Rojava ve Suriye’de kolera neden yayıldı?

Erbil (Rûdaw) - Ekonomik krizin giderek daha çok hissedildiği bir dönemde, Rojava Özerk Yönetim ile Suriye yönetimine bağlı bölgelerinde kolera hastalığının patlak vermesi alarm zillerinin çalmasına neden oldu.,

Koleraya yakalananların sayısı artıyor ancak Suriye hükümeti ile Özerk Yönetim’den farklı rakamlar geliyor.

Rojava Özerk Yönetimi'ne göre şu ana kadar 16 kişi kolera nedeniyle hayatını kaybetti, 2 bin 800'den fazla kişi de koleraya yakalandı.

Suriye hükümeti ise; Suriye genelinde sadece 253 kişinin hastalığa yakalandığını ve 23 kişinin hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini bildiriyor.

Dünya Sağlık Örgütü, hastalığın bir an önce kontrol altına alınması gerektiği yönünde çağrıda bulunuyor.

Rojava Özerk Yönetimi Sağlık Kurulu Eş Başkanı Ciwan Mustafa, teyitli bilgilere Deyrezor’un batı kırsalında 43, Rakka’da 16, Tabka’da 4, Haseke’de ise 15 vakaya rastlandığını bildirdi. Mustafa ayrıca;  5 Eylül'den bu yana Derezor, Rakka ve Şehba’da toplam 16 kişinin kolera nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Ciwan Mustafa, buralarda koleranın yayılma sebebinin Fırat Nehri’ndeki kirlilik olduğunu belirtti. Fırat Nehri suyundan alınan numunelerin koleranın kaynağının nehir suları olduğunu kanıtladığını söyledi. Mustafa aynı zamanda nehrin su seviyesindeki ciddi azalmanın da koleranın ortaya çıkmasında etkili olduğunu kaydetti.

İklim değişikliğine bağlı kuraklık ve yükselen sıcaklıklar, Fırat'ta su seviyelerini ciddi şekilde düşürdü. Kürt güçleri de Türkiye'yi barajlarında gereğinden fazla suyu tutmakla suçluyor.

Suriye Sağlık Bakanlığı'nın açıklamalarına göre ise ülke genelinde 20 Eylül itibariyle 253 kişi koleraya yakalandı. Kolera vakalarının 180'i Halep'te ortaya çıktı ve şu ana kadar kolera nedeniyle 39 kişi hayatını kaybetti.

Nasıl yayılıyor?

Şiddetli ishal ve kusmalarla kendini gösteren kolera vakaları en çok Halep, Deyrezor ve Rakka illerinde görülüyor. Bulaşıcılığı yüksek hastalığa diğer bölgelerde de rastlanıyor.

Birleşmiş Milletler'e (BM) göre, su arıtma tesislerinin yaklaşık üçte ikisinin, pompa istasyonlarının yarısının ve su kulelerinin üçte birinin, on yıldan fazla bir süredir devam eden savaştan zarar gördüğü Suriye'de hastalık 2009'dan bu yana ilk büyük geri dönüşünü yapıyor. ,

Fırat nehrinde azalan su akışı, büyük ölçüde kanalizasyondan ve aynı zamanda Deyrezor da dahil olmak üzere hidrokarbon bakımından zengin bölgelerdeki petrolden kaynaklanan nehir kirliliği sorununu daha da ağırlaştırdı.

BM'ye göre, kirlenmeye rağmen, Suriye'nin yaklaşık 18 milyon insanının beş milyondan fazlası içme suyu için Fırat'ı kullanıyor.

“Su pompalama istasyonlarına klor dağıtımı durduruldu”

 İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, bu ayın başlarında, yerel yetkililerin su pompalama istasyonlarına klor dağıtmayı bırakmasının ardından hastalığın Deyrezor'un batı kesimlerinde yayıldığını söyledi.

El-Kasrah da dahil olmak üzere Deyrezor'un bazı bölgelerini kontrol eden Özerk Yönetim, salgının ardından dağıtıma yeniden başladıklarını söyledi.

Özerk Yönetim ayrıca Al-Kasrah ve bölgedeki diğer tıbbi tesislere vaka sayısını kontrol altına almak için yardım ettiklerini duyurdu ancak; sorunun ana kaynağı büyük ölçüde çözülmemiş durumda.

55 yaşındaki çiftçi Ahmed Süleyman el-Rashid, pamuk, bamya, ıspanak ve susam tarlalarını Fırat'tan gelen suyla suladıklarını belirterek, "Su filtreleme istasyonları yok... Sterilize edilmemiş ve klorsuz su içiyoruz ve bizi koruması için Tanrı'ya güveniyoruz" dedi.