Yıllar önce uyarmıştı: Erzincan'daki durum ileride yaşanacak felaketlerin habercisidir
Erbil (Rûdaw) – Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde yaşanan toprak kayması Metalürji Mühendisi Cemalletin Küçük’ün daha önce siyanür sızıntısının yaşandığı dönemde yaptığı uyarıyı hatırlattı. Rûdaw’a konuşan Küçük, “Bu ileride yaşanacak daha büyük felaketlerin habercisidir” uyarısında bulunmuştu.
Erzincan'ın İliç ilçesinde altın madeninin bulunduğu geniş bir alanda toprak kayması meydana geldi. Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 667 çalışanın içinden 9 çalışanın muhtemelen toprağın altında olduğunu söyledi.
Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeninde Haziran 2022’de de siyanürlü altın çıkarma işlemi sırasında ana cevhere siyanürlü solüsyon taşıyan boruların patlaması sonucu toprağa siyanür karışmıştı.
Anagold Madencilik’e 16 milyon 441 bin TL idari para cezası kesilmiş, Valilik de 20 ton suya sadece 8 kilogram siyanürün karıştığını ve solüsyonun Fırat Nehri’ne ulaşmadığını açıklamıştı.
Fırat nehri üzerinde tehlike arz ediyor
O dönem Rûdaw TV canlı yayınına katılan Metalürji Mühendisi Cemalletin Küçük, her ne kadar siyanür solüsyonu nehre kadar ulaşmamış olsa da bunun solüsyonun yeraltı sularına karışmadığı anlamına gelmediğini söylemişti.
Yeraltı sularına karışmış olan zehirli solüsyonun uzun vadede insanların ve diğer canlıların sağlığını tehdit edeceğini ifade eden Cemalletin Küçük, cevher işlemede zehir kullandığı için söz konusu tesisin kapatılması çağrısında bulunmuştu.
“İleride yavaş yavaş zehirlenmelere sebebiyet verecektir”
Tesisin Fırat Nehri’ne çok yakın olduğunu ve olası bir kazada nehrin kirleneceğini ve bunun Basra Körfezi’ne kadar olumsuz etkileri olacağını ifade eden Cemalletin Küçük, şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“Burada siyanürlü altın işletmesi var. Altın işletmeciliğinin yapıldığı yerde bir ton suya yaklaşıp 2 kilograma yakın siyanür tuzu katılır ve bu bir solüsyon olur. Bu solüsyon da kırılmış ve öğütülmüş cevher üzerine yağmurlama yöntemi ile serpilir. 6 ile 12 metre kalınlığındaki bir cevherin üzerine yağdırma işlemi yapılarak altın sıyrılıp buradan alınır. Teknik kısmı budur…
Miligram seviyesinde bile insan bedenine irdiğinde siyanürün insanları öldürdüğü biliniyor. Çok ağır bir zehirdir. Varsayalım ki bugün şu kadar miktarda bir siyanür sızıntısı oldu. Miktar olarak suya (nehre) ulaşmamış olması yeraltı sularına karışmadığı anlamına gelmez. Yeraltına sızmıştır. İleride yavaş yavaş zehirlenmelere sebebiyet verecektir.
Siyanürün pH’ı düştüğünde buharlaşıp kilometrelerce öteye gidip havzada çeşitli ağır metallerin çözülmesine de sebebiyet verecektir. Onun için ani olarak balıkların ya da diğer canlıların ölümünü beklemek doğru değil şu anda. Ama bu büyük bir felakettir ve ileride yaşanacak olan felaketlerin habercisidir. Büyük bir yağmur yağdığında büyük bir taşmada bunun Fırat Nehri’ne karışması olasılığı var. Şu anda akıntı olmasa bile İliç’te yaşayanlar, madende çalışanlar, yakın mahallelerde yaşayan insanlar sürekli sigara içer gibi her gün çeşitli gazlar solumaktadırlar. İliçlilerin yaş ortalamalarının gelecekte çok düşeceğini öngörebiliriz.
Cezanın ötesinde bu kimyasal tesislerin kapatılması gerekiyor. Bu tür tesislerin dünyanın her yerinde yasaklanması lazım. Özellikle Ortadoğu halkının Basra Körfezi’ne kadar, bu akarsuyun etrafındaki bütün halkların buna karşı bir söz söyleme hakkının olduğunu düşünüyoruz.”