Yüzlerce organ nakli yapmıştı: Böbrek bekleyen doktor hayatını kaybetti
Haber Merkezi – Bursa Çekirge Devlet Hastanesi Organ Nakil Koordinatörü olarak görev yaparken emekliye ayrılan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Timur Didinen (64), böbrek yetmezliğinden yaşamını yitirdi. Eşi ve 2 çocuğunun organ nakli teklifini kabul etmeyen Didinen, "Ben kadavradan organ nakli bekliyorum" demişti.
40 yıllık meslek yaşamında 300'den fazla hastayı yaşama bağlayan Didinen, şeker hastalığının neden olduğu böbrek yetmezliği nedeniyle geçen yıl mart ayında emekliye ayrılmıştı.
Op. Dr. Didinen için Çekirge Devlet Hastanesi'nde tören yapıldı.
Törene Didinen' in ailesi, İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, hastane yöneticileri ve meslektaşlarıyla sevenleri katıldı. Törenin ardından cenaze, Arifhan Camisi'nde ikindi vakti kılınan cenaze namazı sonrası Hasköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Dr. Yavuzyılmaz, yayınladığı başsağlığı mesajında, "Çekirge Devlet Hastanemizde uzun yıllar boyunca Organ Nakli Koordinatörü olarak görev yapan, Emekli Genel Cerrahi Uzman Op. Dr. Timur Didinen ebediyete irtihal etmiştir. Merhuma, Allah'tan rahmet, acılı ailesine sabır ve sağlık camiamıza başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
“Yüzlerce insanın hayata tutunmasına vesile oldu”
İHA'ya konuşan Organ Nakli Bursa Bölge Koordinasyon Merkez Sorumlusu Dr. Yavuz Selim Çınar ise "Timur Bey ile 10 yılı aşkın süre organ nakli alanında beraber çalıştık. Gerçekten 10 yılı aşkın süredir yüzlerce insanın hayata tutunmasına vesile olmuş birisidir. Yüzlerce insan derken, mübalağa etmiyorum. Yaklaşık 300'ün üzerinde organ nakline vesile olmuş, onların hayata tutunmasına sebep olmuş bir meslek büyüğümüzdür. Gerçekten organ naklinde başarıları tartışılmaz bir insandır. Organ nakli alanında adını altın harflerle Türkiye'deki sağlık tarihine yazdıracak birisidir. Türkiye'nin en başarılı koordinatörlerinden bir tanesiydi. Defalarca Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü'nden ödüller aldı. Yıllarca Çekirge Devlete Hastanesi'nde birçok insana umut oldu" dedi.
“Uygun organ çıkmadı”
Dr. Çınar, "Son 3 yıldır aslında hastalığı ağırlaştı' diyebiliriz. 2 yıldır diyaliz tedavisi görüyordu. 2 yıldır kendisi organ bekleme listesindeydi. Canlı nakil talep etmedi, kadavradan bekleme sırasında beklemek istediğini söyledi. Onunla birlikte birçok organ nakli yaptık ama ne yazık ki kendisine uygun organ çıkmadı. Keşke ona uygun organ bulunabilseydi. Kendisi organ bulunacağına inanıyordu. Bulduğumuz birkaç organ kendisine uymadı. Çok iyi bir insan, iyi bir hekim, iyi bir arkadaş, iyi bir dosttu. Çok üzgünüz, yakınlarına sabırlar diliyorum. Kendisi organ naklinde bizlere hep örnek oldu. Birçok kongrelerde onu dinledik. Hastalarla iletişimi çok farklıydı. Onu kendimize örnek aldık" diye konuştu.
“Maide Suresi ile aileleri ikna ederdi”
Timur Didinen, Bursa Çekirge Devlet Hastanesi'nde 8 yıl önce 10 ayda beyin ölümü gerçekleşen 19 hastadan 10’unun ailesini organ bağışına ikna ederek büyük bir başarıya imza attı.
Hastane, Türkiye’de hastaneler arası kadavradan organ bağışı listesinin zirvesinde yer aldı.
O yıl içerisinde beyin ölümü gerçekleşen 10 kişinin ailesini organ bağışına ikna ederek yaklaşık 40 kişiyi hayata döndürdüklerini belirten Çekirge Devlet Hastanesi eski Organ Koordinatörü Op. Dr. Timur Didinen, başarılarının ardında Maide Suresi’nin 32. ayeti olduğunu belirtince tüm dikkatleri üzerine çekmişti.
Hastane personelinin hasta yakınlarını ikna sürecinde en çok “Dinen sakıncası var mı? Vücut bütünlüğünü bozacak mısınız? Aldığınız organlar kimlere gidecek?” gibi sorularla karşılaştığını anlatan Didinen hastane personelinin en büyük yardımcısının ise Maide Suresi’nin 32. ayeti olduğunu belirterek şu şekilde konuşmuştu:
“O ayet der ki: ‘Kim bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini hayatını kurtarmak suretiyle yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır.’ Bu ayeti aktarıyoruz hasta yakınlarına.
Ardından da bağışlanacak organların başka insanlara yaşam vereceğini, bu yüzden organ operasyonlarını manevi bir ruhla yaptığımızı söylüyoruz.”