Bakırhan: Deprem bölgesinde Kürtlerin ve Alevilerin olduğu yerlere ayrımcılık yapılıyor

06-02-2025
Etiketler Tuncer Bakırhan Adıyaman DEM Part Deprem
A+ A-

 Haber Merkezi – Bakırhan, “Adıyaman’da yuvalar yıkıldı, canlarımız enkaz altında kaldı. Sağ kalanlar ise yağmur, çamur, toz, duman içinde kaldı. Bu yetmiyor; bir de büyük bir ayrımcılık var. Kürtlerin, Alevilerin olduğu özellikle kırsal bölgelerde zaten bir şey yok. İnsanlar kendi olanaklarıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ayrımcılık depremde bile var” ifadelerini kullandı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet, 6 Şubat Depremlerinin 2’nci yıl dönümünde Adıyaman’a gitti.

Bakırhan, depremin yaşandığı saat olan 4:17’de yaşamını yitirenleri anmak üzere yapılan anmaya katıldı, ardından mezarlığı ziyaret etti ve daha sonra da gerçekleştirilen halk buluşmasına katıldı.

Buluşmada konuşan Bakırhan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Çok değerli Adıyamanlı canlar, yoldaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hüseyin Başkan da söyledi. Yaşadığımız bu cinayetlerin üzerinden 2 yıl geçti. Deprem bir felakettir, evet, biliyoruz. Ama canları asıl götüren ve bu büyük yıkımı yaratan ihmaldir, sorumsuzluktur, önlem almamaktır. Meselenin gereklerini tam olarak yerine getirmemektir. Kader diyorlar. Fakirin, fukaranın, yoksulun ölümüne kader diyorlar. Kader olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Gelirken yıkılmış bir binanın önünden geçtim. Yanında da temeli atılmış bir bina var ve hemen altından su çıkıyor. Suyun üzerine inşa edilen binanın bir depremde ne hale geleceğini zaten hepimiz deneyimledik, gördük. Yalova’da, Muş Varto’da gördük. Hükümet olmak tam da bu ve benzeri felaketlerin önlemini almaktan geçer.

“Deprem bölgesinde Kürtlerin ve Alevilerin olduğu yerlere ayrımcılık yapılıyor”

Adıyaman’da yuvalar yıkıldı, canlarımız enkaz altında kaldı. Sağ kalanlar ise yağmur, çamur, toz, duman içinde kaldı. Bu yetmiyor; bir de büyük bir ayrımcılık var. Kürtlerin, Alevilerin olduğu özellikle kırsal bölgelerde zaten bir şey yok. İnsanlar kendi olanaklarıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ayrımcılık depremde bile var.

Antakya’da Alevi yurttaşların yaşadığı bölgelerdeki o toz, toprak, moloz yığını her şey orta yerde duruyor. “Göçün, gidin” diyorlar. Ellerinden gelse bizi buharlaştıracaklar. Bunları kabul etmiyoruz. Siz şahitsiniz. Depremin ilk üç günü büyük devletimiz neredeydi? Tişrin Barajına anında İHA’ları SİHA’ları gönderiyorlar; dağda bir kuş uçsa hemen bir F-16 kaldırıyorlar. Ama depremde üç gün insanlar bağıra bağıra, gözümüzün önünde, canlı yayınlarda yaşamlarını yitirdi. Bu bile değil bir bürokratın, bir hükümetin istifa etmesi için yeterli bir sebeptir. Ama kime söylüyoruz, nereye söylüyoruz, anlayacaklar mı?

“Devletin olanakları savaşa var ama Adıyaman’daki depremzedeye yok!”

Devletin olanakları savaşa var, Kuzey ve Doğu Suriye’ye var, HTŞ liderini kırmızı halılarla karşılamaya var. Ama Adıyaman’ın emekçisine, yoksuluna, Alevi’sine, Kürt’üne gelince olanak yok. Olanak yoksa o zaman istifa edin! Elektrik sorun, barınma sorun, sağlık sorun, iş olanağı yok… Ne yapsın depremzede? Bugün acaba Cumhurbaşkanı burada ne diyecekti? Bürokratları ona ne anlattı? Gece yarısı atılan asfaltı, sanki deprem bölgelerinin her tarafında varmış gibi mi düşünüyor?

Bütün yaralarınızın sarıldığını mı düşünüyor? Merak ediyorum. Çarşı projesi yapacaklardı Adıyaman’da. Biz de sevinmiştik. Bir taraftan bir yıl içinde konutlar yetişir diye düşündük. İki yıl geçmiş daha yeni temel atıyorlar. Kim bilir kaç yıl sürecek? Belli değil. Bittiğinde kime verileceği belli değil. Söz veren, büyük büyük laflar eden ama asla yerine getirmeyen bir pratikle maalesef karşı karşıyayız. Kusura bakmayın. Böyle olumsuz şeyler anlatmak istemezdim.

“Çarçur edilen deprem vergileriyle bir milyon konut yapılırdı”

Burada böyle siyaset falan da yapmayız biz. Bu tür katliamların, cinayetlerin siyaseti olmaz. Yiten bizim canımız olduğu için, yitenin acısını yüreğimizde hissettiğimiz için bunları konuşuyoruz. Biz kendimizi sizden farklı bir yere koymuyoruz. Sizi kardeşimiz, ailemiz, arkadaşımız, canımız olarak gördüğümüz için bunları konuşuyoruz. Yaraları sarmışlar! Gelip Adıyaman’a baksınlar! Trafik desen yok. Bu toz duman insanı hasta eder. Devlet seferber olsun. Sermayeye yaptıkları vergi indirimlerini, vergi aflarını deprem bölgelerine harcasalardı, 50 defa buraların sorunları bitmişti. Çarçur ettikleri deprem vergisiyle kaç bin konut yapılıyordu biliyor musunuz? 2002 yılından bugüne kadar toplanan deprem vergileriyle tam bir milyon konut yapılırdı. Yani bunun iki katı, üç katı yapılırdı. Deprem vergisi yok, ayrımcılık her yerde sürüyor. İnsanın dili bile varmıyor.”

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli