Doğu Ergil: Türkiye kamplaştı
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Doğu Ergil, “Türkiye o kadar kamplaştı ki her kampın lideri kendi izleyicisine ne söylerse söylesin etkili oluyor” dedi.
“CHP’nin oyu çok daha fazla, Muharrem İnce CHP’nin oylarını konsolide etmiş gözüküyor” diyen Ergil, üzücü olanın HDP’nin Millet ve Cumhur ittifaklarının dışında kalması olduğunu söyledi.
Doğu Ergil, “Gördüğüm kadarıyla Kandil yani PKK oldukça geriye çekilmiş gözüküyor. Bu bir kere hayırlı bir şey, yani HDP öne çıkıyor. Kürtlerin siyasi temsilinin, oyunu siyasi bağlamda oynayacaklarına ilişkin bütün işaretler açık” dedi.
Seçimlerin ardından barış sürecinin başlaması gerektiğini belirten Ergil, “Kürtleri içermeyen bir sistemde Kürt direnişi çoğu zaman silahlı mücadeleye varan şiddet yoluna girdi. Bunun içinde olaya güvenlik açısından bakılıyor ve siyaset bir türlü normalleşemiyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Doğu Ergil, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı...
Cumhurbaşkanı adayları seçim propagandası kapsamında sahalara indi. HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Demirtaş cezaevinde olduğu için kampanyasını sosyal medya üzerinde yürütüyor. Bu kampanyaları nasıl değerlendiriyorsunuz. Sizce kim daha çok başarılı?
Başarının ölçüsü cumhurbaşkanı adaylarının izleyicilerine bağlıdır. İzleyiciler adayları yanlış bir cümle söylediklerinde bile alkışlıyorlar. Yani izleyiciler ne söylediklerine değil, kim olduklarına bakarak daha çok karar veriyorlar. Söylediklerinin hiç önemi yok değil. Şu anda ekonomik krizde olan bir ülkeyiz. Ekonomi üzerine inandırıcı ve rahatlatıcı söyleyenler muhakkak biraz daha ilgi çekeceklerdir.
Fakat Türkiye o kadar kamplaştı ki her kampın lideri kendi izleyicisine ne söylerse söylesin etkili oluyor. Diğer kamplardan izleyici çekmek takipçi çekmek çok kolay değil. O nedenle kimin kampanyasında çok başarılı sorusundan çok, bu kampanyada kendi taraftarına en fazla kim etki yapıyor.
Mesela; AK Parti izleyicileri, takipçileri başka bir partiye oy vermeyecek. En fazla yüzde 1-3 oranında kayabilir, ama artık o kadar katılaşmış çekirdek haline gelmiş ki seçmen o yüzden partiler ve partilerin temsil ettiği ideolojik kamplar daha fazla insana hitap ediyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalması halinde Meral Akşener mi, Muharrem İnce mi daha başarılı olacak?
CHP’nin oyu çok daha fazla, Muharrem İnce CHP’nin oylarını konsolide etmiş gözüküyor. Yani çok fazla bir fire olmaz orada. İkinci turda Millet İttifakı denilen diğer partilerin oyları da, parti liderlerinin söylediği gibi İnce’ye gidecek. Dolayısıyla Muharrem İnce ikinci aday olacaktır. Birinci aday ise belli şimdiki cumhurbaşkanımızdır. Ama onun – İnce- Tayyip Erdoğan Bey’den ne kadar fazla oy alacağı henüz belli değil. Sürprizlere açık birşey.
Kürt oylarının bunun üzerinde etkisi olacağı kesin. HDP ittifakların dışında bırakıldı. Seçim ikinci tura kalırsa Erdoğan ile İnce arasında Kürtlerin tercihi ne olacak?
