Cengiz Çandar'dan kayyım tepkisi: Kürt illerinde yol verilirse, İstanbul ve Ankara'da da uygulanabilir
Erbil (Rûdaw) – DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, Hakkari Belediyesi'ne kayyım atanmasıyla ilgili olarak muhalefet partilerine uyarıda bulunarak, “Eğer kayyım uygulamasına Kürt illerinde yol verilirse, ki Hakkari bunun ilk işareti yarın öbür gün İstanbul, Ankara, İzmir gibi CHP’nin elindeki şehirlerde de uygulanabilir” dedi.
Rûdaw’a konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, DEM Parti’nin Hakkari Belediyesi'ne kayyım atanmasını “haksız ve hukuksuz” bulduğunu bu karar karşısında “direndiğini” söyledi.
Çandar, “DEM Parti'nin elindeki bütün belediyelere siyah pankartlar asıldı ve nöbet eylemleri başladı. Dolayısıyla, DEM Parti şu anda bu kararın geri alınması için direnişte” dedi.
CHP’nin Kayyım kararına karşı net bir tutum ortaya koyuduğunu ifade eden Çandar, “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel dün gece çok net bir tutum ortaya koydu ve bu uygulamaya karşı çıktı. Aynı şekilde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da bu kararı eleştirerek kayyum uygulamasına karşı tavır aldı. Cumhuriyet Halk Partisi, içerisinde bir genel başkan yardımcısının ve üç milletvekilinin yer aldığı dört kişilik bir heyeti DEM Parti'nin yanında durmak üzere Hakkari'ye gönderdi. Türkiye Barolar Birliği ve 22 baro da bu kararın hukuksuz olduğuna dair açıklamalar yaptılar. Dolayısıyla, Türkiye'nin bütün demokrasi güçleri, ana muhalefet partisi, DEM Parti yalnız değil. Bu kararın geri alınmasına kadar direniş koymaktalar” ifadelerini kullandı.
31 Mart seçimlerinden sonra, Van'da seçim kazanan DEM Parti adayına mazbata verilmediğini hatırlatan Çandar, şunları söyledi:
“Bütün Van ayağa kalktı, adeta bir ayaklanma oldu. Hep birlikte ben de oradaydım, Van'a gittik. Cumhuriyet Halk Partisi yine heyet gönderdi ve Yüksek Seçim Kurulu'na itiraz edildi. O uygulama geri döndü. Bu, kayyum siyasetinin iflas ettiğini gösteriyordu ve bir daha kayyum siyasetine dönülmeyeceği sanılıyordu. Ancak dünkü Hakkari'deki uygulama, Hakkari Belediye Başkanının görevden alınması ve daha önce de kayyum olan valinin atanması son derece vahim bir gelişmedir.
“İstanbul ve Ankara da uygulanabilir”
Eğer bunun önü alınmazsa, 2016'dan 2024'e kadar sekiz yıl boyunca Kürt illerinde uygulanan kayyum uygulamalarına geri dönüşü anlamına gelecektir. Bu, Kürt halkının seçme ve seçilme hakkının ellerinden alındığı, Kürtlerin kendi yöneticilerini yerelde seçme haklarının bulunmadığını ve Türkiye'deki rejimin bunu tanımadığını gösteren yeni bir faşist uygulama olarak kendini gösterecektir. Fakat bu sadece Kürt illeriyle sınırlı kalmaz; çünkü Türkiye'nin bütün siyasi haritası değişti. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Mersin ve Adana gibi büyük şehirlerde ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi, Kürtlerin de desteğiyle kazandı.
Eğer kayyum uygulamasına Kürt illerinde yol verilirse, ki Hakkari bunun ilk işareti yarın öbür gün İstanbul, Ankara, İzmir gibi CHP’nin elindeki şehirlerde de uygulanabilir. Bu durumda Türkiye'deki rejimin adı koyalım: seçimin bir faydası yok demektir ve diktatörce bir rejim başlayacaktır demektir. Bu her zaman Kürtler üzerinden yürürlüğe konuluyor. O yüzden Hakkari'deki olay çok önemlidir ve bunun önüne geçmek zorunludur.
