Erbil (Rûdaw) - TEAM Araştırma Genel Direktörü Ulaş Tol, “AK Parti'den en çok kopan kesim Kürtler oldu. Yani ilk AK Parti'yi terk eden seçmen grubu Kürtler oldu. Türkiye genelinde AK Parti'den kopuş Kürt nüfus arasında yüzde 25'lere 30’lara vardı” dedi.
Hevidar Zana’nın sunduğu 15.00 bültenine katılan Ulaş Tol, Kürt seçmenin eğilimini, kentli Kürtleri ve Kürt seçmenin neden muhalefeti desteklediği başlıklarını değerendirdi.
Ulaş Tol, CHP’nin özellikle büyük şehirlerde genç Kürt seçmenin ikinci partisi haline geldiğini ifade ederek AK Parti ile CHP’nin yer değiştirdiğini kaydetti.
Kürtlerin, muhalefetin kazanması durumunda Kürt sorununun çözümü için müzakere zemini doğacağına inandıkları için muhalefeti desteklediğini ifade eden Ulaş Tol’un Hevidar Zana’nın sorularına verdiği cevaplar şöyle:
İstanbul'da 5 hatta 6 milyon Kürt yaşıyor diyoruz ancak öyle görülüyor ki siz bu buna katılmıyorsunuz. bu sayının daha az olduğunu söylüyorsunuz. Neye dayanarak bu bunu söylüyorsunuz, bu konuda özel bir araştırmanız var mı?
Evet biz bunları oy davranışlarına göre daha önce modellemiştik. Türkiye genelinde ne kadar Kürt var ve İstanbul'da ne kadar Kürt var diye. İstanbul seçimlerinde özel olarak çalışmıştık çünkü sandık bazlı Kürt oylarını az çok tahmin edebiliyoruz. HDP'ye verilen oylardan da yola çıkararak. Baktığımızda Türkiye genelinde Kürt nüfus, Kürtçe Zazaca konuşan, ana dili Kürtçe Zazaca olan nüfus yüzde 18 buçuklarda. İstanbul'da da bunun biraz daha üzerinde, 1.5 milyondu en son yerel seçimlerde. Şimdi 1 milyon 800’lerde. Yani 2 milyona yaklaştığını varsayabiliriz. Tabii 3,5 milyon dolayında bir Kürt nüfustan bahsedebilir.
Fakat şu da var: Kürt olduklarını ifade etmeyen birçok Kürt de var. Ya korkuyorlar ya da başka nedenlerle söylemiyorlar. Bunu da hesaba katıyor musunuz?
Zaten bunları göz önünde bulundurarak yaptığımız modelleme bu. Biz şunu biliyoruz: Kürtlerin, anadili Kürtçe olanların ne kadarı HDP'ye oy veriyor, ne kadarı AK Parti'ye oy veriyor. Bunu yaklaşık 15 yıldır düzenli olarak izliyoruz. Sandık bazlı kayıtlı oldukları yerleri de dikkate alarak yaptığımız modellemelerden bu rakamlar çıkıyor.
Özellikle İstanbul Kürtlerinden bahsetmek istiyorum. İstanbul'da yaşayan Kürtler ne kadar politik?
Oldukça politikler. Türkiye'dekiler de öyle, İstanbul'dakiler de öyle. İstanbul'dakiller daha da fazla öyle. Çünkü kendileri bizzat yaşamak zorunda kalıyor. Yani Diyarbakır'daki bir Kürt için Kürt olmak sıradan bir şey. Herkes orada öyle o kimlikte ama İstanbul'a geldiğinde kendini daha faklı hissediyor. Arkadaşlarıyla, yaşadığı yerle, çalışma hayatında… Dolayısıyla daha politik olmak zorunda kalıyor.
Peki bunların siyasi eğilimi nasıl? Yani İstanbul'da yaşayan bir Kürt sandık başına gittiğinde onun için önemli olan ne oluyor? Bu büyükşehirdeki yaşam koşulları mı, ekonomik durum mu, sosyal durum mu ya da göç edip geldiği şehrin durumu mu belirleyici oluyor?
2010'lu yıllara kadar hatta 2018'e kadar çift kutupluydu Kürtler arasında dağılım ve 2 tane faktör vardı. Biri dindarlık biri de Kürt kimliğini sahiplenme düzeyi, Kürt siyasetine yaklaşım düzeyi. Yani Kürt meselesi ile ilgili yaklaşım. Bu ikisine göre ya AK Parti’yi ya da HDP'yi destekleme vardı. Fakat son 15 yılda bu çeşitlendi, farklı eğilimler de oluşmaya başladı. Burada da birkaç faktör var: Birincisi kentleşme düzeyi. Artık çok uzun zamandır İstanbul'da yaşayan, eğitimli, hatta orta, orta üst sınıf Kürt nüfus oluşmaya başladı ve burası farklı bir dinamiğe de gidiyor. Son 5 yıldırsa ekonomi bir faktör olmaya çok yoğun biçimde hayatımıza girdi Kürtlerde. Ve AK Parti'den en çok kopan kesim Kürtler oldu. Yani ilk AK Parti'yi terk eden seçmen grubu Kürtler oldu.
