İnfaz düzenlemesi teklifi Meclis Genel Kurulunda görüşülüyor
Haber Merkezi - TBMM Genel Kurulunda görüşülen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde milletvekilleri söz aldı. Daha sonra kanun teklifinin maddelerine geçildi.
İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, kanun teklifinin TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmelerinde bir madde üzerinden yaptığı teşekkürün, suistimal edildiğini, bunun, teklifin tamamını kabul ettikleri anlamına gelmediğini ifade etti.
Erel, "Maddenin bu kadar dolambaçlı, anlaşılmaz yazılmasının ardından ister istemez kafamızda sorular oluşmuştu. Onun yerine şunu niye yazmadınız; cinsel suçlar, nitelikli olanlar, 102/2, 103, 104/2 ve 3 'Bunların infazı aynen 3/4 kalacak.' deseydiniz. Cinsel suçlar, çocuklar tarafından işlenen suçlar, bunların karşısına indirim oranlarını doğrudan doğruya yazmış olsaydık bu problem ortaya çıkmazdı." diye konuştu.
"Koronavirüse karşı bir düzenleme değil"
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, teklifin koronavirüse karşı bir düzenleme olmadığını, üzerinde yıllardır çalışıldığına ilişkin AK Parti ve MHP milletvekillerinin açıklamalarının bulunduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklular için koronavirüse karşı yaptıkları çağrıları anımsatan Başaran, "Siz kulaklarınızı tıkayıp koronavirüsü fırsat bilip kendi yandaşlarınıza af çıkarıyorsunuz, muhaliflerinizi de karşıtlarınızı da ölüme terk ediyorsunuz. Fiili olarak idam cezasını uyguluyorsunuz" değerlendirmesini yaptı.
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, CHP olarak affa karşı olmadıklarını belirterek, "Ancak nasıl bir af? Düşünce suçları, gazeteciler ve topluma kazandırılmasında mahsur olmayan hükümlüler için af çıkarılmasına elbette karşı değiliz. Bu yasaya vicdan ve adaleti koymak istiyoruz. Bu yasaya evrensel hukuk normları hakim olsun istiyoruz. Bu yasanız ne adaletli ne de adil; eşit hiç değil. Yasa bu haliyle vicdansızdır, adaletsizdir. Ya bu teklifi vicdanlı ve adaletli bir yasaya dönüştürürüz ya da karşınızda CHP'yi bulursunuz" diye konuştu.
Antmen, eğer toplumsal barışı sağlamıyorsa, hukuksuzluğu önlemiyorsa adalete ve hakkaniyete uygun değilse, vatandaşların tamamının gönlü razı değilse buna af veya infaz düzenlemesi demenin doğru olmayacağını söyledi.
Teklifte bazı suçlar için koşullu salıvermenin olduğunu ancak tutukluların basın çalışanları olmadığını ifade eden Antmen, "Adamlar sadece anayasal olarak vatandaşı bilgilendirme haklarını kullandıkları için cezaevindeler ama bu teklifin hiçbir yerinde yoklar. Düşünce suçluları hiç yok" dedi.
"Sosyal medyada yalan beyanlarla bizi karalamaya yeltenmeyin"
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, teklifin geneli üzerindeki görüşmelerde, kapsam dışı tutulan suçlar bakımından tartışmaların yapıldığını ancak diğer olumlu düzenlemelerin, kamuoyu tarafından yeterince öğrenilemediğini belirtti.
Tunç, "Bu teklifte 'adalet yok.' deniyor. Tabii ki kapsam dışı tutulan terör suçları bakımından eğer bunun kapsam dışı tutulmasından rahatsız oluyorsanız o sizin bileceğiniz iş. Cinsel suçlar, uyuşturucu ticareti ve diğer toplumsal hassasiyeti gözeterek hazırladığımız istisnalar bakımından eğer 'adalet yok' diyorsanız onu kamuoyunun takdirine bırakıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Kanun teklifinin hedefinin, ceza adaletine uygun, suçlunun ıslahını ve topluma kazandırılmasını sağlayacak, kalıcı infaz rejimini getirmek olduğunu ifade eden Tunç, şunları kaydetti:
"Teklifin amacı cezaevlerini boşaltmak değil. Evet, geçici maddelerde koronavirüs salgını nedeniyle alınacak tedbirler bakımından cezaevlerindeki salgın riskini ortadan kaldıracak düzenlemeler var ama kalıcı maddelere baktığımız zaman infaz sistemimizde, özellikle hukuk devleti ilkesine uygun, daha çağdaş, daha modern bir infaz rejimine uygun düzenlemeler yapıldığını görüyoruz. Cezaevlerindeki doluluğun sebebi, 2005 yılında Ceza Kanunu'nda yapılan ceza artışları ve İnfaz Kanunu'ndaki 1/2'lik infaz süresinin üçte 2'ye çıkmasından dolayı. Her iki kanundaki hem cezaların artışı hem de hükümlülerin cezaevindeki kalış süresinin yüzde 40'dan yüzde 66'ya çıkmış olması ve istinaf mahkemelerinin devreye girerek, istinafta 5 yılın altındaki suçların kesinleşmiş olması, istinafın devreye girmesi nedeniyle de Yargıtayın, önündeki dosyaları hızlandırarak karar vermiş olması, bir de bunun üstüne 15 Temmuz darbe girişimi, cezaevlerindeki doluluğu artırdı.
Bu problemin de çözülmesi gerekiyor. Teklif, bu amaca yönelik geçici maddeler de içeriyor. Toplumsal hassasiyet açısından bazı suçların cezalarında da artışlar yapıldı. Bunlardan kasten yaralama suçunun canavarca hisle işlenmesi durumunda ceza bir kat daha artırılacak. Örgüt suçunun cezası artırılıyor, burada alt sınır 1 yıldan 4 yıla çıkarılıyor. Tefecilik suçunun cezası artırılıyor. Kadına şiddet, cinsel istismar, çocuk istismarı, bunlar AK Parti'nin kırmızı çizgileridir. Bu suçların cezalarını dünyada en yüksek veren ülke Türkiye. Avrupa hukukuna bir bakın, orada çocuk istismarında 18 yıllık üst sınır, bizde alt sınır. Bunu yapan bu Meclis, öncülüğünü yapan da AK Parti'dir. O nedenle bu konular üzerinden sosyal medyada yalan beyanlarla bizi karalamaya yeltenmeyin."
TBMM Adalet Komisyonu Üyesi, AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler, sorular üzerine Türkiye’deki hiçbir cezaevinde koronavirüs vakasıyla ilgili bir durum olmadığını bildirdi.
Daha sonra kanun teklifinin maddelerine geçildi.