Uzmanlar Türkiye ve Kürtler açısından Kasım Süleymani sonrasını değerlendirdi

İstanbul (Rûdaw) - Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Irak Çalışmaları Koordinatörü Bilgay Duman, Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta öldürülmesine ilişkin, “Çok büyük bir çatışmaya döneceğine inanmıyorum açıkcası” dedi.

Bilgay Duman ve Kürt yazar Faik Bulut, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin Türkiye, bölge ve Kürtler için yansımalarını Rûdaw’a değerlendirdi.

Bilgay Duman, ABD ile İran’ın doğrudan karşı karşıya geleceğini düşünmediğini söyledi.

Duman, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin çok tahmin edilebilir bir durum olmadığını belirten Duman, ancak Amerika’nın Bağdat Büyükelçiliği’ne yönelik yapılan baskından sonra Amerika’nın buna bir tepki vereceğini düşündüklerini ifade etti.

“Özellikle İran’ın vekili unsurları üzerinden bir harekete girişebileceğini ya da İran’a yönelik yaptırımların arttırılabileceğini, Körfez’de baskı uygulanabileceğini bizde ifade etmiştik” diyen koordinatör Duman, sözlerine şunları ekledi:

“Kasım Süleymani gibi bir figürün öldürülmesi Ortadoğu’daki dengelerin tamamının değişmesini beraberinde getiriyor. Süleymani, ne İran nede Ortadoğu için sıradan bir komutan değil. Şahsi karizmasnın yanı sıra İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in en güvendiği isimlerden birisi. Doğrudan Hamaney’e bağlı olan bir ordunun lideri. İran için pek çok şey ifade ediyor. Türkiye ile ilişkiler de Türkiye’nin pozisyonu mutlaka etkilenecek. Türkiye İran ile Amerika arasında dengeyi gözetiyor. Nükleer meselesi ve Körfez’deki duruma müdahil olmadı. Irak’ta yaşanan bu olayda da Irak’ta istikrarı öncelediğini ifade etti. Türkiye bölgedeki istikrardan faydalanan bir ülke. Türkiye Irak’taki muhataplarında da Irak’taki sorunların bir an önce giderilmesi ve istikarar kavuşmasında destek veren bir ülke. Türkiye’deki yetkili makamlar bunu net olarak ifade ettiler. Türkiye İran ile Amerika arasında kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir. Türkiye Cumhurbaşkanı ve Dışişleri hemen Amerika ile iletişime geçerek olayların yatışması konusunda bir pozisyon alınması gerektiğini ifade etti. Bu tür suikastlerin hoşnut karşılanmadığı ifade edildi. Türkiye çok daha dengeli bir rol alacaktır. Türkiye açısından Irak’taki istikrarsızlık birinci derecede önemli. Dışişlerinden Irak’a seyahat uyarısı geldi. Türkiye açısından da işlerin daha da kötüye gideceğini beklediğini söylemek mümkün. Bu durum Irak’la sınırlı kalmayacak bölgeyi de etkileyecek. Türkiye bir an önce tansiyonun düşürülmesi için pozisyon alacak.

Suriye meselesi başladığından itibaren 2011’den 2016’ya kadar Türkiye bir pozisyon almış durumdaydı. Ama 2016’dan sonra Binali Yıldırım’ın başbakanlığından sonra Türkiye pozisyonunu değiştirdi. İsrail ile sorunlu ilişkiler bir nebze giderildi. Rusya ile savaş uçağının düşürülmesi nedeniyle ciddi problemli ilişkiler tekrardan toparlandı. Rusya ile Amerika arasında bir denge ortaya çıkarıldı. İran’ın nükleer meselesinde Brezilya ile beraber Amerika’nın baskısına dur diyen ülkelerden bir tanesi Türkiye’ydi. Türkiye sadece Amerika ile İran arasında değil genel bir dengeli dış politika yürütme konusunda artık yol çizmiş durumda. Bunu İran ile Amerika arasında da ve Irak’taki mücadelelerinde götürmeye çalışıyor. Özellikle Irak’taki protesto gösterileri dikkate alındığında belki de en fazla takdir toplayan ülke Türkiye oldu Iraklı göstericiler tarafından. Türkiye hiçbir şekilde Irak’ın içişlerine müdahale edilmemesi konusunda bir rol oynadı. Protestocuların haklı taleplerinin hükümet tarafından karşılanması ama aynı zamanda da hükümetin dış müdahale olmadan ayakta kalması Irak’ın kendi bağımsızlığı ve egemenliğini koruması yönünde bir pozisyon aldı. Irak’taki olaylara ilişkin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, hem İran’ın uygulamış olduğu politikalar hem de Amerika’nın yapmış olduğu bu operasyonun aslında Türkiye tarafından çokta olumlu karşılanmadığının bir göstergesi. Türkiye her iki tarafa karşı dengeli bir pozisyon oturtuyor. Türkiye’nin bundan sonraki süreçte de rolü devam edecek. Bu hem İran hem de Amerika için avantaj. Türkiye’nin İran’la ilişkileri kötü değil özellikle Suriye’de siyasal çözüm itibariyle Astana üçlüsü olarak ifade edilen bir süreç var.