HDP’nin dışarda bırakılması Türkiye demokrasisi ve siyaseti açısından bir eksidir. Hem kendine cumhur diyen bir ittifak var, diğer taraftanda kendine millet diyan bir ittifak var. Ki bu aynı şey demek aslında. Yani ülkenin halkı demek. Bu ülkenin halkı tasarrufu ülkenin halklarından bir tanesini dışarda bırakıyor. Bu Kürtlere karşı kuşkuyu gösteriyor. Türkiye kendisini Türk diye nitelendiren geniş etnik grup Kürtlerden kuşku duyuyor. Kuşku duyulmaya koşullandırılmış. “Bunların siyasal taleplerden çok ayrılıkçı talepleri olacaktır, ayrılık demek Türkiye’nin bölünmesi demek Türkiye’nin bölünmesi demek Türkiye’nin mahf olması demektir.” Böyle bir mantık silsilesi çalışıyor. Üzücü olan HDP’nin bu ittifakın dışında kalmasıdır.
Fakat gördüğüm kadarıyla Kandil yani PKK oldukça geriye çekilmiş gözüküyor. Bu bir kere hayırlı birşey yani HDP öne çıkıyor. Kürtlerin siyasi temsili oyunu siyasi bağlamında oynayacaklarına ilişkin bütün işaretler açık.
Dediğim gibi hiçbir ittifaka Kürtlerin alınmaması nahoş birşey. Kürt siyasetçileri sağ duyulu bir tutum takındılar. Çok fazla şikayet etmediler. Bunun için çok geniş çaplı protestolara gitmediler. Yanlız “Bu hoş birşey değil. Eğer milli birlik istiyorsanız bizde bu milletin bir unsuruyuz” diye serzenişte bulundular.
Şayet yüzde 10 barajını geçerlerse birincisi; parlamentoda HDP’nin temsili aynı zamanda bir Kürt seçmenin önemli bir bölümünü temsili demektir. Parlamento içindeki Kürtlerin etkinliği demek Kürt sorununun- ki pekçok kişi Kürt sorunu yoktur terörizim sorunu vardır görüşündedir- siyasi çözüme kavuşturulması için siyasi bir şans demektir. İkincisi; Daha dengeli bir siyaset demek. Çatışmacı olmaktansa daha çok uzlaşmacı olmak demek. Siyasetin kapısı aralanıyor demek. Üçüncüsü; Şimdiki gibi bir güç tekelleşmesinin engellenebilir olması demek. Yani bir partinin ağırlığıyla herşeyi yapabilir olması. Denetim dışında kalabiliyor olması. Kararlarının kanun haline gelmesi demektir. Parlamento dışlanarakta oluyor demektir. Yani bütün bunların sonu demektir.
Bir diğer anlamda daha demokratik, daha çoğulcu daha temsile yönelik bir parlamentonun oluşumu demektir. Aynı zamanda sayın cumhurbaşkanı tekrar seçilirse de parlamentonun sadece bir tastik makamı olmaktan çıkması demek.
Kürtlerin bu seçimdeki önemli rolü ve yeri bu. Daha dengeli daha temsili bir siyasal sistemin oluşması demek. Ondan sonra da cumhurbaşkanında biriken güç tekelleşmesinin de önemli ölçüdü çözülebilir hale gelmesi demektir.
Bu seçimde mekanik - mümkün olan herşeyi yapılması- ve siyasi olarak Kürtlerin baraj altında kalmasına çalışılacaktır. Kim buna çalışacaktır? Kürtlerin bu dediğim etkinliği kazanmasını istemeyenler çalışacaktır.
Cumhurbaşkanlık seçiminin ikinci tura kalması ve parlamentoda muhalefet çoğunluğu elde etmesi halinde, ikinci tur Erdoğan’ın şansını azaltır mı?
Bir miktar azaltabilir ama Erdoğan’ın seçmeni sadece AK Parti’nin değil, AK Parti’den bağımsız seçmeni var ve bunların çoğu da kadınlardır. Türkiye’de ortalama vatandaşın ya da niteliklerini çoğunlukta Erdoğan’ın temsil ettiğine inanıyor bu seçmen kitlesi. O yüzden her şeyden her gruptan Erdoğan’ın şahsına oy verecek insanlar var.
