Kılıçdaroğlu: Emine Şenyaşar'a yapılan haksızlığa isyan etmek lazım

05-02-2023
Etiketler Kemal Kılıçdaroğlu Emine Şenyaşar CHP
A+ A-

Haber Merkezi - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  “Emine Şenyaşar’ın  uğradığı haksızlığa benim isyan etmem, bu yanlıştır demem lazım. İnsanı insan olarak değerlendirmemiz lazım. Haksızlık karşısında hiçbirimizin susmamız lazım” dedi.

İstanbul’da CHP’ye yeni katılan üyeler Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu bir tören düzenlendi. Yeni CHP’lilerin rozetlerini takan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bir konuşma yaptı. 

Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Daha önce İstanbul’da yaptığım bir mitingde ‘bize katılın’ çağrısı yaptım. Öyle bir noktadayız ki her evde huzursuzluk var. Hayatımızın her alanında acaba yarın ne olacak diye düşünen insanlarımız var. Türkiye bunu hak etmiyor, bu açmazdan çıkması lazım. Beraber yaşamamız lazım. Birlikte yaşamamız lazım. Kavga etmeden yaşamamız lazım. Farklı düşünceleri saygı ile karşılamak lazım. Kavga etmenin ne yararı var? Evde kavga ettiğiniz zaman görüyorsunuz ne kadar yararsız olduğunu, mahallede kavga çıktığı zaman sadece kavganın olduğu alan değil mahalleli de ondan rahatsız oluyor. O zaman Türkiye’de niye kavga edelim. Niye gerginlik yaratalım. Bir arada yaşamak varken, huzur içinde yaşamak, kucaklaşmak varken neden kavga edelim. Bu çağrıyı yaptım, bize katılın. Beraber, birlikte olalım.

“Kimsenin kimliğini sorgulamayalım, herkesin kimliği kendi şerefidir”

Kimsenin kimliğini sorgulamayalım. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Hiçbirimiz anne ve babamızı seçme hakkına sahip değiliz. O zaman kimliği niye siyaset konusu yapıyoruz. Kimse kimliğinden ötürü asla ve asla ötekileştirilmemeli, dışlanmamalı. İnancımız, herkesin inancı vardır. Herkesin inancına saygı göstermek zorundayız. Allah ile kulun arasındaki ilişkiye benim girme hakkım var mı? Bir başkasının inancını sorgulama hakkım var mı? Yüce Yaradan’a verilen bu hak, Yüce Yaradan’ın sahip olduğu bu hakkı, peygambere verilmeyen bu hakkı niye başkası kullansın. Sen inançlısın, sen inançsızsın diye insanları ayırsın, bölsün. Buradan da çıkmamız lazım. Herkesin yaşam tarzına saygı göstermemiz lazım. 

“Emine Şenyaşar’ın uğradığı haksızlığa benim isyan etmem, bu yanlıştır demem lazım”

CHP’li olmak kolay değildir. CHP’li olmak için adalet isteğinden asla vazgeçmeyeceksiniz. Sadece yakınlarınız için değil sizi sevmeyenler için de yeri geldiğinde haksızlığa uğradıysa onun için de adalet isteyeceksiniz. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Bütün haksızlıklara karşı çıkacağız.

Belki Emine Şenyaşar hayatı boyunca hiç CHP’ye oy vermemiştir. Ama onun uğradığı haksızlığa benim isyan etmem, bu yanlıştır demem lazım. İnsanı insan olarak değerlendirmemiz lazım. Haksızlık karşısında hiçbirimizin susmamız lazım. Bunun için CHP’li olmak kolay değildir. Ben haksızlığa uğradığımda isyan edeyim, ama arkadaşım haksızlığa uğradığında ona hiç ses çıkarmayayım. Olmaz, adalet karşısında çifte standart olmaz. Adalet hepimiz için geçerli bir kavramdır.

 “Biz tek adam rejimine karşıyız”

Her şeyi bilirim mantığı ile yola çıkarsanız, ülkeyi yönetemezsiniz. O nedenle biz tek adam rejimine karşıyız. Her şeyi ben bilirim değil, akıl akıldan üstündür. 

