Cizre’deki tarihi köy, baraj suları altında kalacak

13-02-2025
Etiketler Şırnak Cizre Şax köyü Çağlayan köyü
A+ A-

Haber Merkezi – Şırnak'ın Cizre ilçesine bağlı olan ve 1990'lı yılların başında yakılarak boşaltılan Çağlayan (Kürtçe ismiyle Şax) köyünün Nerdüş (Dalgaduriği) Hes Ve Sulama Barajı projesiyle su altında bırakılmak istendiği bildirildi.

İlçe merkezine 15 kilometre uzaklıkta olan köy, bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri.

Tarihi Asur İmparatorluğu dönemine uzanan köyde, 7 tarihi kale bulunuyor. Köyde ayrıca su sarnıçları, mağaralar, oymalı taş ve kayalar bulunuyor.

Köy, 1993-1994 yıllarında "güvenlik" gerekçesiyle yakılarak boşaltıldı.

Köy sakinleri, yakın ilçe ve illere göç etmek zorunda kaldı.

Yurttaşlar, son yıllarda "izin" alarak köylerine girebiliyordu.  Ancak 24 Haziran 2024'te köyün birinci derecede arkeolojik Sit alanı ilan edilmesi sonrası girişler tamamen yasaklandı.

“Yeni barajın, ihtiyaçtan dolayı olmadığını düşünüyoruz”

Dr. Fadıl Bedirhanoğlu, köyün Nerdüş (Dalgaduriği) Hes Ve Sulama Barajı projesiyle su altında kalacağını duyurdu.

“Aslında yapılacak olan yeni barajın, ihtiyaçtan dolayı olmadığını düşünüyoruz” diyen Bedirhanoğlu, “Söz konusu barajın altıda kalacak köylerden birisi, eski adı Şah/Şax olan Çağlayan köyü, Şırnak’ın Cizre ilçesine bağlı yaklaşık 150 haneli, çok sayıda neolotik çağ kalıntılarına sahip, oldukça değerli tarihi eserlere sahip ve surlarla çevrili bir şehir kalıntısı üzerinde kurulan bir köydür” bilgisine yer verdi.

Dr. Bedirhanoğlu, “İlgili tüm devlet ve hükümet yetkililerinden, bu felaket projesini yeniden gözden geçirmelerini ve bu hatadan vazgeçmelerini talep ediyorum. Bölge Barolarına, insan hakları ve ekolojiye duyarlı herkese ve kuruma da, bu baraj ile ilgili duyarlılıklarını ve desteklerini en üst seviyede göstermelerini talep ediyorum” ifadeleriyle projeden vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Dr. Bedirhanoğlu’nun açıklaması şöyle:

“ILISU Barajı, birçok medeniyete ev sahipliği yapan, paha biçilmez tarihi eserleri ile ünlü Hasankeyf kentini sulara gümdü. O tamamlandıktan hemen sonra Cizre Barajının yapım ihalesi gerçekleştirildi. Ilısu Barajı’na benzer şekilde Cizre Barajı da önemli tarihi değerlere sahip Kasrik boğazını ve birçok tarihi yerleri sular altına gömmeye adaydır. Şimdi de Cizre’ye bağlı Çağlayan (Şah/Şax) ve Hisar (Hebler) köylerinin çok değerli ve hiç el atılmamış tarihi değerleri sulara gömecek, Nerdüş (Dalgaduriği) Hes Ve Sulama Barajı projesi ve ÇED raporuyla birlikte tamamlanmak üzere olduğu anlaşılıyor. Ancak gerçekten de amaç söylendiği gibi sulama ise zaten Çağlayan (Şah/Şax) köyünde Silopi ovasına yönelik 1976-77 yıllarında yapılmış ve hala faal olan bir sulama barajı vardır. Nitekim bu sulama barajı yapılırken, suyun tutulacağı yere ulaşmak için proje gereği yapılması gereken servis yolu, tarihi yapı olan kale giriş kapısından geçiyordu ve kapıyı tümden ortadan kaldırıyordu. O tarihlerde bunun önüne geçmek için itiraz ettim ve o zaman Mardin’e bağlı olduğumuz için Mardin Müze Müdürlüğüne şikayette bulundum. Yaptığım şikayet üzerine keşif yapıldı ve hem kapının hem de kapı taşlarının ölçümleri alındı. Düzenlenen bir tutanakla köyün o zamanki muhtarı ve Hisar Karakol Komutanına imzalatılarak teslim edildi. Sonuçta Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından alınan A-213- 13.11.1976 tarih ve sayılı kararla, kale kapısının yıkılmasının mümkün olmadığına karar verildi. Bundan dolayı şirket projesini revize etmek zorunda kaldı ve bir tünel açarak servis yolunu tamamladılar.

Aslında yapılacak olan yeni barajın, ihtiyaçtan dolayı olmadığını düşünüyoruz. Çünkü yeni yapılacak barajın altında kalarak tarihi, kültürel ve doğal servetin heba edilmesi yerine, mevcut baraj ve sulama kanalı ıslah edilerek, yağmurlama ve damlatma yöntemi uygulanarak daha geniş alanlara ulaşılabilir ve kalan araziye de Hizil çayı üzerinde yapılan Siyahkaya barajından getirilecek kanallarla ihtiyaç karşılanabiliyorken bu barajın ısrarla yapılmak isteniyor olması bizleri böyle düşünmeye zorlamaktadır. Bu kadar tahribatın sadece HES yapımı amacıyla yapılıyor olmasını anlamak mümkün değildir.

Söz konusu barajın altıda kalacak köylerden birisi, eski adı Şah/Şax olan Çağlayan köyü, Şırnak’ın Cizre ilçesine bağlı yaklaşık 150 haneli, çok sayıda neolotik çağ kalıntılarına sahip, oldukça değerli tarihi eserlere sahip ve surlarla çevrili bir şehir kalıntısı üzerinde kurulan bir köydür. Şax köyü, otuz yılı aşkın bir süredir yakılarak boşaltılmış ve köy statüsünden çıkarılarak Bozalan (Behmur) köyünün bir mezrası haline getirilmiştir.

Yeni adı Çağlayan köyü olan Şah/Şax köyü, Cudî dağının eteklerinde, doğu, batı ve kuzey yönleri dağlık, güney yönü düz, çoğu bahçe olan ve çok verimli bol sulu bir araziye sahip iken otuz yılı aşkın bir süredir boşaltıldığı ve çok defa yakıldığı için harabe durumda olan, bahçelerinden hemem hemen eser kalmamış bir yer haline getirilmiştir.

Şimdiye kadar herhangi tarihi araştırma yapılmamış Şah/Şax Köyünün bilinen tarihi değerlerinden bazıları şunlardır:

1-Köy, köyün içinde bulunan Mir Bedirxan kalesinden başlamak üzere, biri kuzey doğuya, diğeri de kuzeybatıya uzanan iki vadinin kesiştiği noktada, etrafı surlarla çevrili tarihi bir kentin kalıntıları üzerine kurulmuştur.

Kuzeydoğuya uzanan vadi epey geniştir, bu vadinin dağ eteklerinden doğan memba sularının birleşmesiyle, çok güzel ve temiz ve debisi epey yüksek su akar ve köyü iki mahalleye ayırır. Ayrıca bu vadide köyün tarihi mezarlığı vardır. Mezarlığın yakınında tarihi bilinmeyen ‘PÎRÊ ZÊBARÎ’ olarak adlandırılan bir türbe mevcuttur.  Mezarlığın hemen yanında 7-8 haneli, Ziyaret adında, köye bağlı bir mezra mevcuttur.

Kuzeybatıya doğru uzanan vadi, biraz dardır. İçinden Nerdüş suyu geçmektedir. 1975-76 yıllarında, bu vadi içinden geçen Nerdüş suyu üzerinde, Silopî ovasının bir kısmını sulandıracak bir sulama barajı , tüneller ve sulama kanalları yapıldı ve hala faal durumdadır.

Tarihi değer açısından bu vadide ‘PÎRÊ BERANÎ’ olarak bilinen bir mezarlık ve mezarlığa yakın ‘Malên Cona’ ; Cona evleri olarak bilinen bir harabe bulunmaktadır. Ayrıca Nerdüş çayının kenarındaki kimi kayalarda yontulmuş su arklarının kalıntıları mevcuttur.

2-Köye hakim üç tepe üzerinde, şu ana kadar duvarları kısmen ayakta kalmış birer kale vardır. Tam kuzeyindeki tepede Çeko kalesi, kuzeydoğusundaki bir tepede Kelha keçê (Kız Kalesi) olarak bilinen bir kale vardır. Batısındaki tepede de Kelha Duşê (Duşê Kalesi) olarak bilinen bir kale vardır. Ayrıca köyün hemen kenarında iki vadinin kesiştiği yerde, fazla yüksek olmayan bir tepede Mîr Bedirxan kalesi olarak bilinen büyük bir kale mevcuttur. Bu kalenin bir yılın gün sayısı kadar odaya sahip olduğu, kalenin içinde büyük bir sarnıç, bir medrese ve caminin olduğu söylenir. Kaleye su, dağın eteğinden kaleye kadar örülmüş çok yüksek bir duvarın üzerinden yapılmış su arkı ile getirilmiştir.

3-Tahminen 3-4 km. uzunluğunda, yerleşim yerleri, kale ve bahçelerini de içine alacak şekilde bir sur mevcuttur. Bazı yerlerde surun duvarı hala kısmen ayaktadır.

4-Köy sınırları dahilinde, farklı yerlerde, benim de bizzat gördüğüm ve herhangi bir bilimsel araştırma yapılmadığı için, hangi uygarlıklara ait olduğu bilinmeyen 8 adet kabartma heykel ve bazı heykellerin yan tarafında çivi yazısına benzer yazı bulunmaktadır. Bu heykellerden bazıları sur dahilinde, bazıları da sur haricindedir.

5-Köyün içinde bir camî ve tarihi niteliği olan Hanzade Medresesi (MEDRESA XANZADE) vardır. Bu medrese; Mir Bedirhan ailesinden ismi Hanzade olan bir kadının yaptırdığı ve bütün arazisini ona vakfettiği bir medresedir. Medresede okuyan öğrencilerin iaşe ve ibatesi o vakıf arazisinin gelirleri ile yapılmaktaydı. Bu medresede binlerce alim yetiştirilmiş olduğu yöre halkı tarafından bilinmektedir. Meşhur alim ve şair CEGEXWÎN de uzun süre bu medresede okumuştur. Benim de dahil olduğum bu medrese eğitiminde tanıdığım çok sayıda islam aliminin bu medresede eğitim gördüğüne bizzat tanıklık ettim.

6-Köyün içinde hala kısmen ayakta kalan tarihi değeri yüksek büyük bir kilise (Şax Kilisesi), köyün güneyindeki Dêr Bagoz mıntıkası olarak bilinen arazisinde ‘DÊR BAGOZ MANASTIRI’ olarak isimlendirilen büyük bir manastır vardır ve hala kısmen ayaktadır.

7- Köyde beş adet su değirmeni ve çok yüksekten akan muazzam bir şelalesi vardır. Köyün hem içinde hem dışında çok sayıda geniş çaplı mağaralar mevcuttur. Ayrıca Nerdüş çayı üzerinde tarihi değeri olan iki adet taş köprü vardır. Nerdüş çayını geçtikten hemen sonra, Cizre’ye giden patika yol üzerinde, köyün ikinci tarihi mezarlığı vardır.

8-Köyde bulunan Mîr Bedirxan kalesi ve yerleşim yerleri, 1. Derece sit alanıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı Mardin Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 24. 06. 2024 tarihinde toplanarak, aldığı 24. 06. 2024 tarih ve 865 numaralı kurul kararıyla Çağlayan (Şah/Şax) Kalesi ve Yerleşim Alanı, 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiştir.

Baraj altında kalacak olan ikinci bir köy de Hisar (Hebler) köyüdür. Bu köy de, tıpkı Çağlayan (Şah/Şax) köyü gibi el atılmamış birçok paha biçilmez tarihi esere sahip olan bir köydür. Bu köyde de şu ana kadar hiçbir bilimsel araştırma veya arkeolojik kazı yapılmamıştır.

Otuz yılı aşkın bir süredir köyümüze gidemiyoruz, orada bulunan topraklarımızdan hiçbir şekilde yararlanamıyoruz. Bu süre içinde sadece iki defa köylülere sadaka dağıtır gibi çok cüzi miktarda ödemeler yapılmış ise de, ödenen paranın verilen zararın binde birini bile karşılayacak düzeyde olmadığı bir gerçektir. Verilen tahribat o kadar büyüktür ki şayet köy eski durumuna getirilmek istenirse, köylülere ödenen paranın bin misli bile köyü eski durumuna getirmeye yetmeyecektir.

Yukarıda kısaca ifade etmeye çalıştığım üzere paha biçilmez tarihi değerlere sahip ve ancak hiç el atılmamış; hiçbir bilimsel araştırma veya arkeolojik kazı faaliyeti yapılmamış, kaleleri, surları, kabartma heykelleri olan ve faal bir sulama barajına sahip olan köyümüzün, bir HES projesine kurban edilmesini, doğma büyüme o köyde yaşayan ve ecdadının mezarı o köyde bulunan bir insan olarak, ve benim gibi düşünen tüm köylüler olarak istemiyoruz. Yapılması düşünülen bu barajın, ekolojik, kültürel ve tarihsel olarak insan eliyle yapılmış büyük bir afet olacağını düşünüyoruz.

Tüm bu sebeplerden dolayı,

  1. Öncelikle ilgili tüm devlet ve hükümet yetkililerinden, bu felaket projesini yeniden gözden geçirmelerini ve bu hatadan vazgeçmelerini talep ediyorum.
  2. Bölge Barolarına, İnsan hakları ve ekolojiye duyarlı herkese ve kuruma da, bu baraj ile ilgili duyarlılıklarını ve desteklerini en üst seviyede göstermelerini talep ediyorum.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli