözmekle uğraşırken diğer yandan ülkemizin ve milletimizin önündeki yeni fırsatları değerlendireceğimiz bir irade ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Biz, bu iradeye sahibiz. Milletimiz de 22 yıldır girdiğimiz her mücadelede yanımızda yer alarak bu iradeye sahip olduğunu göstermiştir. Kimi zaman günlük sıkıntıların, konjonktürel dalgalanmaların, karamsarlık pompalayan kifayetsizlerin etkisiyle morali bozulan vatandaşlarımızın olduğunu görüyoruz. Şundan her bir insanımız emin olsun. Türkiye Cumhuriyeti, ikinci asrıyla birlikte önüne açılan yeni kapıları, yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmektedir."
"Türkiye Yüzyılı" diye ifade ettikleri bu yeni dönemin geçici sancıları geride bırakıldığında çok büyük imkânlar yakalayacaklarını belirten Erdoğan, bunun için vatandaşlardan biraz daha sabır, metanet, cesaret, gayret ve destek istediklerini kaydetti.
"Biz muhacirleri hiçbir zaman bu ülkeden kovmayacağız"
Birilerinin sürekli milleti umutsuzluk batağına sürükleme gayretinin arkasında bugün ile gelecek arasındaki irtibatı koparma niyetinin olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin ve Türk milletinin hiçbir kazanımına sevinemeyen, tam tersine hepsine bir kulp takmak yoksa da öyleymiş gibi göstermek için uğraşan güruhu görüyorsunuz değil mi? Bunlar, artık siyasetin değil psikiyatrinin konusu olacak bir yere savruldu. Bunlar demiyorlar mıydı, 'Biz gelince bütün buradaki muhacirleri geldikleri yere göndereceğiz.' diyenler bunlar değil miydi? Biz de diyorduk? Bu millet ensardır. Onlar ise muhacirdir. Biz muhacirleri hiçbir zaman bu ülkeden kovmayacağız. Onlara hep sahip çıkacağız. Hamdolsun dediğimiz oldu mu? Oldu. Şimdi ne oldu? Ensar yeniden geldiği yere, kendileri üzülerek görüyoruz ki çuvallarla, valizlerle dönüyorlar. Eğer bizim bu sabrımız olmasaydı bu olur muydu? Olmazdı ama biz sabrettik. 'Men sabera zafera' dedik ve sabredenler zafere ulaştılar."
Türkiye'yi 2023 vizyonuyla buluşturduklarını vurgulayan Erdoğan, 2053 ve 2071 vizyonlarını da hayata geçirmenin yine AK Parti kadrolarına nasip olacağını, bunun için hep birlikte çok çalışmalarının gerektiğini söyledi.
İslam'ın bugünkü Endonezya başta olmak üzere Asya'nın derinliklerine nasıl yayıldığını herkesin bildiğini belirten Erdoğan, "İslam ahlakıyla mücehhez birkaç tüccar, örnek hayatları, ticaretleri, ahlaklarıyla 3-5 yıl içinde koskoca bir ülkedeki milyonlarca insanın hak dinle müşerref olmasını sağlamışlardır. Sizlerin her birinin de örnek duruşunuzla milyonların gönlüne AK Parti sevgisini, muhabbetini ilmek ilmek öreceğinize evet, ben inanıyorum." diye konuştu.
“Suriyeli kardeşlerimize kol kanat gererek, kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirdik”
Erdoğan, "Sınırlarımız içinde ve hemen dibinde hayata tutunmaya çalışan Suriyeli kardeşlerimize kol kanat gererek, kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirdik. Bunu da şikâyet ederek değil muhacirlere ensar olma şuuruyla yaptık." dedi.
Erdoğan, Sakarya'nın asırlardır orada yaşayan kardeşlerinin yanı sıra son 150 yılda Kafkasya'dan Balkanlara kadar gönül coğrafyasının dört bir yanından gelen kardeşlerine de kucağını açan bir şehir olduğunu söyledi.
