PDK-Bakur Sözcüsü Özalp: Seçimleri meşru görmüyoruz

13-05-2023
Etiketler PDK-Bakur Hişyar Özalp Seçim2023
A+ A-

İstanbul (Rûdaw) - PDK-Bakur Sözcüsü Avukat Hişyar Özalp, seçimleri neden boykot edeceklerini Rûdaw TV’ye değerlendirdi. Özalp, “Seçimleri meşru görmüyoruz” dedi.

Kürdistan Demokrat Partisi-Bakur (PDK Bakur) Sözcüsü Avukat Hişyar Özalp, Rûdaw TV’nin İstanbul stüdyosunda Senger Abdurrahman’ın konuğu oldu.

PDK-Bakur diğer partilerin aksine 2023 seçimlerini boykot kararı aldı.

 Boykot kararı almalarının birçok nedeni olduğunu dile getiren Hişyar Özalp bu konuda şunları söyledi:

“Seçimleri meşru görmüyoruz”

“Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki seçimleri meşru görmüyoruz. Devlet kurumlarını, Kürdistan’da kolonyalist bir yapı olarak değerlendiriyoruz. Bu kurumların varlığı Kürdistan halkının iradesiyle olmamıştır. Kürdistan halkı, 'Türkiye, Kuzey Kürdistan’da egemen olmalı' şeklinde bir talepte bulunmamıştır. Kürtlerin iradesi dışı Türkiye, Kürdistan’da bir hakimiyet kurmuştur, haklarımızı gasp etmiştir. Bütün bu saydığım nedenlerden ötürü seçimleri meşru görmüyoruz. Kürdistan Bölgesi buna en iyi örnektir. 2005 yılına kadar da Güney Kürdistanlı siyasetçiler Bağdat’a temsilci göndermiyordu. Bu durum, yeniden bir anayasa yazılana kadar devam etti ve o anayasada denildi ki; ‘Irak devleti Kürt ve Araplardan teşkil edilmektedir’. Hatta hatırlarsanız, Başkan Barzani ‘Irak bayrağı, Irak Parlamentosu’ndaki yemin metni değişmedikçe, Kürt temsilciler Bağdat’a gidemez’ dedi. Ardından Irak devletinin yapısı değişti. Federasyona gidildi. Kürtlerin bir statüsü oluştu. Yemin metni, Irak bayrağı değiştikten sonra Parlamentoya temsilci gönderildi.

“Meclis’te olmanın Kürtlere şimdiye kadar bir getirisi olmamıştır”

Diğer bir neden ise; Türkiye'nin bizimle  ilişkisi sömürgecilik ilişkisidir. Kuzey Kürdistan’ın sorunu demokrasi sorunu değildir. Eğer Kürtlerin sorunu demokrasi ile çözüme kavuşsaydı, o zaman seçimlerde rekabet iyi bir şey olabilirdi. Örneğin Fransa demokratik bir ülke ve seçimleri tartışmasız oluyor. Öte yandan Korsika küçük bir ada ama 200 yıldır Fransa’ya karşı bağımsızlık mücadelesi veriyor. Çünkü Korsika sömürgedir ve işgal edilmiştir.

Üçüncü neden ise; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş sürecinden günümüze kadar Kürt parlamenterler Meclis’te oldular. Ancak şimdiye kadar herhangi bir kazanım elde edemediler. Meclis’te olmanın Kürtlere şimdiye kadar bir getirisi olmamıştır. Seçime katılan partiler hangi konuda Kürtlere bir yarar sağladıklarını bize söylesinler. Kürtlerin varlığını kabul ettirebildiler mi??”

"Türkiye Anayasasında Kürtlere yer yoktur"

Kürtlerin şuna kadar hiçbir anayasal hakkına kavuşamadığını dile getiren Özalp, “Türkiye Anayasasında Kürtlere yer yoktur.  Kanunen hepimiz ‘Türk’ kabul ediliyoruz. Anayasanın 66. maddesinde ‘Türkiye’de yaşayan herkes Türktür’ ibaresi yer alır. Resmiyette Kürt diye bir şey yoktur” dedi.

