Akademisyen Mikail Bülbül: Okul müdürleri Kürtçe dil dersi sınıfları açmaya korkuyor
Erbil (Rûdaw) - Akademisyen ve dilbilimci Mikail Bülbül, seçmeli Kürtçe dersleri hakkında, "Okul müdürleri isterse Kürtçe derslerini rahatlıkla verditebilirler ama korkuyorlar” dedi.
Mikail Bülbül, DEM Parti'nin "Kürtlerin enerjisini bu konuda harcamak istemiyoruz" şeklindeki açıklamasını da hatırlatarak, tutumlarını eleştirdi.
Türkiye’de 2024-2025 eğitim-öğretim yılında ortaokullarda okutulacak seçmeli dersler için başvurular 30 Aralık'ta başladı.
Kurmanci ve Zazaki lehçeleri için başvurular bugün sona eriyor.
Akademisyen ve dilbilimci Mikail Bülbül, 15.00 bülteninde Rûdaw muhabiri Abdulselam Akıncı'nın seçmeli Kürtçe dersleriyle ilgili sorularını yanıtladı.
Bülbül, seçmeli Kürtçe dil dersinin 2012'den bu yana uygulamaya konulduğunu belirterek, "Son 3-4 yıldır havalar sıcak. Kampanyalardan ve sivil organizasyonlardan iyi bir sonuç elde edildi. Bu Kürtçenin normalleşmesi ve ailelerin bilinçlenmesi açısından çok değerli. Birkaç yıl önce bir anket yapılmıştı, ailelerin yüzde 30'u bundan haberdardı, yüzde 70'i ise bilmiyordu. 3-4 yıllık çalışmadan sonra bu durum değişti. Yani çoğu aile bilmiyordu. Televizyon kampanyaları, sivil dil kurumları ve hatta siyasi olanlar sayesinde insanların bunun farkına vardığını söyleyebiliriz” dedi.
"Ailelerin durumu zayıf"
Mikail Bülbül, Kürtçe dil dersi tercihlerinin sınırlı olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Bunun birçok nedeni vardır. Öncelikle dil konusunda ailelerin konumu zayıf. Bu süreç yüz yıllık siyasetin sonucudur. David Crystal adında ünlü bir dilbilimci şöyle diyor: ‘Asimilasyon politikaları belli bir düzeye ulaştıktan sonra aile, hakim dili topluca kabul edebilir. Onu çok sevecekler ve çocuklarına öğretecekler.' Osmanlı'nın son döneminden günümüze kadar geçen 30-40 yılda asimilasyonun Kürtlerin önünü ciddi bir şekilde kapattığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Şu anda bile 25 binin (Kürtçe dersini seçen öğrenci sayısı) nedeni devletin Kürtçe'nin önüne koyduğu engeller gibi görünüyor. Teşvik etmiyorlar ama Kürt halkının önünde Kur'an'ı, Peygamber’in hayatını koyuyorlar ve öğrencilere de bu dersleri veriyorlar. Okul müdürleri genellikle politik risklerden dolayı istemiyor. Başvurular yapılıyor aslında. Geçen yıl başvurdum. Başvurduğum okulda 2 çocuğum okuyor ama (Kürtçe sınıfı) açılmadı. Talep alınmamış gibi gösteriyorlar. Okul müdürleri isterlerse çok rahat sınıf açabilir ama çoğu korkuyor. Bazen üstleri onları azarlıyor. Kürtçe sınıfı açılmamalı diyorlar. Yani çocuklara Kur'an dersi açmak istiyorlar. Dil hakkında çeşitli anketler yapıldı. Hepsini izledim. Halkın talebi yüzde 85-90'lardaydı. Halk okullarda Kürtçe dersi verilmesini istiyor. Doğrudur siyasetin tutumu ya da olumsuz bir düşünce bu süreci etkiliyor. Örneğin; birkaç gün önce DEM Parti’den bir açıklama geldi. Kürtlerin enerjisini bu konuda israf etmek istemiyoruz dediler. Bu bizim için hoş bir tutum değil. Halen birçok kişi Kürtlerin statüsünden sonra dil sorununun kendiliğinden çözüleceğini söylüyor. Bu olumsuz bir düşüncedir. Şunu açıkça söyleyeyim: Siyasi çevrelerin bu konuda güçlü bir kanaati yok. Teşvik etmiyorlar, istemiyorlar. Halbuki bu kötü bir şey değil. 5-6-7 ve 8. sınıflarda seçmeli olarak okutulan Kürtçe dersi Kürtlerin direnişinin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Neden bununla ilgilenmiyorlar? Yavaş yavaş oluyor bu işler. 2012'den bu yana 260.000 çocuk Kürtçe dersi gördü. Bunda ne kötülük var? (Bu dersler sayesinde) Çocukların psikolojisi normalleşiyor, dil normalleşiyor."