İbrahim Kalın: Bir de Kürtlere bir şey verelim…

Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Fransa'nın PKK'nın Suriye kolu olan YPG ve PYD'ye destek vermesini bizim kabullenmemiz mümkün değil. Libya'da biz Fransa'nın baştan beri hep yanlış tarafta olduğunu ifade ediyoruz” dedi.

İbrahim Kalın, Anadolu Ajansı’nda yayınlanan röportajda Libya’da yaşanan durumve bölgedeki gelişmeler ile Türkiye'nin dış politika hamlelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Libya’da heba edilen büyük bir servet var”

“Libya’da BM’nin de tanıdığı meşru hükümete destek veriyoruz” diyen Kalın, “Orada Türkiye'nin müdahalesiyle çatışmaya bir denge getirildiğini de artık herkes teslim ediyor. Eğer Cumhurbaşkanımızın bu vizyoner müdahalesi olmasaydı Libya'da çatışmalar çok daha derinleşecek çok daha fazla insan ölecekti ve Libya'nın parçalanması belki kaçınılmaz hale gelecekti” dedi.

Libya meselesinde “çözümün askeri değil siyasi olduğunu” belirten Kalın, “Özellikle BM çatısı altında Berlin Konferansı'nın belirlediği ilkeler çerçevesinde siyasi sürecin ilerletilmesi bizim de öncelikli tercihimiz” diye konuştu.

Kalın, sadece son 6 ay içerisinde Hafter'in Libya'nın petrol ve doğal gaz yataklarını bloke etmesinden dolayı Libya'nın ulusal kaybının 5 milyar doları geçtiğine değinerek, şunları söyledi:

“Yani Libya şu anda ayda 1-1,5 milyar dolara yakın bir zararın içerisinde. Biz bildiğiniz gibi 3 hafta önce Dışişleri Bakanımız, Hazine ve Maliye Bakanımız, Milli İstihbarat Başkanımızla Trablus'a gitmiştik. O zaman Libya'nın Enerji Bakanı bize 2011 yılından beri Libya'nın toplam kaybının 250 milyar doları aştığını söyledi. Şimdi bakın burada heba edilen büyük bir servet var, bunlar Libyalıların serveti, Libyalıların mal varlığı. 6-7 milyon gibi küçük nüfusa sahip olan, doğal gazından petrolüne, sahilinden madenlerine kadar birçok doğal zenginliği bulunan Libya gibi bir ülkenin çok daha iyi ekonomik şartlarda yaşaması mümkün. Bizim umudumuz, beklentimiz, çabamız bir an önce bu çatışmaların sona ermesi ve Libya'nın bu yeni döneme geçmesi.”

"Siyasi çözüm yoluna gidilirse meseleler çözülebilir"

İbrahim Kalın, “Tabii biz Libya'nın milis güçlerin, dışarıdan getirilen paralı askerlerin bir savaş arenası haline gelmesini asla arzu etmeyiz. Siyasi çözüm uygulanacaksa bu askeri çözümlerin bir kenara bırakılması mutlaka gerekiyor. Fakat şimdi uluslararası aktörlerin maalesef Suriye'de yaptığına baktığınız zaman da benzer bir tablo yavaş yavaş Libya'da ortaya çıkmaya başlıyor” dedi.

Libya halkının barışı, huzuru ve güvenliği açısından doğal kaynakları, siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde bir siyasi çözüm yoluna gidilirse meselenin çözülebileceğini ifade eden Kalın, “Ama orada yine 'Libya'yı şuradan bölelim, şu kısmını biz alalım, bu kısmını şunlara verelim' gibi bir yaklaşım içine girilirse Libya'da bu çok yıkıcı sonuçlar doğurur” diye konuştu.

"Şii-Sünni-Kürt diye bölelim…"

Kalın, “Böyle bir durum mu var sizin gördüğünüz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bununla ilgili birtakım spekülasyonların yapıldığını duyuyoruz. Hatırlarsanız Amerika'nın Irak'ı işgalinden sonra da 2003'ten sonra da buna benzer şeyler dile getirilmişti. 'Etnik ve mezhebi yapısından dolayı bir arada bulunması mümkün olmayan bir ülke, dolayısıyla Irak'ı bölelim, 2'ye bölelim, 3'e bölelim, Şii-Sünni diye bölelim, Şii-Sünni-Kürt diye bölelim' gibi tezler dile getirildi dönem dönem. Bakın o dönemin yaraları hala sarılamadı Irak'ta. Suriye'de dönem dönem bu dile getirildi. İşte 'Sünnilerle Nusayrileri ayrıştıralım, 2'ye bölelim, yani bir de Kürtlere bir şey verelim.' Yine bir üçlü yapı. Lübnan'da hatırlarsanız 1990'da biten iç savaşta benzer şeyler dile getirildi. 'Lübnan hem Hıristiyan hem Müslüman hem Sünni hem Şii hem başka Dürzi grupların falan olduğu bir yer, dolayısıyla Lübnan'ı bir arada tutmak mümkün değil, böyle bir parçalı yapı kuralım' dediler. Bakın hala 90'dan beri Lübnan'da siyasi istikrar sağlanamıyor. Şimdi buradaki tecrübeler ortadayken benzer bir gidişatın Libya’da ortaya çıkmasına müsaade edemeyiz, hiç kimsenin de etmemesi gerek.”

Kalın, “Şimdi eğer çok etnikli, çok mezhepli, çok dilli her toplum bu şekilde bölünme yoluna gidecekse o zaman Avrupa'nın onlarca, yüzlerce devletçiğe bölünmesi gerekir, Amerika Birleşik Devletleri'nin onlarca devlete bölünmesi gerekir ama bu oralarda yapılmıyor tam tersine daha büyük yapılar altında birlik, beraberlik içinde siyasi süreçlerin ilerletilmesi hedefleniyor ama İslam ülkeleri söz konusu olduğunda etnik ve mezhebi fay hatları esas alınarak o ülkelerde çok derin yaraların açılmaya başlandığını görüyoruz” dedi.

Vatiyye hava üssüne yçnelik saldırıyı da değerlendiren Kalın, “Vatiyye Havalimanı civarında bir saldırı gerçekleşti ve bunu Hafter tarafının yaptırdığı biliniyor. Bununla ilgili 'şu ülke kaynaklı, bu ülke kaynaklı' gibi haberler de çıkıyor, onlara girmeyeceğim ama bu saldırıda ortaya çıkan bir gerçek daha var; kimin gerçekten orada barış ve istikrar istediği kimin çatışmaların devam etmesini istediği açık bir şekilde ortada” ifadelerini kullandı.

Kalın, “Saldırıya uğrayan Serrac tarafıdır, Vatiyye Havalimanı Trablus şehri içindedir. Yani bir taraftan ateşkes çağrısı yapan, 'BM çatısı altında 5+5 görüşmelerine gidelim' diye çağrı yapan tarafın aynı zamanda gelip Trablus'u bu şekilde bombalaması hem uluslararası hukuka aykırıdır hem bütün bu süreçlerle ilgili gerçek niyetlerini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla burada Serrac hükümetinin tavrının ne kadar doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı, öbür tarafa güvenmeleri mümkün değil. Bununla ilgili tabii ki kendileri de gerekli tedbirleri alacaklar” diye konuştu.

Fransa’nın Libya meselesindeki tutumunu eleştiren İbrahim kalın, “Fransa gibi ülkelerin blokaja devam ettiğini de görüyoruz, negatif bir tutum içerisinde olmaya devam ettiğini de görüyoruz. Halbuki bizim doğrudan Fransa ile de bu yönde bir çatışma, gerilim yönünde bir arayışımız söz konusu değil. Görüş ayrılıklarımız yok mu? Elbette var, Suriye'de Fransa'nın PKK'nın Suriye kolu olan YPG ve PYD'ye destek vermesini bizim kabullenmemiz mümkün değil. Libya'da biz Fransa'nın baştan beri hep yanlış tarafta olduğunu ifade ediyoruz, Hafter'i desteklemek suretiyle Libya'nın barış ve istikrarına katkı sunmamaktadırlar” dedi.