Haber Merkezi – 15 Kürt ilinde saha araştırmasında yer alan katılımcılar, Kürt meselesinin çözümü konusunda "adil ve kapsayıcı bir anayasaya, anadilinde eğitim ve kültürel hakların tanınması” gibi adımların atılmasını istiyor.
Spectrum House 15 Kürt ilinde yaptığı saha araştırmasını raporlaştırdı. “Kürt Meselesi ve Barış, Beklenti, Tutum ve Algılar” başlıklı rapor, Kürt meselesinin çözümüne odaklandı.
Rapor, 10-24 Temmuz 2023 tarihleri arasında Diyarbakır, Van, Mardin, Erzurum, Batman, Hakkari, Urfa, Şırnak, Adıyaman, Siirt, Ağrı, Bitlis, Muş, Kars ve Dersim'de 1134 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapıldı. Saha çalışmasında Kürt meselesi, Kürt meselesine bakış, çözüm önerileri, barışın nasıl sağlanacağına ilişkin sorulara cevap arandı.
1134 kişiyle yüz yüze yapılan saha araştırmasının örnekleminin, TÜİK 2021 nüfus verilerinin göz önüne alınarak yüzde 3 hata payı ve yüzde 95 güven aralığında yüz yüze anket yöntemi ile gerçekleştiği belirtildi.
Bu çalışmanın, Kürt katılımcıların düşünceleri, beklentileri ve önerilerine yer vererek, aynı zamanda ülkenin özgün yapısına uygun bir çerçeve ve söylem seti oluşturmayı amaçladığına dikkat çekildi.
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara "Kürt meselesinin kendileri veya ailelerinin günlük yaşamlarını ne ölçüde etkiledi" sorusu yöneltildi.
Bu soruya katılımcıların yüzde 34.7’si “oldukça fazla”, yüzde 20,5’i “orta düzeyde” etkiledi cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 19.8’i Kürt meselesinin günlük yaşamlarını “az etkilediğini”, yüzde 19.8’i ise “hiç etkilemedi” dedi. Araştırma bulguları, katılımcıların yüzde 75’inin kendi ve ailelerinin Kürt meselesinden kaynaklı sorunlardan “oldukça fazla”, “orta düzeyde” ve “az” etkilendiğini gösteriyor. Bu durum her 4 katılımcıdan 3’ünün Kürt meselesinden kaynaklı sorunlardan etkilendiğini ortaya koydu.
Kürt meselesinin en önemli toplumsal etkisi
Saha araştırmasında, katılımcılara Kürt meselesinin en önemli toplumsal etkisinin ne olduğu da soruldu. Katılımcıların sadece yüzde 12.5’i "bu meselenin herhangi bir etkisinin bulunmadığı" cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 80’inden fazlası ise Kürt meselesinin farklı biçimlerde toplumsal etkiler yarattığını söyledi. Katılımcıların yüzde 30.6’sı "Kürt meselesinin en belirgin toplumsal etkisinin toplumsal ayrışma ve kutuplaşmanın artması" olduğunu söyledi. Katılımcıların yüzde 26.8’i ise "ülkede Kürtlere karşı ırkçı uygulama ve saldırıların yaygınlaşmasını" en önemli etki olarak görüyor. Araştırma, Kürt meselesinin toplumsal etki sınırlarının oldukça geniş olduğu, bu etkilerin sadece Kürt toplumuyla sınırlı olmadığı ve ülkedeki birçok soruna etki etme potansiyeli olan bir sorun olarak ön plana çıktığını gösteriyor.
Parti tercihine göre incelendiğinde, AK Parti’ye oy veren katılımcıların yüzde 49.2’sinin "Kürt meselesinin günlük yaşamlarını hiç etkilemediğini", yaklaşık yarısının, yüzde 49.1’i ise Kürt meselesinden kaynaklı olarak kendi ve ailesinin “oldukça fazla, “orta düzeyde” ve “az” etkilendiği cevabını verdiği görülüyor.
Yeşil Sol Parti’ye oy veren katılımcıların yüzde 59.4’ünün, Kürt meselesinin günlük yaşamlarını “oldukça fazla”, toplamda yüzde 92.8’inin ise Kürt meselesinden kaynaklı olarak kendi ve ailelerinin “oldukça fazla”, “orta düzeyde” ve “az” etkilendiklerini belirttiği görülüyor.
CHP’ye oy veren katılımcıların yüzde 34.4’ünün Kürt meselesinin kendi ve ailelerinin yaşamlarını orta düzeyde etkilediğini, yüzde 17.2’sinin bu meselenin hayatlarını hiç etkilemediği cevabını verdi.
