DEVA Partisi'nden Rûdaw'a: Suriye sorununun uluslararası hukuk çerçevesinde çözüleceğine inanıyoruz
Ankara (Rûdaw) – DEVA Partisi Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Koordinatörü, Suriye sorunun, BM Güvenlik Konseyinin aldığı 2254 sayılı kararı çerçevesinde , bütün etnik ve dini grupların üzerinde uzlaşacağı yeni bir anayasa ile çözülmesinden yana olduklarını söyledi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve parti kurmayları bugün Ankara’da DEVA Partisi binasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rûdaw’ın Ankara Temsilcisi Şevket Herki’nin Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları ve Suriye sorunun çözümüne ilişkin partilerinin tutumuna ilişkin sorularına DEVA Partisi Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Koordinatörü Emekli Büyükelçi Abdurrahman Bilgiç yanıtladı.
Abdurrahman Bilgiç, Suriye’deki sorunların masa başında BM Güvenlik Konseyinin aldığı 2254 sayılı kararı çerçevesinde yeni bir anayasa üzerine varılacak uzlaşı ile çözüleceğine inandıklarını belirtti.
DEVA Partili Bilgiç, Suriye’nin kuzeyindeki demografik yapısının değiştirilmesi politikalarının ise “barış” ve “uluslararası hukuk” çerçevesinde çözüleceğini söyledi. Bilgiç, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine operasyon düzenlenmeden önce de bölgede demografinin değiştirilmesine ilişkin politikaların mevcut olduğunu ileri sürdü.
Şevket Herki basın toplantısında DEVA Parti kurmaylarına şu soruları yöneltti:
“Irak Parlamentosu’nun raporuna göre Türkiye ve İran 22 bin 700 kez sınır ihlali gerçekleştirdi. Sınır ötesi operasyonlar da devam ediyor. Rapora ve devam eden operasyona ilişkin değerlendirmeniz nedir?
Sorumun ikinci kısmı; Suriye’nin kuzeyine ilişkin, Afrin’in demografik yapısının değiştirildiği ve bir Araplaştırılma politikasının olduğu söyleniyor. Muhalefet gruplarının Kürt yerleşim yerlerine Arpları transfer ettiklerine ve Araplaştırma politikası güdüldüğüne dair çok ciddi iddialar ve raporlar mevcut. Genel olarak devam eden sınır ötesi operasyonlar ve demografik yapıya yapılan müdahaleye ilişkin tutumunuz nedir?”
Rûdaw’ın sorularını DEVA Partisi Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Koordinatörü Emekli Büyükelçi Abdurrahman Bilgiç yanıtladı:
“Çok önemli iki konu. Bu rapor ve anlatılanlar bir fotoğraf çekme aslında. Oradaki iç huzursuzluklar bir iç çatışmaya evrilmiş durumda. Ve vekalat savaşına dönüştü. Çok sayıda gruplar var ve çatışmalar sürüyor.
"Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde bütün etnik ve dini grupların uzlaşmasından yanayız"
Bunu nasıl çözüleceğine odaklanmış durumdayız. Biz bu konuda; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin oy birliği ile almış olduğu 2254 sayılı karar çerçevesinde yeni bir anayasa diyoruz. Bütün etnik ve dini gruplar ile birlikte. Ya çatışırsınız ya da masa etrafında oturur çözersiniz. Bunu Suriyeliler başaracak. Biz katkı vereceğiz. Çünkü bizim güvenliğimiz de buradaki gelişmelerden etkileniyor. Bir an önce Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde; bütün etnik ve dini gruplar bir masanın etrafında uzlaşarak, bir istikrar kazansın. Biz de bu sürece katkı sunalım. Ondan sonra karşılıklı ticaret ve yatırımlar yaparak hem Suriye’ye hem de kendi refahımıza katkıda bulunalım.
"Suriye’nin kuzeyi Türkiye daha operasyon yapmadan önce değişmişti"
Suriye’de demografinin değiştirilmesi konusuna gelince; demografi değişimi maalesef iç savaş olan ülkelerde hele bir de vekalet savaşına dönüşmüşse, ülke içi ve dışı iç göçe neden oluyor. Bu Suriye’nin her tarafında böyle.
Sadece Suriye’nin kuzeyinde değil, İdlib’e Suriye’nin çeşitli bölgelerinden gelen milyonlarca insan göçü nedeniyle kentin nüfusu neredeyse 2 katına çıkmış durumda.
Suriye’nin kuzeyi Türkiye daha operasyon yapmadan önce değişmişti. Hatırlayın. Bazen Türkmenler gitti, bazen Kürtler gitti. Bazen Araplar gitti. Bu büyük bir sorun tabi. Vahim sonuçlar var.
Bu yüzden biz barışı önceliyoruz. İstikrarı önceliyoruz. Uluslararası hukuku önceliyoruz.
Eylem planı olarak vurguladığımız karar çerçevesindeki anayasa süreci, Suriye’deki bütün bu grupların uzlaşmasına bağlı. Biz bu sürece katkı sunacağız.”