Ben bunu temaslarımla gözlemlerimle görüyorum. Fakat parlamentoda çoğunluğu kaybetmesi, Erdoğan’ın elini güçlendirmek için birilerinin kendi partilerinden bağımsız oy verebilir. Ya da hazır elimize fırsat geçmiş başka bir adaya oy verelim de diyebilirler.
Sayın İnce beklentilerin üzerinde bir meydan veya medya performansı gösteriyor. Bununla birlikte dikkat ederseniz, “sadece CHP’nin değil, Türkiye’in cumhurbaşkanı olacağım” derken Türkiye geneline hitap eden bir retorik kullanmasına rağmen şu CHP geçmişi ne yazık ki yakasını bırakmıyor.
Bırakın 16 senedir CHP milletvekili olan Muharrem İnce’yi, ben bile “Evet”dediğim için, “Akil İnsanlar Heyetinde” yer aldığım için, çünkü bu Türkiye barışını araya bir çalışmaydı, benim için mukaddes bir çalışmaydı, halen sokaklarda insanlar bana, “bak senin yüzünden bunlar iktidar oldular, senin yüzünden bunlar başımıza geldi” diyorlar.
Bu yüzden tek partiyle özdeşleştirilen CHP geçmişi, partlerinden bağımsız olarak Sayın Tayip Erdoğan’a oy verenleri nasıl etkiler tam bilemiyorum. Ama etkiler.
Seçimin ardından İnce kazanırsa, Kürt sorununa ilişkin bir çözüm süreci başlar mı?
Başlaması lazım. Türkiye milli birliğini etnik temelde kuruyor. Kürt sorunu durduğu müddetçe etnisiteler birliği bir türlü kurulamıyor. Etnisite üzerine bina edilen milliyetçilik anlayışı bütünleştirici değildir. Ayrıştırıcıdır. Kürtleri içermeyen bir sistemde Kürt direnişi çoğu zaman silahlı mücadeleye varan şiddet yoluna girdi. Bunun içinde olaya güvenlik açısından bakılıyor ve siyaset bir türlü normalleşemiyor. Siyaset bir güvenlik tedbiri olmanın dışına çıkamıyor bu birincisiydi.
İkincisi; siyaset uzlaşmacı bir nitelik kazanmıyor. Hep sertlik içeren yukardan empoze edilen bir tedbirler bütünü haline geliyor. Bu da rahatlatmıyor insanları kamplaştırıyor. Üçüncüsü de; Kürtlerin Ortadoğu’da bu milletlere dağılmış milletlerin içinde kazanılmış müttefiklerin hepsine düşman yaftası yapıştırılarak, her cephede Kürtlerle mücadele ediliyor. Şu anda Irak’ta, Suriye’de ve içerde Kürtler ile mücadele ediliyor.
Şimdi bu ülkenin kaynakların bu kadar heba etmesi tabii ki ekonominin kalkınmasını engelliyor. Siyasetin normalleşmesini engelliyor ve demokrasinin olgunlaşmasını engelliyor. Bununla birlikte dünyayla sürekli çatışıyoruz.
Suriye hudutu boyunca bilmem kaç yüz kilometre duvar yapmışız. Bu duvar silahlı insanların hudutu geçmemesi içindir. Eee bizim silahlı kuvvetlerimizi sınırın öteki tarafında demek ki kapısı Suriye’ye açılan bir duvar. Dış politikada istikrarlı bir şekilde Kürt sorununun çözümü engelleniyor.
Sizden bir seçim tahmini de alabilir miyiz?
Bir sürpriz olmazsa ki olabilir, ikinci turda da Kürtlerin yüzde 10 barajın altında bırakılması sonuçlarına bakarak iki şey çıkabilir. Millet İttifakı’nın yeterince oy devşirememesi dolayısıyla bu Cumhur İttifakı’na ve Sayın Erdoğan’a yarar. Ama Kürtler barajı aşarsa ve İnce’nin arkasında dururlarsa daha eşitçi bir durum olacak. Çünkü Meral Akşener’de ikinci tura kalmazsa İnce’yi destekleyeceğini söyledi. İlginç ve heyecanlı bir seçim olacak.