Allah ile kul arasındaki ilişki, kişi ile Yaradan arasındaki ilişkidir. Kimin daha inançlı kimin daha inançsız olduğunu sadece yüce Yaradan bilir. Dolayısıyla biz herkesin inancına saygı göstermek zorundayız. O inanca saygı gösterdiğiniz zaman siyaset konusu da inanç olmaz. Orada inanç siyaset konusu olmaz, kimlik de siyaset konusu olmaz. Neden, ben anne ve babamı seçme hakkına sahip miyim? Sahip değilsem kimlik de siyaset konusu olmaz. Yaşam tarzı, herkesin yaşam tarzına saygı göstermek zorundayız. Siyasetin konusu nedir? Evde tencere kaynıyor mu, kaynamıyor mu? Oğlum, kızım üniversiteyi bitirdi iş buluyor mu, bulmuyor mu? Çocuğum iyi bir okula gidiyor mu, gitmiyor mu? Evladım küçük yaşta, kreşe göndereceğim acaba durumu nedir? Okula giden çocuğuma acaba beslenme çantası vereyim mi, yoksa çocuk zaten okulda yemeğini yiyecek arkadaşları ile karnını doyuracak mı? Yolumuz, köprümüz var mı? Bir sürü ihtiyaçlarımız karşılanmış mı? Dolayısıyla bütün bunların tamamı siyaset konusudur. Siyaset konusu budur.

“Bir kişi haksızlığa uğradığında haksızlığa uğrayan kişinin yanında durmalıyız”

Adalet, sadece benim ve sizin için değil yüce Yaradan’ın yarattığı her şey için adaleti savunmalıyız. Adalet soylu bir kavramdır. Dolayısıyla adaleti her yerde savunmak bizim temel görevlerimizden birisidir. Adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde sabit durur ama bütün kainat onun etrafından döner. Adalet bu kadar soylu bir kavramdır, içini boşaltmamaya özen göstermeliyiz. Bir kişi haksızlığa uğradığında haksızlığa uğrayan kişinin yanında durmalıyız. Benim Şenyaşar ailesine gitmem, o anneyi kucaklamam, o annenin derdini dillendirmem, 8 savcı sesini bile açmadı, ben gittikten sonra sesini açtılar ve ben gittikten sonra davalar açıldı. Olsun, ben gideceğim. Bana oy versin vermesin diye değil. Ben o annenin dramını dillendirmek zorundayım ben zaten. Bir haksızlık, bir adaletsizliği dillendirmek zorundayım zaten. Bunu yapmadığınız zaman siyaseti niye yapıyorsunuz?

"Kul hakkı yemek en büyük günahtır"

Efendim, ‘siyasete girerken sadece yüzüğüm vardı, şimdi gökdelenlerim var’… Olmaz. Kul hakkı yemek en büyük günahtır. Yüce Yaradan ne diyor, ‘Her türlü günahla gelin affederim ama kul hakkı ile karşıma gelmeyin’. Kul hakkı eğer yenmeyecekse, kul hakkı yemeyenlere oy vermeyeceksek ve biz inançlı insanlarsak, oturup bunu düşünmek zorundayız. Siyaset aynı zamanda vatandaşına hesap vermek demektir. Siyasetçi hesap veren konumdadır. Yeni bir siyaset kültürünü başlatmak zorundayız. Yeni bir siyaset anlayışını başlatmak zorundayız.

“Göreceksiniz, iktidar olduğumuzda bu topraklarda yoksulluk asla ve asla olmayacak”

Kadın ve erkek eşitliği, kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gören bir anlayışa sahip değiliz. Kadın ve erkek eşittir. Yüce Yaradan, elbette ki bazı farklılıklarımız var ama haklar açısından eşitiz. Ben hangi hakka sahipsem onlar da aynı hakka sahip olmak zorundadırlar. Bunu yaptığımız zaman, kadının hakkını da kadına teslim ettiğimiz zaman, yeri geliyor, ‘efendim cennet kadınların ayakları altındadır…’ Güzel bu kadar yüceltiyoruz. Niye kadına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyoruz. Dolayısıyla kadın ve erkek eşitliğini sağlamamız lazım. Kadınların haklarını teslim etmemiz lazım. Çocukların haklarını teslim etmemiz lazım. Bu güzel coğrafyada hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi lazım. Allah nasip ederse göreceksiniz, iktidar olduğumuzda bu topraklarda yoksulluk asla ve asla olmayacak. Devlette 27,5 yıl çalıştım, emekli olduğum gün de malvarlığımı açıkladım, devletin nasıl olması gerektiğini bilen birisiyim. Devletin bütçesinden sonraki en büyük bütçeyi yönettim. Bir Allah’ın kulu çıkıp Kılıçdaroğlu şuradan 5 kuruş para kazandı dememiştir, diyemez de zaten. O zaman siz devletin varlıklarını yani vergileri vatandaş için harcayacaksınız. Allah nasip ederse aile destekleri sigortasını getireceğiz, hiçbir çocuğu hiçbir anne yatağa aç yatırmayacak.”

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Foto: Rûdaw

Erbil Valisi İstanbul’da konuştu: Barışın egemen olduğu yeni bir tarih yazmalıyız

Erbil Valisi Umed Xoşnav, Kürdistan Bölgesi’nin her zaman Türkiye’de Kürt meselesinin barış yolu ile çözülmesini desteklediğini vurgulayarak, “Tarih bir halkın ortadan kaldırılamayacağını gösteriyor.