DEM Parti, Türkiye'deki demokrasi güçlerinin bir tanesidir, hepsi değildir. Sayısal olarak en güçlüsü de değil. Dolayısıyla, ana muhalefet partisinin, Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok enerjik bir tavır alması, sivil toplum örgütlerinin tavır alması ve diğer muhalefet partilerinin de tavır alması gerekir. Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da Hakkari'deki karara karşı çıktı.”
“Tepki gözterilmezse önüne geçemeyiz”
Karara karşı çıkılması gerektiğini ifade eden DEM Partili Çandar, şöyle devam etti:
“DEM Parti Hakkari'yi kazanmış olması itibariyle ve Kürt illerindeki belediyelerin temsiliyetinde DEM Parti'nin elinde olduğu için ilk tepkiyi DEM Parti'nin göstermesi normaldir, ancak yetmez. Türkiye'deki tüm muhalefetin, sivil toplumun ve demokratik unsurların DEM Parti'nin yanında, hatta önünde tepki göstermesi gerekiyor. Yoksa bu keyfi, zorbaca ve hukuk dışı uygulamanın önüne geçemeyiz. Muhalefetin birlik içinde hareket etmesi gerekiyor. Şu ana kadar ki bu yöndeki işaretler umut verici.
“Türkiye'deki rejim giderek diktatörlüğe doğru yol alır”
En önemlisi, Cumhuriyet Halk Partisi, ana muhalefet partisi olarak ve şu anda Türkiye'nin birinci partisi olarak, 31 Mart seçimlerindeki oy oranlarıyla Türkiye'nin birinci partisi haline gelmiştir. Türkiye'deki ekonomik krizler varken ve Batı dünyasından yatırımlar ile krediler Türkiye'deki yumuşamaya ve normalleşmeye bağlıyken, Cumhuriyet Halk Partisi'nin onay vermeyeceği hiçbir siyasi rejim görüntüsü, Türkiye'nin ekonomisini de düzeltemez dış politikasını da halledemez. Dolayısıyla AK Parti'nin, iktidar partisinin Cumhuriyet Halk Partisi'ne her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda kesin bir tavır aldığı sürece, muhalefet sağlam bir şekilde Hakkari'deki kayyum uygulamasına karşı çıktığı sürece umutlu bir durum var demektir. Aksi takdirde Türkiye'deki rejim giderek diktatörlüğe doğru yol alır.”
DEM Parti’nin meclisten çekilme ihtimaline ilişkin soruya Çandar şöyle yanıt verdi:
“Parlamentodan çekilmek tek başına anlam taşımıyor. Duygusal tepkilerle hemen meclisi terk edin deniliyor, ancak meclisi terk etmek Türkiye'nin hukuk sistemine göre erken seçimi beraberinde getirmiyor. Türkiye'de erken seçime gitmenin iki yolu var: biri cumhurbaşkanının meclisi feshetmesi, diğeri ise meclisin kendisinin erken seçim kararı alması. Dolayısıyla DEM Parti meclisi terk ederse çok etkili bir sonuç ortaya çıkmaz. DEM Parti, Kürtlerin Türkiye'deki en önemli temsilcisi olan partidir. Legal siyasette ve siyaset alanında Kürtleri esas olarak DEM Parti temsil ediyor.
Meclisi terk ederse Kürtlerin meclisteki temsili ortadan kalkar. Zaten belediyelere kayyum atayarak Kürtlerin kendi seçme ve seçilme haklarını ortadan kaldırmaya çalışan bir rejim var. DEM Parti bu tavırla bu amaca hizmet etmiş olur. DEM Parti'nin bunu yapacağını şu anda sanmıyorum. Daha bunları konuşmak için çok erken. Sorunuza tekrar dönersek, bundan sonra izlenecek politika, bugün Hakkari'de yapılacak eylemden sonra, Cumhuriyet Halk Partisi'nin daha aktif bir şekilde ve muhalefetin daha geniş bir cephe içinde hareketiyle bu kararı geri aldırma çabası olacaktır. Daha yolun başındayız, gidilecek yol var ve olayların nasıl gelişeceğini görmemiz gerekiyor.”