Neden acaba, bunun bir sebebi var mı, neden böyle oldu?
Bunun iki sebebi var bir tanesi AK Parti son 5 yıldır ittifak ortağı ile birlikte daha milliyetçi ve Kürtlere bakışını değiştiren bir söylem içinde oldu. Orada bir şahinleşme oldu. Bununla birlikte ekonomik krizden en çok Kürtler etkilendi. Sosyo ekonomik düzeyleri daha düşük olan İstanbul'daki Kürtler bunu diğerlerinden daha erken ve daha yoğun hissettiler, buna bir de kimlik meselesi eklenince AK Parti'den kopmuş hızlandı. Yani Türkiye genelinde diyelim AK Parti'den kopuş yüzde 15-20 ise nüfus arasında; bu Kürt nüfus arasında yüzde 25'lere 30’lara vardı. Eskiden 2010’larda AK Parti'nin birinci parti olduğu dönemler vardı Kürtler arasında. Şimdi bu 2018'de bu üçte bire düştü. Bugün beşte bire düştü ve CHP de Kürtlerde bir ilgi odağı halinde. Özellikle genç nüfusta. Neredeyse AK Parti'yi geçti. CHP’nin gençlerde ikinci parti haline geldiğini söyleyebiliriz.
Genel seçimlerde Kürtlerin oyları kilit duruma geliyor. Hangi tarafı desteklerse onlar kazanıyor. İstanbul'daki Kürt seçmenin de oyları o şekilde kilit bir pozisyonda mı?
Benim değerli hocam, birlikte çalıştığımız Mesut Yeğen’in güzel bir sözü vardı. ‘Kürdü olan kazanıyor Kürtler kazanmıyor’ diye… Gerçekten de öyle. Kürt seçmenin desteğini alan Türkiye'de, genellikle o seçimlerin galibi oluyor. Yerel seçimlerde de bunu yaşadık. Şimdi de öyle olacak görünüyor. Çünkü Kürtler harici baktığınızda net bir kazanan yok. Meclis matematiğinde de öyle. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de öyle. O yüzden Kürt desteği önemli. İstanbul'da da bu kazanılmış gibi görünüyor. Muhalefet bunu kazanmış görünüyor İstanbul'da da. Burada yine bir faktörü daha ekleyecek olursak CHP yönetimi İstanbul, Adana, Mersin gibi yerlerde yani 2019 seçimlerinde Kürtlerin desteğini alarak geldi ve o Kürtler o destekten de memnun kaldılar. Bu seçimde de CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu destekleyecek bir grubu var Kürtler arasında.
Kürtler bu seçimde de yine bir şey kazanmayacak mı?
Kürtler şuna bak bakıyor: CHP iktidara gelirse ya da muhalefet kazanırsa, muhalefet cumhurbaşkanlığını alırsa Kürt sorunu çözülecek diye düşünüyor değiller. Yani tamamen bu işin çözüleceğini ve bunun kazananı olacağını düşünüyor değiller ama bu konunun tartışılabileceği, Kürt sorununun daha demokratik müzakere edilebileceği, tartışılabileceği bir atmosphere, iklime gireceğini, hukuğun az çok yeniden tesis edilebileceğini düşünüyorlar ve dolayısıyla aslında mücadele etmek için bir zemine sahip olacaklarını düşündükleri için muhalefet destekliyorlar; yoksa şöyle bir duygu içerisinde değiller: Yani 15 Mayıs'ta Türkiye'de bütün sorunlar çözülecek, çok merak ettikleri yere gelecekler diye bir beklenti içerisinde değiller. Aksine bugün bunun hiç zeminikalmadığını düşünüyorlar. Daha demokratik bir iklimde biz yine muhalifliğimizi sürdürebileceğiz diyorlar.
Kürt gençlerin büyük bir kısmı büyük şehirlerde doğmuş. Onların eğilimi nedir? Anne babalarının eğilimlerini mi devam ettiriyor yoksa başka bir eğilimleri mi var?
Aslında onu da ikiye ayırmak lazım. Eğitimli ve daha sekülerleşmiş Kürtlerde anne babalar da muhalefeti destekliyor. HDP ya da CHP'yi, yani muharif partileri destekliyorlar. Ama daha dindarlığı daha kuvvetli ailelerde bu dediğiniz oluyor. Ma şimdi bu gençlerle ebeveynler arasında bir farklılaşma oldu. Bu Türk seçmenlerde de oluyor. Yani yeni kuşakta genel olarak bir sekülerleşme var. Çünkü gençlerle ebeveynler arasındaki eğitim düzeyi daha fazla. Gençler arasında üniversite düzeyi çok yüksek. Ama aileleri ağırlıklı olarak ilkokul mezunu oldukları için aradaki fark fazla O yüzden de oy davranışına da çok yansıyan bir tarafı var. Ailelerine ikna etmeye çalışıyor gençler.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın