Müzakere çağrısı yapan Sancar: Kilit parti olduğumuzu biliyoruz!

Haber Merkezi – Sancar, “Bizler bu iktidarı değiştirmek istiyoruz. Bunun için sorumlulukla hareket ediyoruz. Gücümüzün farkındayız. Seçimlerde kilit parti olduğumuzu da biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM), yeni dönem politikalarını belirlemek için partinin genel merkezinde toplandı.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Parti Meclisi toplantısının açılışında siyasetteki gelişmeleri değerlendirdi.

Sancar, şunları söyledi:

“Seçimlerle ilgili tutumumuzu bir buçuk yıl önce açıkladık ve yazılı hale getirdik. Bunun ötesinde yapılan her açıklama spekülasyondur, kurmacadır, aldatmacadır. HDP’nin bu çizgisinden vazgeçmesi de şu an bugünkü şartlar altında söz konusu değildir. Bizler çağrı yaptık. Önce büyük bir demokrasi ittifakı kuralım dedik. Bu demokrasi ittifakını ilmek ilmek örüyoruz, büyüyerek inşa oluyor demokrasi ittifakı. Emek ve Özgürlük İttifakı bunun en somut ve önemli sonucudur. Amacımız halkları seçeneksiz, bu toplumu alternatifsiz yaratma arayışlarını boşa çıkarmaktır. Bu ülkenin halkları yaşanan yıkım, çöküş, savaş, yalan, talan ve kan düzenine mahkum değildir. Çünkü HDP var, HDP ile birlikte Emek ve Özgürlük İttifakının yürüyüşü var, çünkü bu yürüyüşün hedeflediği büyük demokrasi ittifakının güneşi parlamaktadır. O nedenle bir seçenek var, umut var, hem de güçlü bir alternatif ve çok sağlam bir umut var. Biz çizgimizden ve geçen eylül deklarasyonunda ilan ettiğimiz politikamızdan, ne operasyonlar baskılar ne de tahrikler nedeniyle vazgeçecek değiliz.

“Cumhurbaşkanlığı için açık diyalog çağrımızı yineliyoruz”

Diyoruz ki önümüzdeki seçimde yalan, talan ve kan düzenini değiştirelim. Bunun için de cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından açık diyalog, doğrudan müzakere çağrımızı defalarca yaptık, yineliyoruz. Fakat altını bir kez daha çiziyoruz. Bu çağrımızın muhatabı esası olarak Türkiye halklarıdır, Türkiye toplumunun tamamıdır. En başta bu toplumun ezilenleri, dışlananları, yok sayılanları, sömürülenleridir. Biliyoruz ki halklar bu sesi duyuyor.

Türkiye toplumlu bu kararlı ve inançlı mücadelenin kendisini aydınlığa çıkaracağını görüyor. Kim ki bunun dışında bir yol izlerse, HDP’nin kurduğu demokrasi ittifakını, bu ittifakın motor gücü olan Kürt halkını yok saymaya, dışlamaya ve aşağılamaya yelternirse Türkiye halklarının vicdanında büyük bir mahkumiyete maruz kalacaktır.

“Gücümüzün farkındayız, kilit parti olduğumuzu biliyoruz”

Bizler bu iktidarı değiştirmek istiyoruz. Bunun için sorumlulukla hareket ediyoruz. Gücümüzün farkındayız. Seçimlerde kilit parti olduğumuzu da biliyoruz. Esas düsturumuz sorumluluk bilincidir, biz halk desteğinin farkındayız. Herkes bilsin ki sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bugün bu ülkede yaşayan bütün insanlara karşıdır sorumluluk içindeyiz. Bu ülkede savaşlara mahkum edilmek istenen, kana boğulmak istenen anlayışa karşıyız.

Bu sorumluluk kendilerine ölüm, açlık, sefalet ve bu ülkeden kaçış dışında bir seçenek bırakılmayan gençlerin geleceği içindir. Bu, kadınların yılmak bilmez mücadelesine karşı görevimizi yerine getirmek içindir. Bu sorumluluk üreticilerin, emekçilerin, işsizlerin, dışlananların, yoksulluğa, yokluğa mahkum edilmek istenenlerin onurlu bi geleceğe kavuşması içindir. HDP bu sorumlulukla hareket etmeye devam edecektir.

“Kürtler çocuklarının kemiklerini bir torbada teslim eden bu iktidarı affetmeyecektir!”

Bu iktidar bir zulüm düzenini en köklü ve yaygın bir şekilde kurmak için elinden geleni yapıyor. Ülkeyi soyuyor, çetelere teslim ediyor. Devlet artık yıllar önce -Çetin Altan söylediği için yargılanmıştı- bir çeteler ittifakına dönüşmüş durumdadır, bunun sebebi savaş politikalarıdır. Hem Kürtlere karşı uygulanan şiddet yöntemleri hem Kürt sorununda yaklaşımda güvenlikçi politikalar hem de bölgeye yayılmak istenen işgal ve operasyon planları... Tüm bunlar, çeteleşmenin ve ekonomik çöküşün de en temel sebebidir. Bunlara kararlılıkla, cesaretle, açık sözlülükle karşı çıkmadıkça ne bu iktidarı durdurmak ne de bu rejimi değiştirmek kolaydır.

Gerçekten iktidarı değiştirmek istiyorsak, bu rejimi değiştirmek istiyorsak önce buraya bakacağız. Ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı, yalandan, savaştan beslenen iktidarın en temel sütunlarına karşı dürüst ve samimi bir  duruş sergilemeyen hiç kimsenin bu ülkenin halklarına aydınlık vaad etmesi mümkün değildir. Bu iktidar zulmü zirveye çıkarmıştı. Ali Rıza amcanın elindeki torba hiçbir zaman insanların, bizlerin ve bu toplumun hafızasından silinmeyecektir. En başta Kürtler çocuklarının kemiklerini bir torbada teslim eden bu iktidar zihniyetini affetmeyecektir!”