Erbil (Rûdaw) - Yeşil Sol Parti Diyarbakır milletvekili adayı Cengiz Çandar, “Kürt sorunu çözüm şansı açısından en kötü dönemini geçiriyor. Turgut Özal ile bu dönem karşılaştırmak Turgut Özal'a ağır bir hakaret olur. En azından şunu biliyoruz: Bu ülkenin başında Tayyip Erdoğan durdukça ve bu ülke AKP- MHP ittifakı ile yönetildikçe Kürt sorununun tartışılması da mümkün değil, Kürt sorunun çözümü de mümkün değil” dedi.
Diyarbakır’da Rûdaw muhabirnin sorularını cevaplayan Cengiz Çandar, Diyarbakır’ın önemini ve neden Diyarbakır’dan aday gösterildiğini, “Amed’in özelliği, Amed Kürdistan'ın merkezi. Benim de Kürt meselesi ile Kürt halkıyla son derece yakın ve neredeyse 40 yıla dayanan bir geçmişim var. Türkiye ile Irak Kürt liderliği arasındaki ilişkilerin Turgut Özal dönemi içinde kurulmasında başrolü ben oynadım. Ondan sonra da hem uluslararası alanda hem Kürt liderleri olsun hem de Kürt siyasi şahsiyetleri olsun, hepsiyle çok yakın siyasi ilişkilerim oldu. Amed şehri ile Diyarbakır ile çok çok uzun yıllara dayalı yakın olagelen ilişkilerim oldu. Dolayısıyla benim Diyarbakır adayı olmamda bütün bu arka planı, geçmişimi göz önüne alırsanız şaşırtıcı bir yan yok” sözleriyle açıkladı.
“Aynı zamanda bunun büyük bir sorumluluk olduğunu da biliyorum”
Kendisine milletvekili adaylığı teklifi götüren HDP’nin Diyarbakır’dan aday olmasına da karar vediğini ve bundan büyük bir onur duyduğunu ifade eden Çandar, “İkincisi bana bu teklifi getiren partim HDP, bana bu teklifi getirdiği zaman beni buradan aday göstermek istedi. Ben de bundan büyük mutluluk ve onur duydum, kabul ettim. Aynı zamanda bunun büyük bir sorumluluk olduğunu da biliyorum. Benim Kürt halkıyla, Kürt meselesiyle yakın ilişkilerim benim Amed’den aday gösterilmemin gayet anlaşılır bir nedenidir. Turgut Özal'ın ölümünden bu yana tam 30 yıl geçti. O 30 yıl içinde birçok gelişme oldu ama bu dönem ile o dönem arasındaki temel fark Turgut Özal, Kürt sorununun çözülmesi için, bu mesele üstüne ciddiyetle eğilen ve ölümünden önce bu sorunu çözen ilk Türkiye cumhurbaşkan olarak tarihe geçme arzusu vardı. O yüzden de ölümü özellikle Türkiye'nin Kürt halkı üzerinde, Kürk siyasi çevreleri üzerinde büyük bir üzüntü ve bir anlamda şok etkisi yarattı. Ona büyük umutlar bağlanmıştı” dedi.
“Kürt halkı için feci bir dönem yaşanıyor”
Turgut Özal dönemi ile bu dönemi Kürt sorununa çözüm ortamı bakımından kıyaslayan Cengiz Çandar, “Şimdi o günden bugüne geçen süre içinde elbette birtakım ilişkiler oldu, gelişmeler fakat Kürt halkı açısından, Kürt halkının durumu açısından, Kürt sorununun içinde bulunduğu durum bakımından bir karşılaştırma yapılırsa Kürt halkı için feci bir dönem yaşanıyor. Özellikle son 7-8 yıl içinde Türkiye'deki Kürt halkı üzerinde inanılmaz ağır baskılar yapıldı. Şu kadarını söylemek yeter: Kürt halkının kendi seçtiği temsilcilerin önemli bölümü hapis. Yani Kürt halkı milletvekili olarak parlamentoya gönderiyor. Bir süre sonra en başta Selahattin Demirtaş, Hakların Demokratik Partis’inin Eş Genel Başkanı’ydı, o hapis. Onun gibi birçok insan, milletvekili Diyarbakır belediye başkanları hapiste ya da sürgünde. HDP’nin 10 bin üyesi hapis” diye konuştu.
