Bakırhan: Türkiye, Kürt meselesini çözemediği için oyun kurucu rolünü kaybetti
Haber Merkezi – DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin Kürtlere karşı savaşı da Ortadoğu’da yaşananlardan bağımsız değildir. Türkiye, Kürt meselesini çözemediği için oyun kurucu rolünü kaybetti. Özgürlüklerden ve demokrasiden uzaklaştığı için bu rolü kaybetti” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) 5'inci Olağan Kongresine katıldı.
Kongrede konuşan Bakırhan, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Bakırhan, “Dünya savaşlarla ve çatışmalarla dolu, dünyada ciddi bir kaos var ve bu kaostan çıkmanın yol ve yöntemleri araştırılıyor. Devrimciler, Kürtler, sosyalistler bu kaostan çıkışın nasıl olacağını tartışıyor, bunun mücadelesini veriyor. Türkiye’nin Kürtlere karşı savaşı da Ortadoğu’da yaşananlardan bağımsız değildir. Türkiye, Kürt meselesini çözemediği için oyun kurucu rolünü kaybetti. Özgürlüklerden ve demokrasiden uzaklaştığı için bu rolü kaybetti. Aksine rolü Türkiye’deki milliyetçiliğin, ırkçılığın, Alevi düşmanlığının, Kürt düşmanlığının, kadın düşmanlığının giderek ivmelenmesine sebebiyet veriyor” dedi.
“3. Yol siyasetimizle birlikte daha güçlü bir mücadeleye koyulacağız”
Bakırhan devamında ise şunları kaydetti:
“Türkiye’de ciddi bir sağ popülizm ve milliyetçilik gelişiyor, büyüyor. Biz devrimciler, dünyadaki adaletsizliklerin ve Ortadoğu’daki çatışmaların son bulması için mücadele ediyoruz. Bir taraftan da Türkiye’de gelişen bu ırkçı ve milliyetçi dalganın son bulması için mücadelemize büyük bir özveriyle devam ediyoruz.
SYKP de DEM Parti’nin önemli bileşenlerinden biri olarak bu yoksulluğa ve ötekileştirmeye; Türkiye’yi yoksullaştıran, işsiz bırakan, uçurumun kenarına getiren bu zihniyete karşı bizimle birlikte, Kürtlerle birlikte mücadele ediyor. Kadın ve Alevi düşmanlığının önü ırkçılıkla perdelenmeye çalışılıyor. ‘Yoksuluz, işsiziz' dediğimizde vatan diyorlar, millet diyorlar, bayrak diyorlar. Ama vatanın, milletin ve bayrağın arkasında halklarımızı ve emekçilerimizi yoksullaştıran, onlar üzerinde ciddi bir faşist politika uygulayan bir sistem var.
Önümüzdeki dönemde bu faşist politikalarla mücadele etmek bizim için ciddi bir sorumluluktur. Ya bu sağ, ırkçı, milliyetçi, bizi yoksullaştıran sistemin politikaları karşısında pes edeceğiz ve oturacağız ya da emekçilerle, yoksullarla, devrimcilerle, ezilenlerle ve ötekileştirilenlerle birlikte 3. Yol siyasetimizle daha güçlü bir mücadeleye koyulacağız.
Ya fabrikalarda ve sokaklarda işsizlerle, emekçilerle birlikte mücadeleyi örgütleyeceğiz ya da bu faşizan politikalar karşısında gittikçe zayıflayarak Türkiye’de tam olarak faşizmin kurumsallaşmasını izleyeceğiz. 3. Yol siyasetimizle birlikte Türkiye’de sol sosyalist güçler, Kürtler, emekçiler, ezilenler dün olduğu gibi bugün de bu faşizmi engelleyecektir, durduracaktır. Bu yerel seçimler de çok güçlü mücadele yeridir.”