İstanbul Adliyesi önünde öldürülen kişiler hakkında yeni detaylar ortaya çıktı
Haber Merkezi - Dün İstanbul Adalet Sarayı önündeki polis kontrol noktasında polisle çatışmaya girerek hayatlarını kaybeden ve DHKP-C üyesi oldukları belirtilen kişiler hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı.
Emrah Yayla hakkında daha önce "kovuşturmaya yer olmadığı" yönünde karar verildiği; Pınar Birkoç hakkında ise bir itirafçının "Hendek olaylarına destek eylemlerinde molotof kullandı" şeklinde ifade verdiği ortaya çıktı.
Pınar Birkoç (25) ve Emrah Yayla (43) polislerin açtığı ateşle vurularak öldürüldü. Saldırı girişimi sırasında ise 3'ü polis 6 kişi yaralandı. Yaralılardan biri kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Saldırı sonrası olay yerinde şüpheli paket incelemesi yapıldı. Saldırganlardan Pınar Birkoç'un beraberinde getirdiği çanta bomba imha uzmanı tarafından incelendi. Çantadan pankart ve kıyafet çıktı.
Ablasının duruşması vardı
Öte yandan, öldürülen Birkoç'un ablası Necmiye Birkoç'un 14 Aralık 2023'te tutuklandığı, “tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme ve silahlı terör örgütü DHKP-C'ye üye olmak” suçlarından yargılandığı davada İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün duruşmasının olduğu öğrenildi.
Saldırıdan yaklaşık 30 dakika sonra başlayan duruşmaya gelen Necmiye Birkoç'un diğer kız kardeşinin de aralarında olduğu izleyiciler, duruşmayı izledikleri sırada TEM ekipleri tarafından mahkeme salonundan çıkarılarak ifadeye götürüldü.
“Cezaevinden çıktıktan sonra eylem yapacak”
Saldırganlardan Emrah Yayla'nın, Mehmet Manas Doğanay'ın, hapisten çıktıktan sonra eylem yapacağına ilişkin ifadeleri doğrultusunda 8 Nisan 2022'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca alınan ifadesinde, "Benim cezaevinden çıktıktan sonra örgüt içerisinde faaliyet yürüteceğim bilgisine yönelik şahsın ifade vermesine herhangi bir anlam veremiyorum. Bu şahıs kendisini kurtarmak adına önüne konulmuş olan tutanağa ya imza atmıştır ya da açık bir şekilde iftira atmaktadır" dediği öğrenildi.
Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tanık beyanının İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama dönemini kapsadığı, şüphelinin konuşmacı olarak katıldığı etkinlik tespitlerinin sempatizanlık göstergesi olduğu, başlı başına örgüt üyeliği suçuna vücut vermeyeceğini değerlendirdi ve bu haliyle soruşturmanın mükerrer nitelikte olduğu anlaşıldığından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
2021 yılında Gri listedeyken itirafçı olan Kerim Kaya’nın itiraflarında ise saldırgan Pınar Birkoç hakkında şu ifadeler yer aldı:
"Gazi Mahallesi'nde Hendek olaylarına destek vermek amacıyla yapılmak istenen yürüyüşe polisin müdahalesi sonucu yapılan korsan gösteride, talimatları aldığımız kişilerden, Hasan Karapınar, Musa Kurt, Cafer Koç, Çağrı Avcı, Selda Karataş, Bahar Kurt, Selda Bulut ve adını hatırlamadığım sağ el bileğinin üstünde yazı gibi bir dövme olan kişiyi de hatırlıyorum. Bu gösteriye katılanlar arasında Pınar Birkoç da mevcuttu. Saydığım insanların hepsi molotof kullandı.
16 Mart 2016 tarihinde sabah gençlikte ben, Fırat Kaya, Pınar Birkoç, Eser Çelik, Grup Yorum’dan Dilan ve anımsayamadığım birkaç kişi ile her grupta 1 pankart olmak suretiyle 3 farklı gruba ayrıldık. 3 farklı gruba ayrılmamızın sebebi, Beyazıt katliamını anmak için olası bir gözaltı tehlikesinde toplu olarak ele geçmek yerine gözaltına alınacak bir gruptan sonra diğer grubun anmayı gerçekleştirebilmek içindi. Diğer grupların saatleri benim grubumdan önceydi, diğer gruplar pankart açmaya çalışırken gözaltına alındı, fakat benim grubum akşama kadar bekleyip bölgedeki polis yoğunluğu ve zırhlı araçlar azaldıktan sonra ve meydanda polis olarak kimsenin kalmadığına kanaat getirdikten sonra ben, Pınar Birkoç ve Eser Çelik pankartı açıp basın açıklaması yapıp, basın açıklamasını bitirdikten sonra, bölgeden ayrılırken gözaltına alındık. Gözaltına alındığımız sürede Halkın Hukuk Bürosu’ndan Şükriye Erden bize avukat olarak geldi. Daha sonra ise gözaltından serbest bırakıldık."