Türkiye'de kardeşliğin, diğerkâmlığın, dara düşene el uzatmanın kıymetini en iyi Sakaryalıların bildiğini belirten Erdoğan, "Şehrimizin sembol yerlerinden biri olduğu Anadolu coğrafyası, son dönemde zalimlerin zulmünden kaçarak sığınanları da bağrına basmıştır. Sınırlarımız içinde ve hemen dibinde hayata tutunmaya çalışan Suriyeli kardeşlerimize kol kanat gererek, kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirdik. Bunu da şikâyet ederek değil ha, muhacirlere ensar olma şuuruyla yaptık." ifadelerini kullandı.
"İki satır tarih okuyacak, bir iki makale karıştıracak vakitleri dahi yok"
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıp ileri geri konuşuyor. Ne diyorlar? 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?' Bunu diyecek kadar kendi tarihini bilmeyenleri kültür ve medeniyet değerlerimizden yoksun olanları görüyoruz. Kimi bu soruyu cahilliğinden, mevcut CHP yönetimi gibi olanların çoğu da tamamen ideolojik fanatizmden soruyor. Şimdi gördün mü, niçin bizim oralarda olduğumuzu? Şimdi gördünüz mü bizim niçin Suriye'de olduğumuzu? Ne oldu şimdi? Suriye'nin başındaki nerede? Şu anda Suriye'den gelen kardeşlerimiz, şimdi neredeler? Diyorlar ki, 'Biz tekrar topraklarımıza dönüyoruz.' Parti içi iktidar mücadelesinden başlarını kaldırıp iki satır tarih okuyacak, bir iki makale karıştıracak vakitleri dahi yok."
“Hama, Şam, Rakka dediğimiz şehirler tıpkı Antep gibi, tıpkı Hatay gibi, tıpkı Urfa gibi bizim birer vilayetimiz olacaktı”
Türkiye'nin hemen dibinde kritik gelişmeler yaşandığını dile getiren Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama bunlar ne olup bittiğini takip bile etmiyorlar. Öyle ki dünya yıkılsa, üçüncü cihan harbi çıksa inanın CHP yönetiminin umurunda olmaz. Mesela şu soruyu kendilerine hiç sormuyorlar. Birinci Dünya Savaşı, bölgemizde sınırları yeniden belirlerken, şartlar başka türlü zuhur etseydi acaba ne olurdu? Kuvvetle muhtemel, Halep dediğimiz, İdlib dediğimiz, Hama dediğimiz, Şam dediğimiz, Rakka dediğimiz şehirler tıpkı Antep gibi, tıpkı Hatay gibi, tıpkı Urfa gibi bizim birer vilayetimiz olacaktı. Bu şehirler sınırlarımız dışında kaldı diye herhâlde oralarda yaşayan insanlarımızla bağımızı tümden kesecek değildik" diye konuştu.
"Dünyada hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı siyasi ve toplumsal bir yükü tereddüt etmeden sırtlandık"
Erdoğan, sınır şehirlerdeki vatandaşlarla, sınırın ötesindeki yerlerde yaşayanların son bir asır boyunca insani ilişkilerini, alışverişlerini, akrabalıklarını devam ettirdiğini kaydederek, Türkiye'deki şehirler ile sınır ötesindeki şehirler arasında düzenli otobüs ve dolmuş seferleri, taksi ulaşımının hep sürdüğünü anlattı.
Suriye'de 2011'de başlayan ve 13 yıldan fazla süren iç çatışmaların kardeşlik iklimini başka bir boyuta taşıdığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada bizden başka hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı siyasi ve toplumsal bir yükü hiç tereddüt etmeden sırtlandık. Asırlara sâri kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirirken içeriden ve dışarıdan üzerimize gelen nice baskıyı, ithamı, tahriki, provokasyonu göğüslemek mecburiyetinde kaldık. İnsani ve ahlaki temelden yoksun bu saldırılara rağmen asla geri adım atmadık. Peki, neticede kim haklı çıktı? Allah'a hamdolsun, biz haklı çıktık. Rabbim bizi ne milletimize ne Suriyeli mazlumlara mahcup etmedi. İşte 13 yıl sonra Suriye yeniden özgürleşme yolunda ilk adımını attı. Altmış bir yıllık zulmün arkasından Baas rejimi düşerken Esed pılını, pırtısını toplayıp bir gecede kaçmak zorunda kaldı."
"Suriye'nin diğer kısımlarını da terör örgütlerinden temizleyerek kardeşlerimizin yuvalarına kavuşması için gereken zemini oluşturacağız"
Suriyeli kardeşlerinin geçici bir yönetim oluşturup düzeni ve güvenliği sağlamaya başladıklarını belirten Erdoğan, "Suriye'de evi, iş yeri, arazisi, akrabası olan misafirlerimiz de yavaş yavaş geri dönüş yoluna geçti. İnşallah Suriye'nin diğer kısımlarını da terör örgütlerinden ve işgalcilerden temizleyerek bu kardeşlerimizin tamamının yuvalarına kavuşması için gereken zemini oluşturacağız. Birikimleriyle işiyle kabiliyetleriyle emeğiyle üretimiyle ülkemize katkı vererek burada kalmak isteyenlerin de başımızın üstünde yeri vardır. Önemli olan ister kendi ülkesinde, ister burada kardeşlerimizin huzur içinde yaşamaları, geleceklerine güvenle bakabilmeleridir. Türk'ü Türk yapan, bizi biz yapan haslet, işte budur" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Suriye'deki devrime şaşı bakanlara, Esed dönemini yüceltenlere, meseleyi başka güçlerin tezgâhı seviyesine indirenlere en güzel cevap Şam'daki yeraltı hapishaneleridir. Bunları televizyonlarda izlediniz değil mi? O hapishanelerin hâlini gördünüz değil mi? Esed bu insanlara nasıl zulmetmiş ve o cezaevlerinde girerken 60 kilo, 70 kilo olan o insanlar, ne yazık ki şimdi çıkarken oradan 30 kiloya düşmüşler. Zulüm ile abad olunmaz, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste."
Esed'in af çağrısına kanıp rejimin kontrol ettiği şehirlere dönenlerin ise "cezaevi" denilen ölümhanelerde türlü işkencelere uğradıktan sonra katledildiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Televizyonlara, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan vahşet hikâyelerini dinlemeye insanın yüreği dayanmıyor. Ancak CHP Genel Başkanı, Esed'in kendisinin bile inanmadığı af ilanına prim vererek son ana kadar bunun reklamını yapmıştır. Oraya gidecekti ya, Esed'i ziyaret edecekti ya. Özgür Bey ne oldu? Niye gitmedin ya? O ziyareti gerçekleştirseydin ya." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, eleştirilerini sürdürerek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bir de şu husus var; Yıllarca sadece ve sadece Suriyeli, Afgan ve diğer yabancılara düşmanlık üzerinden güya siyaset yapanların artık varlık sebepleri ortadan kalktığına göre bundan sonra millete ne diyeceklerini merak ediyoruz. Azıcık ahlakları, azıcık utanma duyguları, azıcık insani duyarlılıkları varsa partilerinin tabelalarını indirir, siyasete tövbe eder, siyaset öncesi işlerine geri dönerler. Ama biliyoruz ki bunların derdi herhangi bir meseleyi sahiplenmek, herhangi bir davayı savunmak değil, konjonktürel sorunlar üzerinden kendilerine bedavadan çıkar sağlamaktır. Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir program, proje, söylem üretmeyen ve Türk siyasetini zehirleyen bu zihniyeti milletimizin irfanına havale ediyoruz. Bunlar hiçbir zaman millette karşılık bulamadılar. Bundan sonra da millet bunlara yüz vermeyecektir. Bazısı cehalet, bazısı lümpen ırkçılık, kimi de mezhepçilik çukurunda debelenmeye devam edecektir. Rabb'im, ülkemizi bunların eline düşmekten muhafaza eylesin diyorum."
"Türkiye'nin AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın vizyonuna ihtiyacı var"
Bunun için AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın gelecek dönemde de sonraki dönemlerde de devam etmesi gerektiğini söylediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin bu ehil kadroya ihtiyacı var. Türkiye'nin bu güçlü liderliğe ihtiyacı var. Türkiye'nin AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın vizyonuna ihtiyacı var. Bunu asla kendi siyasi hırslarımızın bir ifadesi olarak değil, ülkemizin ve milletimizin geleceğiyle ilgili projeksiyonlarımızın bir gereği olarak dile getiriyoruz. AK Parti'nin genel başkanından üyesine kadar tüm mensupları böyle bir sorumluluğun, işte böyle bir vebalin altında olduğunu bir an bile unutmamalıdır. Hepimiz Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmakla mükellefiz. Hepimiz Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmekle mesulüz. Rabb'im, yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum." diye konuştu.
"Baas rejimini aklamak için vicdanlarını bile tatile çıkardılar"
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"MİT TIR'ları kumpasında FETÖ'cü alçaklara destek verilmesinden PKK'nın Suriye uzantısına kadar her yolu denediler. Baas rejimini aklamak için vicdanlarını bile tatile çıkardılar. Suriyeli muhacirlere dönük nefret söylemlerini burada saymıyorum. Evini, yurdunu, eşini, dostunu kaybetmiş mazlumları sırf seçimde 2-3 oy daha fazla alabilmek için arsızca hedef gösterdiler. Neonazi örgütlerinin Avrupa'daki gurbetçilere yaptıklarını maalesef CHP ve yandaşları ülkemizdeki muhacirlere yaptı.
Suriye meselesinde açıkça çuvallamalarına rağmen yanlışta ısrar etmeyi halen sürdürüyorlar. Kendi iç kavgalarına, iç ayak oyunlarına öylesine dalmış durumdalar ki, Türkiye'de, bölgemizde, dünyada neler oluyor haberleri bile yok. Bir gün evvel Suriye'deki sorunun çözümünü Esed'le görüşmekten geçtiğini söylerken ertesi gün Suriye diktatörden kurtuldu diyerek omurgasızz bir şekilde bataklıkta çırpınıp durdular.
"PYD üzerinden bizi sıkıştırmaya çalıştırıyor"
Suriyeli mazlumlara yönelik ırkçı histeri nöbetleri tam 13 yıl bir türlü geçiremedi. Baas rejimin hapishanelerinden yansıyan insanlık dışı işkence, ölüm ve zulüm görüntüleri bile bunları insani çizgiye getirmedi. Bir garibin elinden tutmak yerine hala yerinden yurdundan edilmiş gariplere kin kusuyorlar. Dün sayın Özel çıkmış güya PYD üzerinden bizi sıkıştırmaya çalıştırıyor. Bölücü terör örgütünün Suriye uzantıları ile ilgili bizim duruşumuz bellidir sayın Özel. PYD'yi terör örgütü olarak görüp görmediğinize cevap vermek asıl sizin görevinizdir. Ülke ülke dolaşıp bu örgütün reklamını yapan da sizin milletvekillerinizdi. Bölücü örgütün Suriyeli uzantısına kefil olan sizin eski genel başkanınızdı. Çıkın ve açıklayın YPG konusunda siz de eski genel başkanınız gibi mi düşünüyorsunuz?
Bayrak değiştirmek ne zaman PKK'nın uzantılarını aklamak için yeterli olmaya başladı. Hadi Suriye'yi bilmiyorsunuz, PKK'nın 40 yıldır çevirdiği dolapları da mı bilmiyorsunuz? Allah bunlara basiret ve feraset versin. Tüm bu krizlerde Türkiye'nin kaptan köşkünde AK Parti'nin olması Türkiye'nin şansıdır.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın