Hasan Özgüneş: Kürt sorununun çözümü için gerçekçi adımlar atılmalı
Erbil (Rûdaw) – HDP eski Milletvekili Hasan Özgüneş, Kürt sorununun uluslararası bir meseleye dönüştüğünü belirterek, barışçıl bir çözüm için koşulların olgunlaşması gerektiğini vurguladı.
Rûdaw TV’de Dildar Herki’nin sunduğu bültene konuk olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrı ile başlayan ve ardından DEM Parti milletvekillerinin İmralı ziyareti ile devam eden yeni süreç hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Özgüneş, bu sürecin olumlu bir yöne evrilmesi için ciddi, şeffaf ve doğrudan bir diyalog mekanizmasının şart olduğunu ifade etti.
“Sürecin başarıya ulaşabilmesi için hilesiz bir şekilde yürütülmesi ve muhataplarıyla doğrudan görüşülmesi gerekiyor” diyen Özgüneş, Bahçeli’nin sürece destek vermesinin bu noktada işleri kolaylaştırabileceğine işaret etti.
"Kürt meselesi artık uluslararası bir meseledir"
Ortadoğu’daki gelişmelere ve Türkiye’nin bu süreçten etkilenmesine değinen Özgüneş, Kürt sorununun artık sadece Türkiye ve Kürtler arasında bir mesele olmaktan çıktığını belirtti.
Özgüneş, sunları kaydetti:
“Devlet ve hükümet yetkilileri Ortadoğu’da yaşanan büyük kaosu ve Kürt sorununun derinliğini gördüler. Mesele artık Kürtlerle Türkiye devleti arasında bir sorun olmaktan çıkmış, uluslararası bir boyut kazanmış. Türkiye’de devlet aklı bu gerçeği ve savaşla bir sonuç alınamayacağını gördü. Toplumu ekonomik, siyasi her açıdan çürüttüğü. Devlet ile toplum arasındaki krizi sürdürmek artık zor bir hal aldı. İkincisi kendileri de bunu diyor. ‘Biz bu meseleyi kardeşlik temelinde çözmezsek başkaları el atar’ diyorlar. Başkaları dedikleri İsrail’dir, ABD’dir, İngiltere’dir, Fransa, Almanya’dır. Batılı ülkelerin bazıları sessiz olsa da hepsi birbiri ile bağlantıldır, hepsi de tavrını açıkladı.”
"Kürt halkının hakları anayasada garanti altına alınmalı"
Hasan Özgüneş, Kürtlerin temel haklarının anayasal güvence altına alınması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Kürt halkı kendi ana dilinde eğitim istiyor, kimliklerinin tanınmasını istiyor. Kürtler ve Türkler bu ülkeyi birlikte kurdu. Eğer Kürtler Türkiye’nin asli unsuruysa, bu kimlik ve dil hakları anayasal düzeyde garanti altına alınmalıdır. Küçük demokratik adımlarla bu mesele geçiştirilemez.”
Lozan'dan bugüne Kürt meselesi
Türkiye’nin Kürt sorununa yaklaşımını Lozan Anlaşması’yla kıyaslayan Özgüneş, yüz yıl önce Kürtlerin kimliksiz bırakıldığını belirtti.
“Lozan’da ‘biz kardeşiz’ dediler ama sonunda bizi kapı dışarı ettiler, kimliksiz bıraktılar. Bu yüzden ölümler ve çatışmalar yüz yıldır devam ediyor. Şimdi ise Batılı ülkeler karışmadan, Kürtleri ucuz adımlarla ikna etmeyi planlıyorlar. Ancak bu çözüm kalıcı olmaz” diye konuştu.
Silahların susması için şartlar
PKK’ye silah bırakma çağrısını değerlendiren Özgüneş, bunun gelişecek sürece bağlı olduğunu ifade etti.
Özgüneş, “Elbette silah bırakma kararı silahlı güçlerin vereceği bir karar. Ancak eğer Rojava’da sorun çözülmezse, Güney Kürdistan’daki saldırılar durmazsa ve Kuzey Kürdistan’da talepler karşılanmazsa, sadece ‘silah bırakın’ demek gerçekçi olmaz. Süreç olumlu ilerlerse silahların susması için bir çağrı yapılabilir” yorumunu yaptı.
"Barış için çelişkiler giderilmeli"
Özgüneş, hükümete yönelik eleştirilerini de dile getirerek, bir yandan operasyonlarla Kürt halkına baskı yapılırken diğer yandan barış çağrılarının yapılmasının çelişkili bir durum olduğunu vurguladı.
Kürt siyasetçi, “Rojava’da Kürtleri öldürüp, hapishanelerde baskıyı artırıp, her gün insanları gözaltına alırken ‘barış’ çağrısı yapmak çelişkidir. Eğer AKP hükümeti gerçekten bu meseleyi çözmek istiyorsa, önce bu savaş politikalarını durdurmalıdır” ifadelerini kullandı.
Hasan Özgüneş, PKK’nin “Öcalan ne derse onu kabul ederiz” dediğini ve örgütün liderinin sözünü dinlediğini söyledi.
Özgüneş, “AKP hükümetinden talebimiz şudur; eğer bu meseleyi çözmek istiyorlarsa o zaman bu savaşı durdursunlar. Bir yandan Rojava’daki kardeşlerini öldürecekler, bir yandan topluma ve hapishanelere baskı yapacaklar, hergün onlarca insanı gözaltına alacaklar ve sonra da ‘biz kardeşiz, barışalım’ diyecekler. Bu kendi içinde çelişkili bir durumdur” dedi.
HDP’li eski vekil, “AKP büyük bir kriz içinde, Ortadoğu’daki durum onları ‘ben güçlüyüm, kudretliyim, gelip bana boyun eğmez isen vururum.’ Bu çelişkidir” şeklinde konuştu.