Erbil (Rûdaw) - Kadir Has Üniversitesi’nin yaptığı Türkiye Eğilimleri Araştırması’na göre, Türkiye’de Kürtlerin yüzde 17,5’i “Bağımsız Devlet”, yüzde 24,2’si ise “Özerklik” istiyor.
2010 yılından bu yana Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinasyonundaki akademik bir ekip tarafından yürütülen ve 10 yıldır Türkiye’nin nabzını tutan “Türkiye Eğilimleri” araştırmasının 2020 yılı sonuçları açıklandı.
Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Grubu ile Global Akademi ortaklığında gerçekleştirilen “Türkiye Eğilimleri Araştırması”nın 2020 yılı saha çalışmaları 11 Kasım – 4 Aralık 2020 tarihleri arasında “Akademetre Araştırma” tarafından gerçekleştirildi.
Türkiye temsiliyetine sahip 26 ilin kent merkezlerinde yaşayan 18 yaş üzeri 1000 kişiyle yapılan görüşmelere dayanan çalışmaya göre Türkiye’de halk, koronavirüs salgınından sonraki en önemli sorunu geçen yıl olduğu gibi hayat pahalılığı ve işsizlik olarak görüyor. Toplumun yüzde 51,8’ine göre ise ekonomik durum kötüye gidiyor.
Kürtler nasıl bir yönetim şekli istiyor?
Çalışmanın Kürtlerle ilgili bölümünde ise geçen yıllara oranla yine ilginç sonuçlar var.
7 Ocak 2021’de yayımlanan araştırmaya göre, etnik köken farkı olmaksızın, bütün katılımcılara sorulan ‘’Kürtlerin istedikleri düşünülen yönetim şekli’ sorusuna verilen en yüksek cevap, yüzde 25,6 ile ‘’Bağımsız Kürt Devleti’’ cevabı olmuş.
Özerklik yüzde 24,3 ile ikinci sırayı alırken ‘’Daha Demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti’’ cevabı 24,2 oranında kalmış.
Federal devlet yapısı istiyorlar cevabı yüzde 15 ile 4. Sırada yer alırken; mevcut yapının devamı isteniyor cevabı ise yüzde 10,9 ile son sırada yer almış.
Sadece Kürt katılımcılar baz alındığında, durum, nerdeyse tersine dönüyor. “Kürtlerin istedikleri düşünülen yönetim şekli” sorusuna sadece Kürt katılımcıların verdiği cevap yüzde 33,6 ile “Daha Demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti” cevabı olmuş.
İkinci sıraya yerleşen cevap ise yüzde 24,5 ile “Özerk Yönetim” cevabı. Kürt katılımcılar içerisinde “Bağımsız Kürt devleti’” cevabı ise 17,3 ile üçüncü sırada yer almış.
Kürt Sorunu
Raporun “Hükümetin Kürt Sorununa yönelik politikalarının değerlendirilmesi” kısmına bakıldığında ise hükümet politikalarını “kesinlikle başarılı” bulanlar yüzde 12,3 de kalırken, “kesinlikle başarısız” diyenler yüzde 11,7 ile biri birine yakın oranlarda tespit edilmiş.
Araştırmaya katılanların yüzde 31,5’i “Kürtlerle Türkleri bağlayan ana unsurun” Müslümanlık olduğunu, yüzde 24,0’ı ise ortak tarih olduğunu belirtirken, “Demokratik Toplum” diyenlerin oranı ise yüzde 4,5.
“31 Mart Yerel Seçimlerinden sonra bazı il ve ilçe belediye başkanlıklarının görevden alınarak, yerlerine vekâleten kayyum atanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 26.5’i olumlu, yüzde 38,2’si olumsuz bulduğu şeklinde yanıt verdi.
Araştırmanın “Kürt Sorunu” başlığını taşıyan bölümünde yer alan diğer sonuçlar ise şöyle;
Kürt katılımcılar, Kürt Halkını HDP’nin temsil ettiğine yüzde 18,2 oranında “kesinlikle temsil etmektedir” yanıtı verirken “kesinlikle temsil etmemektedir” yanıtı ise yüzde 19,5 oranında bulgulanmıştır.
Kürt Kökenli katılımcıların, “PKK’nin Kürt halkını temsil edip, etmediği” sorularına verdiği cevaplar ise yüzde 14 ile “kesinlikle temsil etmektedir” olurken. Yüzde 30 katılımcı ise “kesinlikle temsil etmemektedir” cevabı vermiştir.
Araştırmaya katılanlara, “Sizce terör sorununu çözmede en etkili yol hangisidir?” sorusu yöneltildi. Katılımcıların yüzde 27,9’u siyasi yolar derken yüzde 25,8’i ekonomik, yüzde 25,4’ü ise askeri yılar yanıtını verdi.
Aynı soruya Kürt katılımcıların yüzde 31,8’i siyasi yollar derken, yüzde 5,5’i askeri yollar şeklinde yanıt verdi.
“Türkiye’nin en önemli sorunları: Koronavirüs salgını ve işsizlik”
“Türkiye Eğilimleri” araştırmasının bu yılki sonuçlarına göre Türkiye’nin en önemli sorunu yüzde 23,5’lik oran ile “koronavirüs salgını” oldu.
İkinci sorun ise bu yıl da değişmeyerek yüzde 20,7’lik oranla “hayat pahalılığı ve işsizlik” olarak karşımıza çıkarken üçüncü sırada yüzde 12,3 ile “ekonomide yaşanan sorunlar” yer aldı.
“Hak ve özgürlüklerin sınırlanması” yüzde 12,3, “terörle mücadele” yüzde 8 ve “mülteciler” yüzde 6’lık oran ile takip etti.
“Türk halkı ekonomik açıdan daha kötü durumda”
Araştırma sonuçlarına göre, “Son bir yılda yaşanan ekonomik gelişmeler sizi nasıl etkiledi?” sorusu karşısında toplumun yüzde 51,8’i ekonomik olarak daha kötüye gittiğini belirtirken, yüzde 51,1 “kendimi/ailemi geçindiremiyorum” diyerek yanıtladı.
“Borçlarımın seviyesinden endişe duyuyorum” diyenlerin oranı yüzde 48,9 oranında gerçekleşirken katılımcıların yüzde 33,4’ü “gelirim aylık tüketim harcamalarımı karşılamaya yeterli”, yüzde 30,5’i “ekonomik olarak daha iyi durumdayım”, yüzde 29,3’ü “mevcut finansal durumumdan memnunum”, yüzde 28,6’sı ise “emekliliğim için yaptığım tasarruf ve yatırım miktarından memnunum” yanıtını verdi.
Koronavirüs sürecine yönelik değerlendirmeler kapsamında katılımcıların 59,2’si “Covid-19 nedeniyle açıklanan destek paketlerini başarılı bulduğunu” bildirdi.
“Belediyelerin aldıkları önlemleri başarılı buluyorum” diyenlerin oranı yüzde 57,7 olurken; katılımcıların yüzde 57,7’si “hükümetin politikalarını genel olarak başarılı buluyorum”, yüzde 55’i “Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere güveniyorum” diyerek cevap verdi.
Sürece yönelik başarı değerlendirmelerinde en son sırada ise yüzde 52,7 ile “Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim planlamaları” yer aldı.
“Türkiye’nin aşı tercihi
Çeşitli ülkelerin “Covid-19 Aşısı Üretmesi Durumunda Aşı Olma İsteği” sorusuna Türk halkının yüzde 70,2’si üretilmesi halinde Türkiye menşeili aşıyı tercih edeceklerini belirtti. Yüzde 46,7 ile Almanya ikinci sıraya yerleşirken listede Almanya’yı Rusya yüzde 43,2, Çin yüzde 41,3, ABD yüzde 41,1, ve İngiltere yüzde 40,6 ile takip etti.
En güvenilen kurum TSK
Araştırma sonuçlarına göre, Türk halkının en güvendiği kurumlar sıralamasında ilk üç sırada yine Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Jandarma ve Polis yer alırken bu yıl ilk kez ölçülen Türk Tabipleri Birliği ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği de üst sıralardan en güvenilen kurumlar listesine girdi.
Listenin son basamaklarında RTÜK, TÜİK, ÖSYM yer alırken en az güvenilen kurum ise bu sene de değişmeyerek yüzde 31,9’luk oran ile medya kuruluşları oldu.
“Siyasi kutuplaşma artıyor”
Araştırmaya göre Türkiye’de siyasal kutuplaşma olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 55,9 ile son dört yılın en yüksek rakamına ulaştı.
Kutuplaşmanın ekseni olarak ise yüzde 42,9 oranı ile laik-dindar ve yüzde 28,6 ile sağ-sol ayrımı öne çıktı.
Öte yandan, hükümet politikalarına bakış, ülkenin tercih edilen siyasi sistemi ve demokrasiye destek gibi konulardaki ayrımlar da siyasi kutuplaşmaya işaret etti.
“NATO ve AB ile işbirliği yapılması isteği artıyor, ABD’den tehdit algısı düşüyor”
Dış politikada Türkiye’nin işbirliği yapması gerektiği ülkeler sıralamasında halen Türki cumhuriyetler yüzde 19,5 ile (2019’da yüzde 24,6) ilk sırada ve Müslüman ülkeler yüzde 18,4 ile ikinci sırada yer alırken NATO ülkeleri ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile işbirliği yapılmasını isteyenler bir önceki yıla göre artış kaydetti.
Türkiye’nin yalnız hareket etmesi gerektiğini düşünenlerin oranı ise geçen yıla göre 5,7 puan düşüşle yüzde 10,2 olarak gerçekleşti.
Türk halkının tehdit algıladığı ülkeler sıralamasında ABD halen yüzde 60,5 ile en üst sırada yer almakla birlikte, 2018’deki yüzde 81,9’dan bu noktaya gerilemiş durumda.
Bu yıl tehdit algısında gerileme yaşanan ABD dışındaki tek ülke Suriye (yüzde 43,2) oldu.
“Türkiye toplumu muhafazakâr, milliyetçi ve dindar”
Milliyetçilik, dindarlık ve sağ-sol cetveli üzerinden yapılan değerlendirmelerde, Türk halkının büyük kısmının kendisini orta veya ileri düzeyde milliyetçi, muhafazakâr ve dindar olarak tanımladığı görülüyor.
Buna karşılık araştırmada 18-20 yaş grubunda olanlar için tüm bu düzlemlerde diğer yaş gruplarına göre daha düşük düzeylerde ölçümler tespit edildi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın