Eliaçık: Adaleti önemsemeyen dindarlık insanları Deizm-Ateizm ile Taliban-IŞİD arasında tercihe zorluyor

İstanbul (Rûdaw) - İlahiyatçı-Yazar ve ‘Antikapitalist Müslümanlar’ hareketinin fikir öncülerinden İhsan Eliaçık, Türkiye’nin son 22 yıllık ‘dindar iktidar’ sürecinin varılan aşamasını büyük bir başarısızlık ve çöküş olarak nitelendirdi. 

‘Adalet’ ve ‘Eşitlik’ mefhumlarının İslamiyet’in merkezini oluşturduğunu,  söyleminin tamamının temeli olarak tarif eden İlahiyatçı İhsan Eliaçık, Türkiye’de, geride kalan 22 yıl boyunca, iktidar tarafından dindarlaştırılmaya çalışılan bir toplumun giderek dinden uzaklaşma eğilimine girdiği gibi bir paradoksa şahitlik ettiğini söyledi.

Bunun gerekçelerini de başta adaletin çöküşü, eşitlik duygusunun aşınmış olması, iktidar çevrelerinin zenginleşmesi ve kayırmacılık gibi birçok başlığa uyarlayan İhsan Eliaçık, İslamiyet’in küresel çapta da bir krizle karşı karşıya olduğunu sözlerine ekledi.

İslamiyet ve ‘Eski Din’ Olma Tehlikesi

İslam düşüncesinin küresel çapta da kendini çağa uyarlama konusunda bir krizle karşı karşıya olduğunu sözlerine ekleyen Eliaçık, çevreye, insan hak ve özgürlüklerine, kadın ve daha bir çok meselede İslamiyet’in veya Müslümanlığın çağın insanına uygun bir dönüşümü gündemine almadığını, dolayısıyla da varlık yokluk gibi bir krizle karşı karşıya olduğunu söylemine dayanak yapan Eliaçık, yanlış İslam anlayışı nedeniyle İslamiyet’in ya yok olup gideceğini ve eski dinler kategorisine dahil olacağını, ya da özü adalet olan İslamiyet anlayışının galip gelerek insanlığın kurtuluş reçetesi olma konusundaki ikilem nedeniyle bir krizle karşı karşıya olduğunu savunuyor.

Yapılan anketler ve kamuoyu yoklamalarında, gençler arasında Deizm-Ateizme ilginin artışı, camilerin boş kalması gibi tartışmaların birçok cemaat ve dini çevrece konuşulduğu Türkiye’de, dini çevreler arasında iktidara başından beri dini referanslarla uyarı ve eleştirilerde bulunan Eliaçık, söz konusu 22 yıllık ‘dindar iktidar’ durumunun dindarlara yaramadığını sözlerine eklemekle kalmıyor, bizatihi iktidar çevrelerinden de gençler arasında ya Deizm-Ateizm ya da, dini farklı yönlerden sorgulama örnekleriyle karşılaştıklarını söylüyor. Hem küresel çaptaki kriz hem de Türkiye’deki son 22 yıllık siyasal tecrübedeki ‘din’ halinin, insanlara ya ateist olma ya da Taliban olmak gibi bir sonuçla faturalandığının altını çiziyor.

İktidar Bozar Mutlak İktidar Mutlak Bozar

Hükümetin 22 yıllık dindar nesil yetiştirme projesinin beklentilerin aksine dini kesimlerdi bir soğumaya yol açtığını aktaran Eliaçık, “Başörtüsünü serbest bıraktılar, okulları imam hatibe çevirdiler, din derslerini yaygınlaştırdılar, ama gençler dinden uzaklaşıyor. Bir çok dindar ailenin çocuklarının İslam’a mesafeli yaklaştığını biliyoruz. İktidar bozar, mutlak iktidar mutlak bozar. İslami kesimler bu süreçte bir gerileme yaşadı. Kültürel ve entelektüel açıdan bir çöküş yaşanıyor. Sanat, edebiyat, kültür ve dini düşünce çöktü. İktidar bu alanlarda insanlara bir şey vermedi” şeklinde konuştu.

Sekülerizme kayış ve medeniyet Krizi!

Eliaçık, toplumda artan sekülerleşme eğilimlerine de dikkat çekti. Gençlerin giderek dini düşünceleri terk ettiğini ve seküler yaşantının daha yaşanabilir bulunduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye’nin bir medeniyet krizi yaşadığını ve İslam'ın dünyadaki yerinin de tartışılmaya başlandığını belirtti.

Eliaçık, İslam’ın evrensel mesajlarının hala kurtuluşun anahtarı olabileceğini söyledi.

“İslam'ın Özü Adalettir”

İslam’ın özünün namaz ve oruç gibi simgesel durumlardan değil adalet, dürüstlük, eşitlik ve özgürlük gibi evrensel değerlere dayandığının altını çizen Eliaçık, “Bu değerler ayakta tutulduğu sürece, İslam’ın gerçek anlamda bir kurtuluş yolu olabilir, Ancak, mevcut iktidarın bu değerlerden uzaklaşarak yanlış bir İslam anlayışı geliştirdiğini de görüyoruz. Hükümetin yolsuzluk, adam kayırma gibi eylemleri ve adaletsizlik insanların dinden soğumasına neden oluyor. Gençlerin din anlayışını sorgulamasının temel sebeplerinden biri budur. Adaletli ol, millet seni sever zaten. Şimdi, malum, Türkiye'de 22 yıldır iktidarda olan bir parti var. Bu iktidar, dini argümanlarla bilinen çevrelerden oluşuyor, dini tarikatlar tarafından destekleniyor. Türkiye'nin dindar kesimlerin dinar temsilcisi olarak biliniyor. Bunlar 22 yıldır iktidardalar, kendilerince bir proje uyguluyorlar dindar bir nesil yetiştireceğiz diyorlar. Başörtüsünü her yerde serbest bıraktılar, liselerin birçoğunu imam hatibe dönüştürdüler. 4 tane ayrı din dersi var tüm liselerde. Peygamberin hayatı, Kur'an öğrenme dersleri şimdi bütün bunlara rağmen gençler dinden uzaklaşıyor.

Bizatihi bu iktidar Partisi çevrelerinin aileleri bana gelen haberlerde oğlumuzu veya kızımızı kurtaramıyoruz. Sizin yanınıza bir göndersek de bunlarla bir konuşsanız. Belki onların dilinden siz anlarsınız böyle abuk sabuk şeyler söylüyorlar İslamiyet’i reddeden, Kur'an'a şüpheyle bakan falan şeyler söylüyorlar diyorlar. Ben bunların bir çoğuyla da görüştüğüm irtibat alemdeyim dolayısıyla dindar ailelerin çocuklarında dinden soğuma var.  Dini kesimlerin kendisi dinden uzaklaşırken memleketi Müslüm anlaştırmaya çalışıyor iktidar eliyle. Şimdi burada bir çelişki söylediğiniz gibi ortaya çıkıyor. Ben bu çelişkiyi şöyle açıklıyorum iktidar bozar mutlak iktidar mutlak bozar diye bir söz var Türkiye'de yaşanan bu 22 yıllık iktidar süreci İslami kesimlerin işine yaramadı gelişmeyi değil gerilemeyi sıra beklerdi ilerleme değil yerinde sayma hatta geriye gitme söz konusu oldu” şeklinde konuşmasını sürdürdü.

“İnsanlar Sekülerizme Kayıyor”

Türkiye’de iktidarların dini argümanları her zaman bir zenginleşme aracı olarak gördüklerinin altını çizen Eliaçık, konuşmasının devamında şunları sıraladı:

Şimdi eğer başarıda maksat mal mülk sahibi olmaksa mal mülk sahibi oldular, makamlara mevkilere gelmekse hepsini yaptılar, egemenliği tek adam rejimin yoluyla tepe tepe kullanıyorlar ama sanat edebiyat kültür dini düşünce felsefe çöktü. Bu noktada insanlara hiçbir şey veremiyorlar tam tersi kendilerine rakip olarak gördükleri gelişiyor. İnsanlar sekülerizme kayıyor. İnsanlar dini düşünceyi inancı terk ediyor oralarda hayat sürmeyi daha yaşanabilir buluyor ve insanlar memleketi terk edip biz artık kendi çocukları Avrupa ülkelerine gitmeyi düşünüyor.

*Şimdi burada hükümeti de aşan bana göre bir medeniyet krizi var. İslam inancının İslam düşüncesinin veya İslamiyet’in dünyaya ne verip vermediği vereceği tartışılmaya başlandı acaba İslamiyet’in devri dünyada bitti mi? Eski dinler kategorisine yani diyelim ki Sabilik gibi Ezidilik gibi eski dinler vardı Ortadoğu’da onlardan birisine mi dönüşecek, onun yerine yeni akımlar dinler mi ortaya çıkacak? Diye İslamiyet’in dünyada devrinin bitip bitmediği tartışılıyor. Şu anda benim görüşüme göre İslamiyet son hak din olduğu için doğanın kanunlarına uyduğu takdirde yoluna devam edebilir. Aksi takdirde yok olmaya mahkumdur. Nedir o çevreye uyum sağlayarak ayakta kalma ilkesi, doğaya hakim olan şey bu. Kendisini dönüştürerek ama kendi özünden de var kılarak ama çevreye de uyum sağlayarak devam edebilirsiniz. Bu böyledir yani hayatın kanunu budur. Şimdi İslamiyet çağdaş dünyaya hem uyum sağlayacak hem de kendi özünü koruyacak bu nasıl olacak? İşte biz şu anda bunun sancılarını taşıyoruz. Mevcut hükümette Müslümanlıktan beslendiği için bir taraftan çevreye uyum sağlamaya çalışıyor ama burada dengeyi koruyamayarak ipin ucunu kaçırıyor. 