Kürt meselesinin ekonomiye etkisi
Katılımcılara, “Kürt meselesinin en önemli ekonomik etkisi nedir?” sorusu da yöneltildi. Bu soruya verilen yanıtlar incelendiğinde, katılımcıların yüzde 33.1 Kürt meselesinin bölgedeki ekonomik yatırımlar üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu, yüzde 19’u meseleyi “ekonomik eşitsizliklerin artması” ile ilişkilendirdiği, yüzde 17.8’inin ise “devlet kaynaklarının askeri harcamalara yönlendirilmesi ile ekonominin zayıflaması”nı en önemli ekonomik etki olarak görüyor.
“Kürt meselesinin en önemli ekonomik etkisi nedir” sorusuna verdikleri yanıtlar parti tercihlerine göre incelendiğinde AK Partili katılımcılar yüzde 41’inin “herhangi bir etkisi bulunmamaktadır” yanıtını verdi. Bu gruptaki katılımcıların yüzde 17.6’sının Kürt meselesinin en önemli ekonomik etkisinin, “bölgedeki yatırımların olumsuz etkilenmesini” olduğunu söyledi. Yeşil Sol Partili katılımcılarda bu oran yüzde 43.9, CHP’li katılımcılarda ise yüzde 23.8 olduğu görülüyor.
AK Partili katılımcıların yüzde 9.2’si Kürt meselesinin ekonomik eşitsizlikleri artırdığını ifade ederken, bu oranın Yeşil Sol Partili katılımcılarda yüzde 22.9 ve CHP’li katılımcılarda yüzde 27.9 olduğu görüldü. AK Partili katılımcıların yüzde 12.2’sinin, Yeşil Sol Parti seçmenlerinin yüzde 20.4’ünün ve CHP seçmenlerinin yüzde 23.8’inin devlet kaynaklarının askeri harcamalara yönlendirilmesi ile ekonominin zayıflamasını en önemli ekonomik etki olarak görüyor.
Kürt meselesi seçim kararını ne ölçüde etkiledi
Katılımcılara son genel seçimlerde (14-28 Mayıs 2023) “Kürt meselesi seçim kararınızı ne ölçüde etkiledi" sorusu da yöneltildi. Bu soruya katılımcıların sadece yüzde 22.8’i “hiç etkilemedi" yanıtını verdi. “oldukça etkiledi” ve “biraz etkiledi” yanıtlarını verenlerin oranları toplam yüzde 69 oldu.
Katılımcıların, son genel seçimlerde Kürt meselesinin seçim kararınızı ne ölçüde etkilediği sorusuna verdikleri yanıtlar siyasi parti tercihlerine göre incelendiğinde, AK Partili katılımcıların yüzde 49.2’sinin “hiç etkilemedi”, yüzde 39.4’ünün “biraz”, “oldukça” ve “tamamen” olmak üzere doğrudan ya da dolaylı bir şekilde etkilediğini belirttikleri görüldü.
Yeşil Sol Partili katılımcıların yüzde 41.7’si Kürt meselesinin seçim kararlarını “oldukça” etkiledi, yüzde 27.5’lik bir kesimin de “tamamen etkiledi” cevabını verdi. Yeşil Sol Partili katılımcıların yüzde 88.3’ünün “oldukça”, “tamamen” ve “biraz” etkilediğini belirttikleri dikkat çekiyor.
CHP’li katılımcıların yüzde 68.8’inin Kürt meselesinin seçim kararlarını “biraz”, “oldukça ve “tamamen” etkilediğini belirttikleri, yüzde 18.9’unun ise hiç etkilemediğini belirttikleri görüldü.
Bu veriler, seçim kararının Kürt meselesindeki algılara bağlı olarak değişkenlik gösterdiği, bu değişkenliğin AK Partili katılımcılarda Yeşil Sol Parti ve CHP’ye kıyasla daha düşük olduğu, Yeşil Sol Partili katılımcılarda her 10 kişiden 9’una yakınının parti tercihleri ve seçmen davranışlarının temelinde Kürt meselesinin belirleyici bir faktör olduğunu gösteriyor.
Kürt meselesinin çözümünde hükümetin politikaları
Katılımcılara “Hükümetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu da yöneltildi. Bu soruya katılımcıların sadece yüzde 16.8’i bu politikaları “olumlu” bulduğunu söylerken, yüzde 57’si “olumsuz”, yüzde 16.8’i ise “ne olumlu ne olumsuz” cevabını verdi.
Her iki AK Partiliden biri hükümetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını “olumlu” bulurken, Yeşil Sol Partili ve CHP’li katılımcıların sadece yüzde 5’i bu politikaları olumlu buldu.
