İstanbul (Rûdaw) – Gazeteci Nagehan Alçı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk defa tarihinde öngörülmesi zor bir seçime gittiğini söyledi. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun oylarının birbirine çok yakın olduğunu belirten Alçı, AK Parti’den kopmuş gibi görünen bir seçmen kitlesinin son dakikada Erdoğan’a dönebileceğini belirtti.
Bir kaç ay önce Türkiye’nin temel gündeminin “ekonomik kriz” olduğunu dile getiren Alçı, ancak HDP’nin Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’na destek vereceğini açıklaması ile Cumhur İttifakı’nın “Türkiye’nin bekası ve güvenliği” üzerine bir söylem geliştirerek milliyetçi seçmen üzerinde etkili olduğunu ifade etti.
Cumhur ve Millet İttfakı’nın iki Kürt partisi HDP ve HÜDA PAR üzerinden birbirlerini hedef aldığını anlatan Alçı, Kürt seçmenin “sopa olarak kullanıldığı” yorumunu yaptı.
Senger Abdurrahman’ın sunduğu “Seçim Özel” bültenine konuk olan HaberTürk yazarı Nagehan Alçı, yarın yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalıyor gibi görünüyor”
“Türkiye’de son 15 yıldır ilk defa öngörülmesi bu kadar zor bir seçim günü bizi bekliyor” diyen Alçı, “Yarın sandık başına gideceğiz ancak Tayyip Erdoğan’ın karşısındaki rakip hiç bir zaman bu kadar yakın olmamıştı, yada Tayyip Erdoğan’ın önünde bir sonuç çıkarmamıştı. Dolayısıyla ben Nagehan Alçı olarak, 22 yıllık bir gazeteci olarak ilk kez bu seçimde bir öngörüde bulunamıyorum. Çünkü sonuçlar burun buruna, kafa kafaya. Yani takip ettiğim anketlere göre bazıları Tayyip Erdoğan’ı bir puandan daha az bir farkla önde gösteriyor, diğer bazıları Kılıçdaroğlu’nu yine küçük bir farkla önde gösteriyor. Ama bir çoğu ikisini de ilk turda yüzde 50’yi geçemiyor sonucunu veriyor, ikinci tura kalıyor gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
Seçimin ikinci tura gitme olasılığı olduğunu belirten Alçı, “Birinci tahminin bu. İkinci tahminin ise Muharrem İnce’nin çekilmesi ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu lehine küçük de olsa bir puan farkı yaratıp yüzde 50’nin üstüne çıkmasını sağlayabilir. Yada anketlerin aksine aslında AK Parti’den kopmuş gibi görünen bir seçmen kitlesi son dakikada sandık başında Tayyip Erdoğan’a döner ve yüzde 50’nin üzerinde çıkarabilir. Hiç biri için net bir şey söylemek mümkün değil. Açıkçası öngörülmesi çok zor bir seçime gidiyoruz” dedi.
“İktidar stratejisini HDP’nin Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi üzerinden şekillendirdi”
Seçmeni etkileyen konulara da değinen Alçı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Burada da değişkenler var. Şöyle; bundan iki ay öncesine kadar gündemi belirleyen temel konu ekonomiydi. Elbette deprem felaketini de hatırlamamız gerekir. Türkiye 6 Şubat’ta tarihinin en büyük depremini, en büyük yıkımını yaşadı. Ama deprem olduğunda Türkiye zaten çok ciddi ekonomik problemlerin içerisindeydi. Dolayısıyla zaten ekonominin belirlediği bir gündemin üzerine bir de deprem geldi ve Erdoğan, iktidar cephesi açısından çok negatif bir tablo oluşturdu.
Ancak sonrasında seçime yaklaştıkça iktidar cephesi propagandasını Türkiye’nin bekası, güvenliği üzerine kurup bir strateji geliştirdi. Bu stratejiyi de esasen HDP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek vermesi üzerinden şekillendirdi. Yani HDP üzerinden Türkiye’nin güvenliğinin PKK terörü tarafından desteklenecek bir aday üzerinden tehlikeye gireceği, beka sorununun olacağı üzerinden bir söylem inşa etti. Bu söylemi çok kuvvetli bir şekilde işledi ve bununla birlikte Türk milliyetçi tabanı konsolide etmeye çalıştı. Türk milliyetçi tabanın içerisinde yalnızca AK Parti ve MHP seçmeni değil, Kemalist ulusalcı hassasiyeti olan, kendisini milliyetçiden ziyade ulusalcı olarak tanımlayan sekuler milliyetçiler de aslında Tayyip Erdoğan’ın bu söyleminden etkilendiler. Onlar Erdoğan’a dönmediler belki ama Kılıçdaroğlu’na oy verme konusunda tereddüt eden bir seçmen kitlesi de oluştu.”
“Kürtler sopa olarak kullanıldı”
Nagehan Alçı, “Şimdi ben önce kendi rahatsızlığımı anlatayım. Türk siyasetinde maalesef bu seçimde de Kürt vatandaşlarımız bir şekilde sopa olarak kullanıldılar” dedi.
Alçı, bunun nedenlerini ise şöyle özetledi:
“Cumhur İttifakı HDP üzerinden çok sert bir söylem geliştirdi. Buna karşın Millet İttifakı da benzer bir refleksle HÜDA PAR üzerinden çok sert bir söylem geliştirdi. Şimdi bakında Millet İttifakı’nı destekleyen HDP ve Cumhur İttifakı’nın içine kendi genel başkanını sokan HÜDA PAR var. bunların ikisi de Kürt partisi. Çok farklı dinamikleri, çizgileri olabilir ama iki Kürt partisi. Ve Türk siyaseti bir şekilde bu iki Kürt partisini birbirine çarpıştırarak karşı tarafı zayıflatmaya çalıştı. Ben bunun Kürt kardeşlerimiz açısından çok tatsız ve adaletsiz bir durum olduğunu düşünüyorum. Yani biz burada yıllardır kardeşçe eşit vatandaşlık temelinde yaşıyoruz, yaşamak durumundayız. Tayyip Erdoğan çözüm süreci gibi çok kıymetli bir süreci başlatmış bir lider. Kemal Kılıçdaroğlu da bugün barış vaat ediyor. Önemli olan eski refleksleri bir tarafa koyabilmektir. Kürt vatandaşlarımızı araçsallaştırmamaktır. Ben Kürt halkının da Türkiye’de hep birlikte yaşamaktan çok mutlu olduğu kanaatindeyim. Barış Sürecinin getirdiği umudun yeniden hatırlamanın hepimiz açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dilerim Kürt partileri siyaset malzemesi olmaktan çıkarılır. Ama maalesef 2023 Türkiyesinde bunu yaşadık, bunu kabul etmemiz gerekiyor.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın