Erdoğan: Herkes siyasetçi olabilir ama devletçi olamaz

Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Geçmişte bizimle birlikte yol yürüyüp de şimdi çeşitli gerekçelerle yolunu değiştirenlerin tercihleri kendilerini ilgilendirir. Herkes siyasetçi olabilir ama devletçi olamaz. Keşke her zaman her durumda ideal olanı elde edebilsek" dedi.

Erdoğan, AK Parti Urfa İlçe Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

“Evliyalar şehri Şanlıurfa, huzurun, güvenin, kardeşliğin kıymetini çok iyi bilir. Hiç endişe etmeyin dimdik ayaktayız, ayakta olacağız. Tarih boyunca büyük medeniyetlerin merkezlerinden biri olarak insanlığa hizmet etmiş Urfa bölgesinin bizim kalbimizde ayrı bir yeri var.

Bunun için demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın en güzel örneklerini Şanlıurfa'mızda hayata geçirmeye özel önem verdik. Ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerden Şanlıurfa'nın hak ettiği payı almasını sağlayacak yatırımların bizzat takipçisi olduk. Bununla da kalmadık devlet yönetimi tecrübesi ile öne çıkan arkadaşlarımızı şehrimizde görevlendirerek çalışmaların eksiksiz ve süratle yürümesini temin ettik. Tabi Şanlıurfa gibi hem tarihi ve kültürel birikimi zengin. Hem insan kaynağı çeşitli, hem gelişim potansiyeli yüksek bir şehri hayalleri ile buluşturmak öyle kolay olmuyor. Hep birlikte çok çalışmamız gerekiyor.

"Kendi bireysel hesapları peşinde koşanlardan asla olmadık"

Şanlıurfa'nın isminin arkasına saklanıp, Şanlıurfalıların iradesini istismar edip kendi ajandaları, kendi gündemleri, kendi bireysel hesapları peşinde koşanlardan asla olmadık. Hepimiz beşeriz, elbette eksiklerimiz, hatta hatalarımız çıkabilir. Ama ihlasımızı ve şehrimize kazandırdıklarımızı kimse inkar edemez. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Adayımızı da ilçelerimizin belediye başkan adaylarımızı da bu hüsnüniyetle belirledik. Pek çok aday adayı arasından en az kırgınlığa yol açacak, şehrimize en iyi hizmeti yapacak, Şanlıurfa'ya katkı verecek isimlerle 31 Mart'ta sizlerin huzuruna çıkmaya çalıştık.

"Herkes siyasetçi olabilir ama devletçi olamaz"

Artık hepimize düşen görev, Cumhurbaşkanıyla, bakanlarıyla, teşkilatıyla el ele vererek önce adaylarımızın seçilmesini ardından da onlar vasıtasıyla şehrimize en güzel hizmetlerin getirilmesini sağlamaktır. Geçmişte bizimle birlikte yol yürüyüp de şimdi çeşitli gerekçelerle yolunu değiştirenlerin tercihleri kendilerini ilgilendirir. Herkes siyasetçi olabilir ama devletçi olamaz. Keşke her zaman her durumda ideal olanı elde edebilsek.

Bu olmuyorsa bize düşen mümkün olanı değerlendirmektir. Dolayısıyla bizim bu tür tartışmalarla kaybedecek ne vaktimiz ne de boşa harcayacak enerjimiz vardır. Hep birlikte işimize bakacağız.

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya. Yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya dedik ya. Mesele yatırımlarla şehrimize eser kazandırmaksa insanımıza hizmet etmekse bu hususlarda üzerimize kimseyi tanımıyoruz. Ancak kimsenin bizi kendi kısır tartışmaları içine çekmesine de izin vermeyiz.

"Sorumluluk ana muhalefet sıfatıyla CHP'ye aittir "

Önümüze çıkartılan her engeli aşarak daha çok çalışma ve biraz da gecikme pahasına hedeflerimize adım adım yürüdük. Tüm bu süreçte milletimiz cumhuriyet tarihinin en büyük sınamalarını alnının akıyla verirken maalesef siyaset kurumunun muhalefet tarafı kelimenin tam anlamıyla sınıfta kalmıştır. Hiç şüphesiz burada birinci derecede sorumluluk ana muhalefet sıfatıyla CHP'ye aittir. Bu partinin yöneticileri lafa gelince cumhuriyetin güya kurucu fırkası olmaktan dem vururlar. İşlerine geldikçe cumhuriyetimizin banisini istismar ederler. Kirli ittifaklarını gizlemek çin tek ayak üstünde 40 yalan söylerler. Ama gerçekte uzunca bir süredir ülkenin ve milletin düşmanı kim varsa onların değirmenine su taşımaktan, ekmeğine yağ sürmekten, beşinci kol operasyonlarına alet olmaktan geri durmazlar.

"CHP, sürekli yörüngeden yörüngeye savrulan bir partiye dönüştü"

Epeyce bir vakittir CHP yönetimine hakim olan zihniyetin Türkiye'nin çıkarlarıyla, milletimizin değerleriyle, vatandaşlarımızın hayalleriyle hiçbir bağı kalmamıştır. Cumhuriyetimizin kurucusunun hatırına bu partiye oy veren, ülkesine ve milletine olan sevgisinden asla şüphe etmediğimiz insanlarımızı tenzih ediyorum. Aslında onlar da mevcut CHP yönetiminin mağdurudur. Hatta umutları çalınan olmaları dolayısıyla en büyük mağdur bu vatandaşlarımızdır. CHP, siyasi mihengini kaybetmiş böyle olduğu için de sürekli yörüngeden yörüngeye savrulup duran bir partiye dönüşmüştür.

Türkiye üzerinde hesabı olan herkesin kullanabileceği bir aparat haline gelen CHP'nin bu içler acısı durumu İstanbul'daki son terör saldırısıyla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu saldırıyı yapan teröristlerin ve onlara emir verenlerin en büyük siyasi hamisi genel başkanı başta olmak üzere CHP yöneticileridir. Özgür efendi bu örgütün cezaevindeki elebaşına genel başkan seçildiği yerden bizzat selam gönderdi. CHP yöneticilerinden bazılarının eylemi yapan teröristleri savunmak için meclise verdikleri soru önergeleri dahi var. CHP güdümündeki medya kuruluşlarının terör örgütlerinin bültenine dönen içler acısı halini saymıyorum.”