PYD - Esad görüşmeleri sonuç verir mi?

Erbil (Rûdaw) – Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile Beşar Esad rejiminin Suriye ve kantonların geleceği konusundaki görüşmeleri sürüyor.

 

Ancak birçok siyasi gözlemci sonuç alınması konusunda şüpheli ve Esad’ın bu görüşmelerle sadece zaman kazanmaya çalıştığını belirtiyor.

 

Esad’ın Pravda gazetesine verdiği demeçte sarfettiği sözler, Kürt cephesinde şüpheleri arttırdı. Suriye Ordusu ve Rusya, IŞİD’le savaşta Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) destek verdi ancak Kürtlerin Rojava’da (Suriye Kürdistanı) federasyon talep etmesi Şam yönetimince şaşkınlıkla karşılandı.

 

Esad, “Çoğunluğu Arap olan Suriye’nin kuzeyinde, Kürtler nasıl federasyon talep ediyor? Kürtlerin bir bölümü federasyon istiyor ancak çoğunluğu hiçbir zaman bu konudan söz etmiş değil” ifadelerini kullandı.

 

“Kürtlerin federasyon talebini kabul eder misiniz?” sorusuna Esad, “Bu benim yetki alanımda değil, anayasada yer alması gerekiyor. Anayasa hükümetin malı değil, halkın iradesinin yansımasıdır. Siyasi bir sisteme ihtiyaçları varsa Suriyelileri razı etmek durumundalar. Bu konuda benimle konuşmalarının bir faydası yok ancak iyi bir fikir. Uygulanması durumunda benim açımdan sorun yok” yanıtını verdi.

 

Rûdaw daha önce Rusya’nın arabuluculuğuyla “Özerk Yönetim” ile Esad rejiminin Humem Askeri Üssü’nde görüştüğünü ortaya çıkarmıştı.

 

“Kürt sorununun çözümü zor değil”

 

Farklı kaynaklar tarafından görüşmeler doğrulandıktan sonra görüşmelerin sonucu tartışılmaya başlandı. Çünkü görüşmeler, Esad’ın geleceğinin belli olmadığı bir döneme denk geldi.

 

Rûdaw’a konuşan rejime yakınlığıyla bilinen Mukaveme Suriye örgütü lideri Mihraç Ural, “Hiç kimse Suriye ile diğer bölge devletlerini Kürt sorunuyla ilgili birbirine karıştırmasın. Suriye tarihinde Kürtlere yapılan hiçbir toplu kıyım yoktur. Türkiye’de Irak’ta İran’da milyonlar katledilmişken Suriye’de en büyük olay 12 Mart 2004’te Kamışlı’da sadece 54 vatandaşın ölümüne sebep olan olaydı ki 30’u Kürt idi” dedi.

 

Kürtlerin Suriye’de toplumsal ve kültürel haklar elde ettiğini savunan Ural, “Suriye’de Kürtler yaşamın her alanında ciddi ölçeklerde siyasal sosyal inançsal yönetim aygıtında pay sahibidirler. Kürtler Türkiye’de Kürtçe konuşma yasağı altında zindanları doldurup bayramları olan Newroz, kutlama yasağı altında kanlı arenalara sahne olurken Suriye’de bunun eseri yoktu” diye konuştu.

 

Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli’ye göre diğer ülkelere kıyasla Kürt sorununun Suriye’de çözümü daha kolay: “Kürtler bölgedeki diğer ülkelerde yıllarca silahlı mücadele verdi, veriyor. Ancak Suriye’de Kürtlerin geçmişinde silahlı mücadele eğilimi yok.”

 

Mahalli, “Ben federasyon, kanton gibi tanımlara karşıyım. Önemli olan mantıktır. Suriye Hükümeti ve Esad’ın Kürtleri kabul etmesi gerekiyor. Kürt sorununun olduğunu bilmeliler” dedi.

 

Kürtlerle Suriye rejimi arasında kanlı olaylar çok yaşanmamış olsa da 2016’da YPG ile Suriye Ordusu arasında Kamışlo ve Haseke yaşanan çatışamlar iki taraf arasındaki güvenin azaldığına işaret ediyor.

 

Kamışlo ve Haseke yaşanan çatışamları “lokal” olarak değerlendiren Ural, “Çünkü her iki dost güç tarihsel misyonları gereği birbirine düşman olmaması gereken konumdadır. Zaten gündeme gelen her gerginlikte iki tarafın komutanları bir araya gelebilmekte ve sorunu yerinde hemen barışçıl olarak çözebilmektedir” şeklinde konuştu.

 

Türkiye ile Suriye yönetimleri arasında PKK’ye karşı yapılan ve “Adana - Ceyhan İttifakı” olarak bilinen anlaşma hakkında Ural, “Hafız Esad  iktidarı ertesinde Beşar Esad Suriye’si  İsrail’e karşı odaklandı. Özellikle 12 Temmuz 2006 İsrail’in Lübnan saldırısı ardından bu konu çok büyük stratejik bir alan kapsadı. Bunun üzerine  gergin bir süreç sonucunda ‘Adana - Ceyhan İttifakı’nın imzalanmasıyla neredeyse kuzey sınırının denetimi Türk Ordusu’na bırakılmıştır” diye belirtti.

 

“Düşmanımın düşmanı dostumdur”

 

Kürtlerle rejimin IŞİD’le savaştaki ortaklığı ile Türkiye’nin rejim ve PYD karşıtlığı “Düşmanımın düşmanı dostumdur” fikriyle uyuşuyor. Belki de tarafları diyalog masasına getiren de budur.

 

Rûdaw’a konuşan Lübnanlı gazeteci Muhammed Nureddin, “Görünen o ki henüz görüşmelerden bir sonuç alınamadı. Bana göre IŞİD’le mücadelede ve Suriye ile Kürt düşmanları karşısında tarafların önünde diyalog ve müzakerden başka bir yol yok. İki taraf da sonuç almak için her türlü çabayı göstermeli” dedi.

 

Suriye’de faaliyet gösteren El Şam İnsan Hakları ve Demokrasi Araştırmaları Merkezi Başkanı Eksem Neise’ye göre rejimin her güç tarafından desteklenmeye ihtiyacı var:

 

“Rejim şu sıra daha çok Kürtleri ikna etme çabasında. Görüşmeler başarılı olur mu olmaz mı bilinmez ama bence top Kürtlerin sahasında.”

 

Kürtlerin daha gerçekçi olması gerektiğini savunan Neise, “Geçtiğimiz aylarda Kürtlerin elde ettiği başarılar Batı Kürdistan gibi bir hamasi söyleme yol açtı. Bana göre bu söylem gerçekçi değil. Kürtlerden bu dönemde ne daha fazla ileri gitmelerini ne de geri adım atmalarını istiyorum” ifadelerini kullandı.