Dersim’in köyünden Avrupa’ya tatlı su ıstakozu ihracatı yapıyorlar
Dersim (Rûdaw) – Dersim’de köyleri su altında kalan köylüler dünyanın en kaliteli tatlı su ıstakozları arasında gösterilen kereviti avlayarak başta Avrupa ülkeleri olmak üzere farklı ülkelere ihraç ederek hem hane hem de ülke ekonomisine katkı sunuyor.
1975 yılında Keban Barajı’nın kurulmasıyla köyleri su altında kalan ve daha sonra bölgede yeni köy kurarak barajı kendine geçim kaynağı yapan Kıraçlar (Kürtçe ismiyle Xıdıroz) köyü sakinleri, dünyanın en kaliteli tatlı su ıstakozları arasında gösterilen kereviti avlamaya başladı.
Avladıkları kerevitleri birçok Avrupa ülkesine ihraç ediyorlar.
Deniz seviyesinden 840 metre yükseklikte olan Kıraçlar köyünde yaşayan vatandaşlar yeni tekneler alarak Keban Baraj Gölü’nde geçimini sağlamak için balıkçılığa başladı.
Karabalık, turna, aynalı ile pullu sazan gibi birçok balığı avlayarak satan balıkçılar, bir süre sonra baraj gölüne dünyanın en kaliteli tatlı su ıstakozları arasında gösterilen kerevitin yumurtalarını bıraktı ve bir süre avcılık yapmadı.
Kerevitler 5 yıllık süre içerisinde büyüyüp üredikten sonra baraj gölünde kerevit avcılığı başladı.
“Okulu bitirdikten sonra kerevitçiliğe başladı”
Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirdikten sonra kerevit avına başlayan Okan Aydın, şunları söyledi:
“1980’de bunun tohumları bu göle atıldı. Yaklaşık bir 5 yıl üreme süreci oldu bu hayvanın. Üreme sürecinden sonra 1985’de babamlar kerevitin avına başladılar. Ben de Trabzon'da üniversite okudum ve bittikten sonra köye geldim, sınava hazırlandım.
Sınavda atanamadım. Atanamayınca bu işi yapmaya karar verdim. Bu işi arkadaşımla birlikte yapıyoruz. Sabah erkenden tekne ile suya açılıyoruz, göle çıkınca ağlarımızı topluyoruz.
Bunun bir ölçüsü var, 10 santimden küçükleri almıyoruz tekrardan göle atarak eliyoruz. Bunları kafeslere koyarak canlı kalmalarını sağlıyoruz. Akşam güneş batmaya doğru kafeslerle birlikte bu malı teslim ediyoruz.
Bu mal Isparta’ya gidiyor, orada boylarına göre paketlenip Hollanda’ya gidiyor. Pandemi sürecinde Rusya’ya gönderdik bu süreçte ise Hollanda ile çalışıyoruz. Aracı müteahhitlerimiz bu bölgenin insanları, hem onlar bu işten kar elde ediyor hem de biz kar ediyoruz.
Keban barajı üzerinde üç kooperatifiz bu kooperatiflerde 30 aile bu işten geçimini sağlıyor. Aynı zamanda yılda üç yaptığımız bu iş dışında kalan aylarda ise balıkçılık yapıyoruz. Haftada 250-300 kilo çıkarıyoruz. Buda 2 ton yapıyor. Bu yıl fazla üretim olduğu için fiyat artmadı fiyatı 200 TL, bir kilodan 200 gr et çıkıyor.”
“Baraj bizim için gelir kapısı oldu”
Keban barajında çıkan kerevit sayesinde kendilerine bir gelir kapısı açıldığını ifade eden Sertaç Bulut ise “Keban barajı kurulunca 1975 yılında köyümüz sular altında kalmış. Ondan sonra kimisi yurt dışına kimisi İstanbul, Adana ve Elazığ’a gitti. Kimisi ise buralarda kalıp suyun altında kalmayan bölgeye yeni evler yaparak yeni köy kurdu. Benim babam da köyde kaldı. Gayet de mutluyum, iyi ki de burada kalmışlar. Şu anda biz de bu Keban barajından faydalanıyoruz. Balıktan, kerevitten faydalanıyoruz. Köyde çok kişi balıkçılık yapıyor ben yapmıyordum, Okan bana ‘beraber yapalım bu işi’ deyince kabul ettim. Şu anda kerevite çıkıyoruz, akşamları balığa çıkıyoruz. Sabah beşte kalkıp kahvaltımızı falan yapıp tekneye gelene kadar saat yediyi buluyor. Yediden sonra ağlarımızı çekmeye başlıyoruz. Onların zaten belirli bir ölçüleri var. Arkadaşım Okan ağ çekiyor. Ben ölçüm alıyorum. Bazen ben çekim yapıyorum o ölçüm alıyor. Yani sabah yediden akşam dört, beşe kadar kerevitteyiz” diye konuştu.