“Kürt sorunu bugün tartışılamıyor”
AK Parti’nin son yıllarında Kürt sonununun çözülmesi ihtimalinin yok olduğunu kaydeden Cengiz Çandar, “Kürt sorunu bugün tartışılamıyor. Kürt sorunu dediğiniz zaman kendinizi ya nezarette ya da hapiste buluyorsunuz ya da mahkeme karşısında buluyorsunuz. Kürt sorunu o nedenle çözüm şansı açısından en kötü dönemini geçiriyor. Bu bakımdan Turgut Özal ile bu dönem karşılaştırmak Turgut Özal'a ağır bir hakaret olur. En azından şunu biliyoruz: Bu ülkenin başında Tayyip Erdoğan durdukça ve bu ülke AKP- MHP ittifakı ile yönetildikçe Kürt sorununun tartışılması da mümkün değil, Kürt sorunun çözümü de mümkün değil. Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı seçilmesi ki öyle gözüküyor ve bizim partimizin de parlamentoda anahtar parti haline gelmesiyle kendiliğinden Kürt sorunun çözüm çabaları bundan 15 yıl önce olduğu gibi tekrar gündeme gelebilecek. Ama bunun için birinci şart Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olması ve en önemli önemlisi de bizim güçlü bir şekilde parlamentoya girmemiz ki öyle olacağı benziyor. Ondan sonra Kürt sorununun çözümü için sürecin tekrar başlayabileceği umut edilebilir. Aksi halde bugünkü durum kalırsa Kürt sorununun çözümünü unutun, öyle bir şey olmayacak. Tayyip Erdoğan döneminde Kürtler baskı altında kaldı, Kürt sorununun çözümü imkansız hale geldi. Kürt halkının seçilmiş temsilcilerinin hepsi hapiste ya da sürgünde.”
“Erdoğan kaldığı sürece Kürtlerin Türkiye'deki ufku kararmış durumda”
Kılıçdaroğlu’nun Kürtlere söz vermediğinin altını çizen Çandar şöyle devam etti:
“Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığından ayrılmasına imkan verecek tek seçenek Kemal Kılıçdaroğlu. O yüzden Kürtler, Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığından gitmesini garanti altına almak için Kılıçdaroğlu'na oy verecekler. Yoksa Kılıçdaroğlu onlara belli bir söz verdiği için değil. Tayyip Erdoğan kaldığı sürece Kürtlerin Türkiye'deki ufku kararmış durumda. Kürtler Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak ve bu sorunun çözümünün önünü açmak için, umutları tekrar canlandırmak için Kılıçdaroğlu'na oy verecekler. Yoksa herhangi bir pazarlık yapılıp herhangi bir anlaşmaya varıldığı için değil. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçildiği takdirde ve dediğim gibi bizim partimiz Kürtleri en güçlü şekilde temsil eden parti olarak parlamentoya girince o zaman yeni bir süreç için yeni olanaklar doğacak ve Kürt sorununun çözümü için umutlar canlanmış olacak. Biz de yeni bir tarih sayfasını açabileceğiz. Tabii en önemlisi Tayyip Erdoğan'ın gitmesini sağlayacak aday Kılıçdaroğlu ama onun dışında Kılıçdaroğlu ismi etrafında şöyle bir umut söz konusu: Kılıçdaroğlu ve temsil ettiği 6 partiden oluşan ittifak bir platform hazırladılar ve bu platform Türkiye'nin başkanlık sisteminden, tek adam sisteminden çıkarılıp güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri döndürmek (istiyor). Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin azaltılması… Kılıçdaroğlu bu konuda açıkça söz verdi. Dedi ki ‘Ben cumhurbaşkanlığı yetkilerini Türkiye'yi parlamenter sisteme geri döndürmek amacıyla kullanacağım ve görev sürem bitince ilk yapacağım iş torunlarımla bundan sonraki hayatımı geçirmek olacak’. Yani bir iktidar hırsı yok. Türkiye'de demokrasinin yeniden inşası için söz verdi. Bütün bunlar da Kürtler zemininden bakıldığında gelecek için, Kılıçdaroğlu ismi için bir umut vesilesi oluşturuyor.”
