Sancar: Kobani davasında mahkeme heyeti iktidardan talimat alıyor
Haber Merkezi – Kobani davası öncesi açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Seçimlere yaklaştıkça belli ki mahkeme heyeti de gündemini ve düzenini bu ihtiyaçlara göre ayarlıyor. Yani hukuktan değil iktidardan talimat alıyor" dedi.
IŞİD'in Kobani’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek HDP yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 kişiye açılan davaya devam edildi.
Davanın 14’üncü duruşması, 8’inci gününde Ankara'da Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başlanırken, duruşmaya katılan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar cezaevi kampüsü önünde açıklama yaptı.
Sancar şunları söyledi:
“Tam bir kumpas operasyonu olarak başlayan davanın bugünkü duruşmasını birlikte izleyeceğiz. Her yönüyle özel operasyon dosyasında Kobani Kumpas Davası. Şimdi de her açıdan hukuksuzluklar örneği olarak devam ediyor. Aslında hukuksuzluk demek hafif kalır. Burada karşılaştığımız şey hukukun basit ihlali değil. Burada karşılaştığımız şey basit bir adaletsiz uygulaması değil, gerçek anlamda bir düşman hukuku uygulamasıdır.
Burada adil yargılama yok, acil yargılama var
Onca yıllık akademisyenlik çalışmalarımda incelediğim hukuksuz davaların hepsini geride bırakmış bir düşman hukuku uygulaması olduğunu söylersem abartı değil. Tarihe hukuk adına, adalet adına yüz karası olan davalarda bile bu kadar keyfi uygulama yaşanmadı. Dreyfus, Sakko ve Vanzetti, Reichstag yangını davalarında bile bu kadar cüretkar bir keyfiliğe tanık olmadık. En azından oralarda görüntüyü kurtarma adına hukuk kurullarına şeklen uyma yaklaşımı söz konusuydu burada o da bırakılmış. Adil yargılamadan geçtik burada yapılan tek şey acil yargılamadır. Adaletin gerekleri değil, iktidarın ihtiyaçları esas alınıyor.
Gizli tanık gizli bir şekilde, yargılananlar ve avukatlar olmadan dinlendi
Son zamanlarda davayı hızlandırmaya yönelik kararlar çoğaldı, savunma hakkı yok sayılıyor. Savunmaya imkan tanınmıyor, süreler çok kısaltılıyor. Böylece 3 bin 500 sayfalık iddianame 324 klasörden oluşan davada gerçek bir savunma yapılması imkansız hale getiriliyor. Gizli tanık uygulamasının burada yeni bir örneği ile karşı karşıyayız. Gizli tanık ancak istisnai başvurulacak bir uygulamadır ancak özel şartlar varsa bu yola gidilebilir. Oysa Kobanî Kumpas Davasında gizli tanık uygulaması kural haline gelmiştir. Gizli tanık bile gizli dinlenebilir haline geldi. Hafta sonu mahkeme heyeti bir gizli tanığı yargılanan arkadaşlarımız ve avukatların bilgisi dışında dinledi. Gizli tanığı gizli dinleme operasyonuna da böyle bir yargılama hukukunda tanık olduk.
Bu davayı sadece HDP yönelik değerlendirmek büyük yanılgı olur
Bu dava Türkiye siyasetini dizayn etme konusundaki kapsamlı mühendislik projesinin önemli bir parçasıdır. Sadece arkadaşlarımızın özgürlüğü gasp edilmiyor, günleri, ayları, yılları çalınmıyor, asıl yapılmak istenen bu ülkenin geleceğinin gasp edilmesidir. Bu ülkenin hukuka uygun bir geleceğinin gasp edilmesidir. Bu ülkenin demokratik ve hukuk devletine uygun geleceğinin gasp edilmesidir. Demokrasi mücadelesini sindirme, gelecek adına umutları boğma çabasıdır karşı karşıya kaldığımız. O nedenle bu kumpas davasını sadece HDP’ye yönelik bir uygulama ve özel durum olarak nitelendirmek büyük hata olur.
Mahkeme heyeti iktidardan talimat alıyor
Seçimlere yaklaştıkça belli ki mahkeme heyeti de gündemini ve düzenini bunun ihtiyaçlarına göre ayarlıyor. Yani hukuktan değil iktidardan talimat alıyor. Bunun çok açık örneğini geçtiğimiz haftalarda yaşadık. Bu yargılama için özel olarak atanan Bahtiyar Çolak uzun süre mahkeme başkanlığı yaptı, ardından görevden alındı, ardından çete operasyonunda gözaltına alındı, ev hapsinde tutuldu. Bunun yargılamanın hangi dinamikler, saikler ve hedeflerle yürütüldüğünü ortaya koyan açık bir durum olduğunu kim gözden kaçırabilir. Bizim çağrımız; biz direnmeyi biliriz, her türlü hukuksuzluğa karşı sözümüz var, bu sözü de her şart altında söyleriz. Tıpkı burada duruşma salonunda arkadaşlarımızın o sözü, o hakikatin sözünü en etkili şekilde dile getirmelerinde olduğu. Arkadaşlarımız hakikati dile getiriyorlar, sözlerini en cesur şekilde söylüyorlar. Bizler, halkımız, her alanda hakikati söylemeye devam edeceğiz.
Bu bir kumpas davasıdır. Türkiye siyasetini dizayn etme politikasının önemli bir halkasıdır. Hiçbir muhalefet partisi, derdi demokrasi ve adalet olan hiçbir çevrenin buradaki kumpasa seyirci kalmaması gerekiyor. Burada hazırlanan gelecek ya da düzen ülkenin nasıl bir geleceğe mahkum edilmek istendiğinin tipik bir örneğidir. Çarpıcı bir timsalidir. Adaletsizliğe her alanda karşı çıkmazsak her alana adaletsizliğin yayılmasını da önleyemeyiz.”