*Eğer kendi özünüzü koruyamazsanız çevreye uyum sağlayacağım diye bir ateist veya deist olursunuz. Tümüyle Batı düşüncesine uygarlığına katılırsınız yok olursunuz yani. Ama öbür taraftan buna karşı direneceğim kendim kalacağım, onlar gavur bana ne onlardan derseniz de Taliban ve IŞİD olursunuz, tabii onun sonu da Taliban ve IŞİD’tir yani. 

“IŞİD ve Taliban olunur”

*Şimdi deist olmakla veya ateist olmakla Taliban ve IŞİD olma arasında gidip geliyor böyle sallanıyor. Şu anda kimi oraya dökülüyor kimi buraya dökülüyor benim tanıdığım bir sürü insan öfkeden Taliban ve IŞİD oldular çok öfkeliler kızıyorlar. Amerika'ya kızıyor Avrupa'ya kızıyor çağdaş medeniyete kızıyor ve bir dengeyi sağlamıyor. Gittiler IŞİD’e katıldılar çoğu Taliban oldu. Ama gidip de Afganistan'da falan gitmediler buradalar yani hâlâ bakıyorum da adam Taliban gibi konuşuyor. Veya öbür taraftan bir çoğu da gitti ateist oldu. Yani Kur'an'a Kur'an hakkında şüpheye düştü Kur'an kötü bir kitap Muhammed de iyi biri değilmiş ya kandırılmışız bildiğin IŞİD’liler gibi birisiymiş ya peygamber ve sahabe demeye başladılar. Yani kadınlara musallat olmak insanları köle yapmak için ortaya çıkmış falan demeye başlıyor yani İslamiyet'in kendisinden şüpheye düştüler. 

*Mesela benim izlediğim yol bu ikisi de değil ben hem kendimi özümü var ediyorum İslamiyet'e çok güveniyorum. Orta Doğu'nun ve dünyanın kurtuluşunun Kur'an'daki evrensel mesajlar olduğuna inanıyorum ben şu anda hâlâ. Onlar ne? namaz kılmak oruç tutma hacca gitmek değil, adalet dürüstlük doğruluk eşitlik özgürlük sözleşmelere bağlı kalmak borcunu ödemek anne babaya iyi davranmak çocukları sevmek bu kardeşim İslam'ın özü budur. Dolayısıyla insanlığın kurtuluşu hâlâ buradadır insanlığın kurtuluşu Kur’an’dadır demiyorum Kur'an'ın içindeki bu değerlerdedir Kur'an'ın da vurguladığı bu insanlık değerlerindedir. 

*Şimdi onları ayakta tutan zaten ayakta kalmış olur onlar ayakta tutulursa din sorunu da çözülmüş olur. Şimdi ne yapıyorlar başörtüsü taktırmış İran'dakiler illa başörtüsü takacaksın diyor eşit ne yapıyor namaz kılmayanı kırbaçlamaya kalkıyor. Tayvan ne yapıyor kadınlar çarşafa girecek diyor dışarı çıkmayacak diyor. Bunların İslam olduğunu zannediyorlar. Orta Doğu'da bütün grupların çoğu böyle halbuki İslamiyet’in özü bunlar değil. 

“Adaletli ol millet seni sever”

*Bu hükümette de bu kafada olanlar var İslamiyet'in özünün adalet olduğunu bir adalet efsanesi yaratılarak gönüllere taht kurulabileceğini düşünemiyorlar mı. Adaletli ol millet seni sever merak etme senin dinini de sever adaletli olan herkesin sahip olduğu dinden insanlar olmak ister. Ama sen hırsızlık yapıyorsun yolsuzluk yapıyorsun adam kayırıyorsun sonra da çıkıyorsun diyorsun ki niye Müslümanlıktan insanlar soğuyor. Sonra da Allah kitap peygamber ağzından düşmüyor. İnsanlar da çoğu referanslara ulaşamıyor benim gibi değil ki birçok insan ben kaynakları biliyorum Kur'an'ın özünü çok iyi biliyorum yıllarımı verdim beni sarsamaz bunlar. Ama ortalama vatandaşlar sarsar bırak kardeşim böyle din olmaz olsun diye adam çeker gider gençler bırakır gider öyle de oluyor önemli sebeplerinin bu olduğunu düşünüyorum ben.