“İlk turda bitme ihtimali çok güçlü”
Seçimlerin sonucuna dair tahminlerini de paylaşan Çandar şöyle dedi:
“Benim kişisel tahminin bu bu işin ilk turda bitme ihtimalinin çok güçlü olduğu. Yani ilk turda bitme ihtimali ikinci tura kalmasından daha güçlü. Seçim tarihi yaklaştıkça da bu ihtimal daha da güçlenecek ve ben ilk turda bu işin biteceği kanısındayım. Bitmezse ikinci turda zaten kesin olarak Kılıçdaroğlu kazanacak. Ama zaten ikinci tura kalmasından kaygı duyanların, endişe duyanların endişelerinin tek sebebi var: Eğer ikinci tura kalırsa iktidarı bırakmak istemeyen Tayyip Erdoğan'ın her türlü hukuk dışı, anayasa dışı provokasyona ve şiddet olayına başvurarak işleri çığırından çıkarabileceği... Aslında ikinci tura kalsa da Kılıçdaroğlu kazanabilir ama Türkiye çok kanlı gelişmelere sahne olabilir gibi bir korku var. O yüzden insanların birinci turda bitmesi arzusu var. Ve muhtemelen daha büyük ihtimal olarak da birinci turda Kemal Kılıçdaroğlu kazanacak. Benim kişisel olarak bu konuda bir korkum yok ama bu kaygıyı, bu korkuyu duyan çok sayıda insan var Türkiye'de. Bu korku ve kaygıyı duymalarının sebebi Türkiye'deki içinde bulunduğumuz bu koyu Türk milliyetçisi rejimin, dış politikasında saldırgan ve tamamıyla yolsuzluklara batmış ve Türkiye’yi iflasa sürükleyen, ekonomik ve mali anlamda iflasa sürükleyen… Hazinede para yok. Hazinesinde para bitmiş durumda. Koca Türkiye iflasın eşiğine gelmiş. Bu iktidarın ve bu iktidarın en tepesindeki kişinin iktidara bırakmamak için her şeyi yapabileceği düşüncesi, bunun getirdiği korku…
“Türkiye baharından bahsedebileceğiz”
Ama ben Türkiye'de seçim sonuçlarının bütün bunları boşa çıkaracak, mevcut rejimin, Tayyip Erdoğan'ın aleyhine olacağını seziyorum, inanıyorum ve o yüzden şunun şurasında 5-6 gün sonra Türkiye baharından bahsedebileceğiz. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçimini kazanacak, parlamento aritmetiği AK Parti ve MHP aleyhine ve bizim partimizin, Kürtleri en kuvvetli temsil eden parti olarak bizim partimizin anahtar olarak Türkiye'nin demokratikleşmesindeki belirleyici güç olarak, yaklaşık 100 milletvekili çıkarması sürpriz olmayacak. Ben şahsen 80-100 arasında bir rakam bekliyorum zaten hangi rakam çıkarsa çıksın isterse 70 çıksın, Kılıçdaroğlu'nun başında bulunduğu ittifak ile Erdoğan'ın başında bulunduğu ittifak sandalyeler dağıldıktan sonra ne olursa olsun bizi anahtar haline gelecektir ve Türkiye dediğim gibi bir hafta sonra inşallah batma yerine çıkmaya doğru, daha fazla diktatörlüğe doğru yol almaktan demokrasiye doğru yol alarak önemli bir virajı dönecektir.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın