Sağlık Bakanlığı'ndan Demirtaş’ın da bahsettiği ‘sahte kanser ilacı’ hakkında açıklama

Haber Merkezi - Sağlık Bakanlığı, SGK tarafından yurtdışından getirilen ve löseminin son aşamasında kullanılan ICLUSIG adlı ilacın sahte olduğuna yönelik iddiaları ile ilgili, "Sahte kanser ilacıyla ilgili önce inceleme, devamında soruşturma Sağlık Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılmıştır. İlacın sahte olduğu belirlenir belirlenmez ilgili tüm bilgi ve belgeler sunularak savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur" açıklamasını yaptı.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan (TİTCK), son günlerde yurt dışından temin edilen ilaçlar hakkında bazı basın ve yayın organlarında yer alan iddialar üzerine toplumu bilgilendirme gereğinin doğduğu vurgulandı.

Açıklamada, bir ilacın TİTCK tarafından ruhsatlanması ile kullanıma sunulabileceği fakat bunun yanı sıra henüz ruhsatlandırılmayan ama sağlık hizmeti sunumu açısından ihtiyaç duyulan ilaçların temininin de bu konuda kanunla yetkilendirilmiş Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türk Eczacılar Birliği (TEB) tarafından hasta bazlı olarak yurt dışından yapıldığı aktarıldı.

"Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulmuştur"

Haberlere konu ilacın sahtelerinin, SGK ve TEB'e satıldığı konusuyla ile ilgili olarak kurumumuz müfettişlerince yürütülen ve 17 Ekim 2019 tarihinde tamamlanan inceleme/soruşturma sonucunda; sahte ilaç ticareti yaptığı tespit edilen bazı firmalar ve ecza depoları hakkında 1262 sayılı kanunun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri uyarınca Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulduğu bilgisine yer verilen açıklamada ayrıca konuyla ilgili satın alma yapan kuruluşların yetkili personeli hakkında da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu kaydedildi.

Açıklamada, TİTCK'nın Uluslararası Harmonizasyon Konseyi (ICH) üyesi olduğu ve ruhsatlandırmaya esas işlemlerin de referans bir kurum olan ICH'in yayımladığı rehberlere uygun olarak yürütüldüğü belirtildi.

"Bu yönüyle kılavuz değişikliğiyle iddia edilenin aksine İran, Arjantin, Küba, Hindistan, Çin, Tayvan gibi ICH kurucu veya daimi üyesi olmayan ülkelerden ilaç alınırken eskiye göre daha sıkı kalite şartları getirilmiştir" bilgisi paylaşılan açıklamada, Bangladeş de dahil bu ülkelerde ruhsatlı olup temin edilecek ilaçlar için ürün kalitesini gösteren ek belgelerin tanımlandığı bildirildi.

Açıklamada, "İddia edildiği gibi bir gecede kılavuz değişikliği yapılarak bir ilacın önünün açılması söz konusu değildir. İlacın listeye alınması için talep SGK'dan ve kılavuz değişikliğinden yaklaşık 7 ay önce gelmiştir" ifadesi kullanıldı.

Demirtaş'tan sahte kanser ilacı iddialarıa tepki

Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, SGK tarafından kanser hastaları için yurtdışından getirilen ICLUSIG adlı ilacın sahte olduğu öne sürmüştü.

 İYİ Parti ve CHP konuyu TBMM'ye taşırken, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ise Bakanlık yetkililerini göreve davet etmişti.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, konuya ilişkin sosyal medya üzerinden bir mesaj yayımladı.

Demirtaş paylaşımında şunları söyledi:

"Sahte kanser ilacı haberlerini, büyük bir dehşet ve kaygıyla okudum. Öncelikle kanser tedavisi gören herkese şifa diliyorum. Moralinizi yüksek tutun. Şimdi bazı sorular sormak ve kendi durduğum yerden, meseleyi nasıl değerlendirdiğimi, sizlere anlatmak istiyorum. Nasıl oluyor da iddialara konu olan ve insanlıktan nasibini almamış bu ilaç çeteleri, SGK’ya bu sahte kanser ilaçlarını satabiliyor?

SGK’nın ilgili biriminin başındaki daire başkanının istifa mektubunda adı geçen ve eski ortağının tehdit ve darp etmekten savcılığa suç duyurusunda bulunduğu eski AKP milletvekili, AKP’li yöneticiler ve Saray danışmanları bu kirli tezgahın neresindeler? İnsan yaşamının en ağır hastalıklarından biri olan kanser hastalarını, bile isteye ölüme sevk eden bu gelişmeler karşısında, Hükümet yetkilileri neden bu kadar sessiz?

Bu sorularımın yanıtı verilir mi bilmem ama “kanser hastalarına sahte ilaç” başlığının kendisi dahi tek başına bu tek adam sisteminin, devlet kurumlarında nasıl bir çürüme yarattığının göstergesi. Saray ve şürekası, koltuk ve para uğruna her yolun mübah olduğu bir düzen yarattı.

İktidarın gücünü arkasında hissedenler de bu yolu takip etti, ediyor.

Şimdi iddialarda adı geçen AKP’lilerin bu tezgahta payları olsun ya da olmasın bu kirin, bu pisliğin, bu zehirli ortamın, bu kanserin doğrudan müsebbibi, bu düzenin kendisi yani tek adam rejimidir. Panzehir ise çok yakınımızda. İçimizde, irademizde, mücadele kararlılığımızda yani bizde... Merak etmeyin, çok yakında hep birlikte yeneceğiz bu kanseri."