Kürtlerin en az 100 sandalye kazanması durumunda anayasada bazı maddeleri değiştirip, değiştiremeyeceğine ilişkin gelen soruya Özalp, “Hayır, bu söz konusu bile olamaz. Çünkü Türkiye’de sömürgeci bir sistem vardır. Bu sistem, Kürtlerin yok sayılması üzerine inşa edilmiştir.  Kürtler, 400 vekil de seçse Meclis’te anayasanın belirlenmiş maddelerini değiştiremezler. Böylesi bir girişim olması halinde Türkiye rejimi kendisini savunmak için seçilmiş vekilleri tutuklayacaktır. Diğer bir şeyden bahsedeyim size. Türkiye rejimi, Kürtlerin örgütlenmesine karşı her zaman tedbirler geliştirir. Mesela, HDP her ne kadar ‘ben Kürt partisi değilim’ dese de HDP’ye karşı kapatılma davası açıldı. Biz de HDP’yi öyle görmekteyiz. Çünkü, HDP kendisi ‘biz Kürt partisi değiliz, Türkiye partisiyiz’ demekte. Talepleri Türkiye’nin demokratikleştirilmesine ilişkindir. Onun dışında HDP’nin ittifakında yer alan Kürdistan ismi geçen PSK , KKP’ye dönük kapatılma davaları açılmış durumda. En ilginci de bizim partimize yönelik izlenen politikalardır. PDK-Bakur, 6 yıldır kurulmasına rağmen, hala resmi olarak devlet tarafından çalışmamıza izin verilmemektedir”  şeklinde yanıt verdi.  

“Partiler, Kürtlerin ulusal talepleri etrafında  birleşebilir”

Siyasi partilerin, Kürtlerin ulusal talepleri etrafında birleşebileceğini dile getiren Özalp, “Madem Kürtler bir ulustur diyoruz, o zaman ulusal haklarının olduğunu da söylemeliyiz. Nedir bu? Kürtlerin iktidarını yani devletleşmesini talep etmektir. Ancak seçimlerde her partinin talebi farklı. HDP mesela Kürtlerin devletleşmesine karşı olduğunu söylüyor. HÜDA PAR ise AK Parti ile ittifaka gitti, onların söylemi dışına çıkamıyor. Tüm partiler Kürtlerin ulusal değerleri ve taleplerinde mutabık kalırsa, bu temelde ortak bir program oluşturulursa  bir hak elde etmek o kadar da zor olmaz” şeklinde değerlendirdi.

“Kürtler açısından Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında bir fark yoktur”

Kürtler açısından Erdoğan veya Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinin pek bir fak yaratmayacağını söyleyen PDK-Bakur Sözcüsü Avukat Hişyar Özalp, “Seçim kampanyasını takip ediyorsunuz. Kürtlerin çoğunluğunun eğilimi Kılıçdaroğlu’ndan yana. Bunun nedeni Tayyip Erdoğan,  Rojava’ya yönelik operasyonlar yaptı ve  Efrin, Girê Spî, Serêkanîyê’ye  işgal harekatları düzenledi. Ilımlı politikalardan vazgeçti. Bir dönem kendince iyi şeyler yapmıştı. O da kalmadı. Bu bir reaksiyona yol açtı. Bazı Kürt partileri Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini açıkladı. Ancak, Millet İttifakı ve onun adayı Kılıçdaroğlu, Kürtlere tek bir vaatte bulunmuş değiller”  dedi.

Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesi karşılığında HDP ve diğer Kürt partilerinin herhangi bir talebi pazarlık konusu yapmamasını eleştiren Özalp, “Sadece ‘Erdoğan gitsin’ mantığıyla Kılıçdaroğlu’na oy vermek, hiçbir talepte bulunmamak doğru bir siyaset şekli değildir” ifadelerini kullandı.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli