‘Diyarbakır'da hastalar Türk ışını ile kobay olarak kullanıldı’ iddiasına TTB'den açıklama

Haber Merkezi – TTB, Diyarbakır'da koronavirüs döneminde tedavi gören bazı hastaların "Türk ışını" yöntemiyle "kobay olarak kullanıldığına" ilişkin iddiaların, bilime ve bilimsel yönteme olan inancı sarstığına işaret ederek, Sağlık Bakanlığı’nı iddialara yanıt vermeye çağırdı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), "Türk ışını" yöntemiyle Diyarbakır'daki bazı hastaların koronavirüs döneminde "kobay (denek) olarak kullanıldığı" iddialarıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

Sağlık Bakanlığı'na sorular yöneltilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

Dünden itibaren çeşitli basın-yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında paylaşılan, belli dalga boyunda ışınların, endoskopik yöntemle solunum sistemine uygulanarak COVID-19 tedavisinde etkisinin araştırıldığı bir çalışmada Diyarbakır’da tedavi görmekte olan bazı hastaların “kobay olarak kullanıldığına” ilişkin iddialar son derece rahatsız edicidir.

Klinik araştırmaların sıkı etik kurallarına uyulmaksızın bir çalışma yapılmış olduğu iddiası hem dehşet verici hem de bilime ve bilimsel yönteme olan inancı sarsıcı bir iddiadır.

Bu nedenle, COVID-19 döneminde bütün çalışmaları kendi iznine bağlamış olan Sağlık Bakanlığı yetkililerinden bu çalışmaya ilişkin iddiaları yanıtlamak ve oluşan soru işaretlerini gidermek üzere aşağıdaki sorulara bir an önce yanıt vermesini talep ediyoruz:

  1. “Türk ışını” adı verilen yöntemin klinik öncesi aşamaları nasıl ve nerede gerçekleştirilmiştir?
  2. Klinik öncesi aşamalarda ışının virüs üzerine etkisinin yanı sıra hücrelere olabilecek yan etkileri araştırılmış mıdır?
  3. Klinik öncesi araştırma sonuçları bilimsel kamuoyu ile paylaşılmış mıdır?
  4. Klinik araştırma aşamasına geçildiğinde gönüllüler üzerinde uygulanması için etik kurul onayı alınmış mıdır?
  5. Gönüllülerden aydınlatılmış onam alınmış mıdır?
  6. Klinik araştırmaların gönüllülerin güvenliğini sağlamaya yönelik kurallarına uyulmuş mudur?
  7. Klinik araştırma hangi merkezlerde gerçekleştirilmiştir?
  8. Klinik araştırma eğer tek merkezde gerçekleştirildi ise, cihazın geliştirildiği ve ekibin görev yaptığı şehir yerine Diyarbakır’daki tek bir merkezde yapılmış olmasının özel bir sebebi var mıdır?
  9. Klinik araştırma hangi aşamada ve hangi nedenle durdurulmuştur (yöntem yaygın kullanıma girmediğine göre ya etkisizlik ya da güvenlik sorunu nedeniyle durdurulmuş olması beklenir)?
  10. Klinik araştırma TİTCK KAP veya clinicaltrials.gov gibi kamuya açık bir veri tabanına kayıtlı mıdır? Araştırma sonuçları bilimsel kamuoyu ile paylaşılmış mıdır?

Diyarbakır Tabip Odamızın konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamayla sağlık ortamına duyurduğu bu konuyu ve yöneltmiş olduğu soruları Sağlık Bakanlığı’na yazılı olarak da iletmiş bulunmaktayız. Sorularımıza yetkililerce tatmin edici yanıtlar verilmesini ülkemiz sağlık ve bilim ortamı açısından çok önemli görüyoruz.”