Amerika sosyal medya hesabı ve açıklamalarla İran’a mesaj gönderiyor ve öyle bir pozisyon almış. Amerika İran ile ilişkilerde Türkiye’yi kullanabilir. Trump ile Erdoğan arasındaki iyi niyet gösterileri ve sıcak karşılama İran için de bir avantaj bu konudan İran’da Amerika ile ilişkiler konusunda Türkiye’yi kullanabilir. Amerika ile İran arasındaki ilişkilerin kısa sürede yumuşacağını düşünmüyorum. İran Amerika’nın bu eylemine eylemsel düzeyde yanıt vermezse rejim halkın gözünde meşrutiyetini kaybeder. Evet, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’la arasındaki o iyi niyet gösterileri, sıcak karşılanma İran için de bir avantaj, İran’da Türkiye’yi ABD ile ilişkiler konusunda yumuşatma ve ilişkileri kolaylaştırma konusunda kullanabilir.”

Kürdistan Hükümeti ile Irak merkezi hükümeti arasında çatışma doğabilir

Kürt yazar Faik Bulut, “Kasım Süleymani özellikle Irak’aki Kürt meselesinde hem oyunbuzandı hem de oyun kurandı. Suriye’de ve Rojava’da da biraz öyleydi” değerlendirmesinde bulundu.

Yazar Bulut, Kasım Süleymani’nin Güney Kürdistan’da önemli oranda oyun kuran ve oyun bozan bi role sahip olduğunu kaydetti.

“Mesela bu Kerkük’ün alınması ve Heşdi Şabi tarafından zaptedilmesi, Irak hükümetinin kurulması ve yeniden inşa edilmesi, Kürtler arasına birazda şantajla ikilik sokulması yani ihtilafların geliştirilmesi noktasında joker pozisyonundaydı” diyen Bulut, Süleymani’nin gidişi ile boşluk oluşacağını söyledi.

Kürt yazar Bulut, şöyle devam etti:

“Kürtler bu konuda rahatlar mı bilmiyorum. Çok emin değilim sebebi şu: İran kurumsal bir devlet, şahıslara bağlı değil. Her ne kadar ona çok kötü rol verselerde niyet olarak emperyalist sömürgeci bir niyet. İran Kürtlerin geri kalmasını birbirine düşmesini istiyordu. İran’ın zaten Kürt politikası buna dayanıyordu. Kürtler arasında Güney Kürdistan’da Rojava’da, ister Güney Kürdistan ile Rojava arasında ister Bakur ile Güney Kürdistan arasında birisini tutup diğerine karşı kullanmak. İran bu konuda iyi bir oyuncu sayılır. Türkiye’de İran’ı taklit etmeye başladı. Dolayısıyla Kasım Süleymani bir boşluk bırakır ama boşluğu sadece Kasım Süleymani’nin şahsında değil de Heşdi Şabi ve Irak Hizbullahı’nın Amerika’nın üssüne attığı füzelerden sonra ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in artık oyun değiştiartık kendi bildiğimize göre oynayacağız demesi merkezi Irak hükümetinde çok ciddi boşluklar yaratıyor. Bu boşlukların yaratılması demek hem Şii-Şii çatışması hem Amerika-Şii çatışması var hem Amerika-İran çatışmasını doğuruyor. Tabi merkezi hükümet de kurulamıyor, dolayısıyla bu boşlukta eğer Amerika İsrail ve Suudi Arabistan’la ortak İran’a havadan saldırmazsa ya da tek başına saldırmazsa problem şu: Irak hükümeti zayıflıyor ve şiilerin etkisi de azalıyor. Belki Amerika’ya karşı yeni bir direniş çok daha fazla yükselebilir ama Heşdi Şabi’nin gerilmesi şu anlama geliyor Kürtler açısından: Kürtler kendilerine bu fırsattır diyerek iç birliklerini sağlayarak hazır Kasım Süleymani yok işte İran tereddüt içinde kimi tayin edeceğim kimi etmeyeceğim derken, Kürtler referandumdan bu yana kaybettiği başta Kerkük olarak yüzde 24’lük arazinin bir kısmına yeniden hakim olabilir ya da pazarlığını ona göre kurar. Kerkük’te haklarının bir kısmını alabilir. Merkezi hükümete kabul ettirebilir. Aksi taktirde Irak hükümetinde gelecek dengelerde anayasanın da yeniden gözden geçirilmesi vardı ki bu Kürt haklarının geri alınması anlamına geliyordu. 140. Madde değiştirilecekti. Belki yüzde 17’lik bütçe payını düşürecekti. Böyle bir durum söz konusu. Kasım Süleymani bu anlamda önemli.

İran yine oyununu oynar. Fakat Amerika tarafından sıkıştırılmışlığın, halk ayaklanmasında Amerikan konsolosluğunun basılması da İran açısından önemli. Irak’tan tümüyle çekilmez İran. Belli oranda çekilirse Kürdistan rahat nefes alabilir. Belki o zaman Amerika referandum sırasında merkezi hükümetin yanında yer alarak Kürtlere bunu erteleyin sizi desteklemem demişti, belki Amerika bu sefer fikrini değiştirebilir. Irak’tan bir şekilde çekildiğini varsayarak bütün gücünü İran’a yönelttiğini, başarısız olduğunu varsayarak söylüyorum bunu: üslerini Erbil’e taşır. Üslerini Erbil’e taşıdığı zaman ve İran bu çatışmada başarılı olursa ilerleme gösterirse ve bu çatışmada başarılı olursa bu sefer muhtemelen yeniden Heşdi Şabi ile Kürt kuvvetleri yani Peşmerge arasında yada merkezi hükümet ile Kürdistan hükümeti arasında en azından bir çatışma olasılığı doğar.”

Bulut ayrıca, Süleymani sonrası gerginliğin zaten olacağını ama çatışmaya da dönüşebilecek bir krizden sözettiklerini belirtti.