Pervin Buldan: Mehmet Ağar ve ekibinin yargılanması için mücadeleyi sürdüreceğiz

Haber Merkezi - HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, 1994'te İstanbul'da kaçırıldıktan sonra cenazeleri bulunan iş insanları Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın ölüm yıldönümleri dolayısıyla mezarları başında düzenlenen anmaya katıldı.

Cumartesi İnsanları, Barış Anneleri, HDP milletvekilleri ile Karay, Yıldırım ve Buldan ailelerinin de bulunduğu anmada konuşan Adnan Yıldırım’ın kızı Özlem Yıldırım, “Bu katliamlara yol açan bütün siyasetçiler sorumludur. Mehmet Ağar öncülüğündeki çete; vatan, millet, Sakarya edebiyatıyla binlerce insanı katletti” dedi.

Hacı Karay’ın oğlu Enes Karay ise 28 yıldır cinayetlerin aydınlatılması için mücadele ettiklerini belirterek, katliamlara ilişkin yargı süreçlerinin adil şekilde sonuçlanmasını dilediklerini söyledi.  

“Sadece bir gece kayıp kaldılar”

Anmada konuşan Pervin Buldan da katılanlara teşekkür ederek, “27 yıl önce 3 Haziran’da bu üç güzel insan Savaş, Adnan ve Hacı; bu ülkeyi yönetenler, ülke içerisinde çeteleşmiş gruplar, devletin bilgisi ve onayı dahilinde katledildiler. 3 Haziran’da Çınar Oteli’nden alındılar. Hep tekrar ediyoruz, bir kez daha ifade etmek isteriz ki alanlar ve kaçıranlar polis kimlikli, yelekli ve ellerinde polis telsizi olan insanlardı. Bolu’nun Yığılca ilçesine götürüp, işkence yapıp, üzerlerinde naylon eritip, kafalarına ve bedenlerine kurşunlar sıkarak katlettiler. Bolu’nun Yığılca ilçesi Melen Çayı kenarında bu üç insanın cansız bedenine ulaşıldı. Sadece bir gece kayıp kaldılar, ertesi gün işkence yapılmış cenazelere ulaştık” dedi.

“Hesap sormaya devam edeceğiz”

Cinayetlerle ilgili İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar’ın adını veren Sedat Peker’in açıklamalarının sıradan açıklamalar olmadığını vurgulayan Eş Başkan Buldan, şöyle devam etti:

“Aradan 27 yıl geçti hesap sorduk, hesap sormaya devam edeceğiz… Devletin arşivlerinde, kurulan komisyonlarda oluşturulan dosyalarda ve arşivlere kaldırılan belgelerde bu insanların isimleri var. Bir dönem bir kaza sonucu, Susurluk kazası sonucu devletin yaptığı bütün cinayetler ortalığa saçıldı. Bütün pislikler, ahlaksızlıklar ve hukuksuzluklar ortalığa saçıldı ama Susurluk'un üstü kapatıldı. Susurluk Komisyonuna, Mehmet Ağar başta olmak üzere ifade veren her tetikçinin ifadesi o komisyondaki belgelerde, şu anda arşivlerdeki dosyalarda yazılıdır ve belgelidir… Sedat Peker’in açıklamaları öyle sıradan açıklamalar değil, bir kez daha itiraf ediyorlar. Savaş Buldan, Adnan Yıldırım, Hacı Karay ve binlercesinin... Musa Anter, Ferhat Tepe, Mehmet Sincar, o dönem yaşanan bütün cinayetlerin arkasındaki ismin Mehmet Ağar ve ekibi olduğunu bir kez daha itiraf ediyorlar. Şimdi bakıyoruz ülkeyi yönetenler bu cinayetlerin açığa çıkması için kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Bir kez daha üç maymunu oynuyorlar. Körler, sağırlar ve dilsizler. Biz kör olmayacağız, biz sağır olmayacağız ve dilsiz olmayacağız. Her zaman her yerde Mehmet Ağar ve ekibinin, Tansu Çiller ve ekibinin yargılanması için adalet mücadelemizin peşini bırakmayacağız. Bir zamanlar Süleyman Demirel’in "Fırat’ın kenarında bir kuzu kaybolsa hesabını ben veririm" dediği için hesabı devletten sormaya ve bunu sürdürmeye mecburuz.“