Ömer Çelik: Çekilirsek sınırlarımızın içine kadar gelirler
Haber Merkezi - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Eğer biz bugün İdlib'den çekilirsek sınırlarımızın içine kadar gelirler. Türkiye sınırlarını korumak için bu harekatları yapmak zorundadır” dedi.
Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile parti genel merkezinde yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Çelik, “Eğer biz bugün İdlib'den çekilirsek sınırlarımızın içine kadar gelirler. Türkiye sınırlarını korumak için bu harekatları yapmak zorundadır. Göçü önlemek için harekatları yapmak zorundayız. Hedefimiz bize saldıran rejim unsurlarıdır” ifadelerini kullandı.
“Ortaya çıkan bu saldırganlık karşısında en üst düzeyde meşru müdafaa hakkımızı kullanarak en sert cevap rejim unsurlarına verilmiştir, verilmeye devam edecektir” diyen sözcü Çelik, sözlerine şunları ekledi:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği sürenin dolmasıyla beraber bahar kalkanı harekatı başlamıştır. Rejimin imza attığı katliamlar neticesinde bu sürede 1500 masum insan hayatını kaybetmiştir. Açıkça rejimin kendi halkının bir kesimine yönelik olarak soykırımvari bir faaliyet içinde olduğu çok açıkça görülmektedir.
Buradaki kararlılığımız meşru müdafaa hakkımıza dayanmaktadır. BM’nin 52. Maddesi ve Adana mutabakatı çerçevesine dayanmaktadır. İçeride bazı çevreler tarafından İdlib’de ne işimiz var diye bir yaklaşım ortaya konuyor. Yakın zamana kadar sınır illerimiz hedef alınıyordur. Milli güvenliğimizi tehdit eden terör unsurları sınırımıza yakın bölgelere gelmişlerdi. Biz bunlara cevap vermeseydik bu tehdit yoğun alarak devam edecekti.
Türkiye’nin sınırları dibinde bir terör devleti kurma girişimi darmadağın edilmiştir. Türkiye egemen bir devlet olarak sınırlarını korumak için bu harekatları yapmak mecburiyetindir. Ve bir saldırı durumunda tabi ki bunlara cevap verecektir.
Birliklerimize yapılan saldırılar meşru müdafaa kapsamında rejime gerekli karşılıklar verilerek sürdürülüyor. Türkiye burada Rusya ile karşı karşıya değildir.
Rejiminin saldırılarını durdurmak ve rejimi Soçi mutabakatı sınırlarına çekmek Rusya’nın mükellefiyetindedir. Suriye Esad'ın mıdır, Suriyelilerin midir? Suriye Suriyelilerindir. Bütün Suriyelilerin mutabık olduğu bir siyasi çözüm gerekmektedir.
Türkiye’nin daha fazla mülteci taşıyacak imkanı yok. Güvenli bölge oluşsaydı göç dalgası oluşmayacaktı. Güvenli bölgenin oluşturulmaması, müttefiklerimizin mükellefiyetlerini yerine getirmemesi, 4 milyon insanın zulme maruz kalmasına neden oldu. Kimseyi, ülkemizden zorla göndermiyoruz ama hiç kimseyi de zorla tutmayacağımız bir noktaya geldik.
Bütün bunlar olurken Sayın Cumhurbaşkanımızı arayarak göç dalgasının ne olacağını soruyorlar. Müthiş bir iki yüzlülükle karşı karşıyayız. Yunanistan’ın göçmelere gaz bombası atması bir göçmeni öldürmesi insanlık dışı bir yaklaşımdır.
En zor zamanlarda Yunanistan’ın yanında olduk. Ama şimdi Yunanistan insani bir durum karşısında Türkiye’ye karşı siyasi e askeri şantaj yapma gayreti içine giriyor. Yunanistan Türkiye’ye şantaj yapacak bir ülke değildir.
Kendilerine tavsiyemiz Avrupalılara güvenmesinler. Yarın öbür gün iş biraz daha büyürse Yunanistan da umurlarında olmaz. Çeşitli tweetler atıyorlar Avrupa’nın sınırlarını koruyacağız diye. Avrupa’nın nereden başladığını bile bilmiyorlar. Avrupa ve NATO’nun sınırları Türkiye’den başlıyor. Son zamanlarda Avrupa’yı bir Hristiyan kulübü olarak görüyorlar.
O gece neden Hatay valise açıklama yaptı?
Hatay Valisi de devletin yetkilisi. Açıklama yapması son derece normal. Hükümetin görevlendirdiği o ildeki en yüksek yetkili. Sadece Hatay Valisi yapmadı İletişim Başkanlığı dahil tüm kanallar kullanıldı. Biz de parti adına açıklama yaptık.
O gece sayın cumhurbaşkanımızın nasıl bir mesai içinde olduğunu devlet sorumluluğu içinde olanlar bilirler. Sabahın ilk saatlerine kadar kesintisiz bir mesai sürdürmüştür. İlgili komutanlar ve bakanlarla sürekli bir durum değerlendirmesi yapmıştır.
O gece insanüstü bir gayretle kimsenin uyumadığı kriz yönetimi toplantılarını sayın cumhurbaşkanımız yönetmiştir. Bu süreç son derece dinamik bir süreçtir. Sahadan gelen bilgiler sürekli güncellenmektedir. Bu tip yaklaşımlar devlet işlerinin nasıl işlediğini bilmeyen kişilerin yaptığı açıklamalardır.”