HDP’nin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikaları
Araştırma grubunda “En fazla oyu Kürtlerden alan HDP’nin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu da yöneltildi. Katılımcıların yüzde 36.7’si bu politikaları “olumlu” bulduğunu belirtirken, yüzde 27.9’u “olumsuz”, yüzde 24.2’si “ne olumlu ne olumsuz” şeklinde cevapladı.
Çözüm sürecinde hükümet mi parlamento mu rol almalı?
Katılımcılara sorulan sorulardan biri de, “Kürt meselesinin çözüm yöntemi açısından 2013-15 yılları arasında olduğu gibi sadece hükümetin mi rol alması gerektiğini yoksa parlamentonun da dahil olması gerektiğini mi düşünüyorsunuz” şeklinde oldu.
Bu soruya verilen yanıtlar incelendiğinde, katılımcıların yüzde 34’ünün “hükümet, parlamento ve başka birimlerin de (örneğin, sivil toplum kuruluşları vb.) dâhil olması gerektiğini” düşündükleri görülüyor. Ayrıca, katılımcıların yüzde 31.4’ünün “hem hükümetin hem de parlamentonun rol alması gerektiğini”, yüzde 15.6’sının ise “sadece hükümetin rol alması gerektiğini” düşündükleri tespit ediliyor.
Muhalefetin Kürt meselesi politikası
Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi'nin yaptığı saha araştırmasında, katılımcılara, “Muhalefetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu da soruldu.
Bu soruya katılımcıların yüzde 58.6’sı “olumsuz”, yüzde 19.8’i “ne olumlu ne olumsuz”, yüzde 9.2’si “olumlu” cevabını verdi. Sadece her on katılımcıdan birinin muhalefetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını “olumlu” bulması dikkat çekiyor.
Yeni süreç için güçlü bir beklenti var
“Kürt meselesi ile ilgili yeni bir çözüm süreci başlatılırsa aktif rol almak ister misiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 25’i “hayır, hiçbir şekilde aktif olarak rol almayı istemem ama süreci desteklerim”, yüzde 20.1’i “evet, bireysel olarak aktif rol almak isterim”, yüzde 19.2’si ise “koşullar ve çerçeve belirlenirse rol almayı düşünebilirim” şeklinde yanıtlar verdi.
Araştırma bulgularından hareketle katılımcıların ekseriyetinde yeni bir sürecin başlatılmasına yönelik güçlü bir beklenti olduğu görülüyor.
Kürt meselesini kim çözer?
Katılımcılara, “Kürt sorununun çözümüne kimin/hangi kurumun ya da partinin liderlik etmesi gerektiği” sorusu da soruldu. Bu soruya katılımcıların yüzde 56.78’i “Kürtler, Abdullah Öcalan, HDP ve Selahattin Demirtaş”, yüzde 19.04’ü “hükümet, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti”, yüzde 8.85’i “muhalefet, CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu” cevabını verdi.
Araştırma bulgularından hareketle, Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş ve HDP başta olmak üzere, Recep Tayyip Erdoğan, hükümet ve AK Parti’nin Kürt meselesinin çözümüne liderlik edecek siyasi figürler ve kurumlar olarak görüldüğü dikkat çekiyor. Bütün bu figür ve kurumların önümüzdeki seçim süreci başta olmak üzere müzakerelere ve siyasi süreçlere yön verebilecek figür ve karakterler olarak ön plana çıktığı görülüyor.
Kürt meselesinin çözümü için hangi adımlar atılmalı
“Kürt Meselesinin Çözümü İçin Hangi Adımların Atılması Gerektiğini Düşünüyorsunuz” sorusuna verilen yanıtlardan, katılımcıların, Kürt meselesinin çözümü konusunda adil ve kapsayıcı bir anayasaya, anadilinde eğitim ve kültürel hakların tanınmasına, barış ve diyaloga, siyasi özgürlüklere ve sosyo-ekonomik iyileştirmelere öncelik verdiği görülüyor.
Her dört katılımcıdan birinin Kürt meselesinin çözümü konusunda anayasaya, her beş kişiden birinin ise barış ve diyaloga işaret ettiğinin vurgulandığı raporda, "Katılımcıların sadece yüzde 2.3’ünün askeri ve güvenlikçi politikalara vurgu yapması, Kürt meselesinin çözümü konusunda bu politikaların yerine barış ve diyalogun öncelendiğini ortaya koyması açısından dikkat çekici.
Siyasi, kültürel, iktisadi ve anayasal çözümün Kürt meselesinin çözümünü mümkün kılacak seçenekler olduğu vurgusu, güvenlik bürokrasisi, siyasi partiler, sivil toplum ve politika yapıcılar için önem teşkil etmektedir” ifadesine yer verildi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın