AK Parti Sözcüsü Çelik’ten Macron’a yanıt: Ona hediye ediyoruz

Haber Merkezi - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sayın Macron şunu unutmasın, Türkiye'nin faaliyetleri herhangi bir emperyal niyet içermiyor. Türkiye'nin faaliyetleri hem kendi egemenlik haklarını korumakla ilgilidir” dedi.

Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

Toplantıda, İnsan Hakları, Ar-Ge ve Dış İlişkiler Başkanlıklarının sunumları ile TBMM'de yapılan çalışmaları değerlendireceklerini ifade eden Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantının açılışı öncesinde iç ve dış siyasete ilişkin paylaşımda bulunduğunu söyledi.

"Kazakistan'daki durumu çok yakın takip ediyoruz"

Çelik, Kazakistan'daki durumu çok yakın takip ettiklerini belirterek, 2-3 Ocak'ta başlayan 5 Ocak'ta hükümetin istifasıyla sonuçlanan olaylarda ortaya çıkan tablonun herkes için üzücü olduğunu söyledi.

"Arzumuz, temennimiz Kazak halkının istediği şekilde Kazakistan'ın barışını, istikrarını, birlik bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde bu sıkıntılı günlerin geride bırakılmasıdır” diyen Çalik, “Şu nettir, Türkiye her zaman dost ve kardeş Kazakistan'ın yanında olacaktır, şartlar ne olursa olsun" diye konuştu.

Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kazakistan'da kaybetmek ya da kaybetmemek gibi Türkiye'nin bir yaklaşımı yok. Cumhurbaşkanımız da Kazakistan'ın birliğini, bütünlüğünü, huzur içerisinde olmasını, geleceğe güvenle, ekonomik büyümesiyle, toplumsal huzuruyla bakmasını yine kendi kazanımı olarak görür. Birilerinin böyle her olay ortaya çıktığında 'Türkiye kaybetti, Türkiye kazandı, Erdoğan kaybetti, Erdoğan kazandı' gibi bir şeyi, hem Orta Doğu'da gördüğümüz hem bu bölgelerde gördüğümüz kötü bir siyaset alışkanlığının ürünüdür. Bunların çoğu da provokatif yaklaşımlardır."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programında, hem hükümetle hem de AK Parti ile ilgili sözlerinin “gerçekle alakası olmadığını” Çelik, “TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu buna gereken cevabı verdi” dedi.

Çelik, "Eğer siz bol bol 'demokrasi' dediğiniz halde terör örgütüyle yanaşık düzen durursanız, terör örgütünün terör örgütü olmadığını söylerseniz, 'Biz demokratik siyaset yapıyoruz ama PKK terör örgütü değil' derseniz işte demokrasi diyerek demokrasiyi çalmış olursunuz. Demokratik düzene karşı bir tutum geliştirmiş olursunuz. Aynı şekilde vatandaşın anayasayla teminat altına alınmış, çocuklarına din eğitimi verme hakkını gasp etmeye çalışırsanız, buna saldırırsanız bunun ardına önüne ne kadar çok demokrasi lafı koyarsanız koyun yine aynı şeyi çalmaya çalışırsınız” dedi.

"Medeniyet anlayışını Sayın Macron'a hediye ediyoruz"

Ömer Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye'yi siyasi İslam'ı yaygınlaştırmakla suçladı ve 'Avrupa Birliğine giremez' dedi. Siz bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu Çelik, şöyle yanıtladı:

"Sayın Macron şunu unutmasın, Türkiye'nin faaliyetleri herhangi bir emperyal niyet içermiyor. Türkiye'nin faaliyetleri hem kendi egemenlik haklarını korumakla ilgilidir, hem de bölgedeki, yakın coğrafyamızdaki ülkelerle ve çeşitli kıtalardaki izlediğimiz politikalarla ilgilidir. Şimdi burada sorulması gereken soru şudur: Sayın Macron'un bütün bir dış politika perspektifi niye Türkiye karşıtlığı ve Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulmuştur? Özellikle son birkaç yıldır Sayın Macron'un bütün bir dış politika seferberliği, Erdoğan karşıtlığı ve Türkiye karşıtlığı üzerine kurulu, ikincisi Sayın Macron, Avrupa medeniyetinin değerlerinden bahsediyor. O zaman şunu sormak gerekiyor, bir ara size bahsetmiştim, yine burada Fransız yargısı, Fransız istihbaratçının hem DEAŞ ile hem PKK ile ilişkilerini devlet yetkililerinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini iddia ederek bir yargı süreci başlattı. DEAŞ ve PKK ile bu şekildeki bir ilişki biçimi Sayın Macron'un kafasındaki Avrupa medeniyeti anlayışının neresine yansıyor?"

Macron'un "Türkiye'nin siyasal İslam'ı yaymakta olduğundan" söz etmesine ilişkin Çelik, "Bunu neye göre söylüyor bunu? Türkiye, Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini koruduğu zaman Türkiye'ye iftira atmak için söylüyor. Cumhurbaşkanımız Mısır'a gitti ve Arap baharı ülkelerinde laik devlet ilkesinin benimsenmesi gerektiğini söyledi, bir toplumsal barış prensibi olarak" dedi.

Fransa'da Avrupa Birliği bayrağının indirildiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Ne için? Avrupa Birliği bayrağının orada asılı olması Fransız değerleriyle bağdaşmıyormuş. Sayın Macron, Avrupa Birliği bayrağını asmayacak bir siyasi kültüre destek vermesini, Avrupa medeniyetinin neresi ile bağdaştırıyor? Buna dair onlarca şey sayabilirim. Ya ne yapalım Sayın Macron bizim medeni bulsun diye Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizden vaz mı geçelim? Sayın Macron'un anladığı tek şey var; Yunanistan'a ve Rum kesimine destek verirseniz medeni oluyorsunuz. Türkiye kendi hak ve menfaatlerini korur da Yunanistan ve Rum kesimine karşı çıkarsa medeni olunmuyor. Bu medeniyet anlayışını biraz evvel saydığım sebeplerle alt alta yazarak Sayın Macron'a hediye ediyoruz. Bunu istediği gibi kullanabilir. Bunun dünyada hiçbir alıcısının olmadığını da biliyoruz."

Macron'un “Türkiye'yi medeni sayması için Karabağ savaşında Azerbaycan'a destek verilmemesi, Ermeni saldırganlığı karşısında sessiz kalınması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerden vazgeçmesi gerektiğini” ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"Biz bunları yapmayacağız. Ama bizim Sayın Macron'un bu anlayışını medeni bir siyasi anlayış olarak kabul etmemiz için Sayın Macron'un Hafter'e destek vererek Libya'da gerçekleştirdiği toplu mezarlardan özür dilemesi gerekiyor. 'Fransız sömürgesinden önce Cezayir'de bir Cezayir milliyeti yoktur' anlayışını ortaya koyduğu için Cezayir halkından özür dilemesi gerekiyor. Fransa Afrikası denilen o coğrafyadaki bütün suçlardan dolayı özür dilemesi gerekiyor. DEAŞ terör örgütüne ve PKK terör örgütüne daha önce Lafarge denilen bir çimento firmasının şimdi de doğrudan Fransız istihbaratının devlet yetkililerinin bilgisi dahilinde verdiği destek karşısında teröre verilmiş destekten dolayı özür dilemesi gerekiyor. Biz de o zaman onu medeni sayarız. Dolayısıyla medeniyet anlayışını Sayın Macron'a hediye ediyoruz. Biz kendi medeniyet ilkelerimize yol yürümeye devam ediyoruz."