BM'den Rojava uyarısı: Olası askeri bir tırmanış yıkıcı sonuçlar doğurabilir

Erbil (Rûdaw) –  BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, Suriye’nin siyasi, ekonomik ve insani açıdan derin bir dönüşüm geçirmesi gerektiğini belirterek, Suriyelilerin umut ve endişe içinde olduğunu, sürecin doğru yönetilmemesi halinde yeni bir kriz yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, 17 Aralık'ta BM Güvenlik Konseyi'ne yaptığı konuşmada, Suriye'de 54 yıllık rejimin çöküşünün ardından ortaya çıkan tarihi fırsatlara ve zorluklara dikkat çekti.

Şam’dan ilk kez Güvenlik Konseyi’ne seslenen Pedersen, ülkenin siyasi, ekonomik ve insani alanlarda derin bir dönüşüme ihtiyaç duyduğunu belirtti. 

"Suriyeliler için hem umut hem endişe var"  

Eski rejimin çöküşünden sadece 11 gün sonra Suriye halkının büyük bir umutla birlikte geleceğe dair endişeler taşıdığını ifade eden Pedersen, görüştüğü Suriyelilerin barış, ekonomik istikrar, adalet ve kapsayıcı bir yönetim beklentisi içinde olduğunu vurguladı.

Sürecin doğru yönetilmemesi durumunda yeni bir kriz yaşanabileceği uyarısında bulunan Pedersen, “Suriyelilerin bu dönemi kendi kaderlerini belirlemek için bir fırsat olarak gördüklerini anlayabiliyorum. Ancak zorluklar büyük ve bu fırsatın kaçırılmaması gerekiyor” dedi.           

Geçici yönetim ve askeri güçlerin rolü   

Pedersen, Şam’da Askeri Operasyon Komutanlığı tarafından desteklenen bir Geçici Yönetim kurulduğunu bildirdi. Bu yapının, İdlib’de fiili yönetimi elinde bulunduran Suriye Kurtuluş Hükümeti kadrolarından oluştuğunu ve Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri Ahmed el-Şeraa’nın bu yönetimin arkasındaki isim olduğunu açıkladı.     

Buna karşılık, Suriye Ulusal Koalisyonu’na bağlı bazı silahlı grupların bağımsız hareket ettiğini belirten Pedersen, Rojava’da ise Demokratik Suriye Güçleri (DSG)’nin ABD desteğiyle kontrolü elinde tuttuğunu aktardı.

Suriye Milli Ordusu (SMO) ve Demokratik Suriye Güçleri arasında yaşanan çatışmalara ilişkin konuşan Pedersen, Türkiye ve ABD’nin arabuluculuğu ile sağlanan beş günlük ateşkesin sona erdiğine dikkat çekerek, olası askeri tırmanışın yıkıcı sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.

İsrail'in saldırıları

Güneybatı Suriye’de BM Gözlem Gücü (UNDOF)’un faaliyetlerine değinen Pedersen, İsrail’in bölgedeki askeri varlığı ve hava saldırılarına dikkat çekti.

İsrail’in, rejimin düşmesinden bu yana 350’den fazla askeri tesise saldırı düzenlediğini ve bu eylemlerin Tartus gibi sivil bölgelerde büyük risk yarattığını belirtti.

Pedersen, özellikle Tartus’ta düzenlenen büyük çaplı saldırının altını çizerek, “Bu tür saldırılar, zaten yıpranmış olan sivil halk için yıkıcı sonuçlar doğuruyor ve düzenli bir geçiş sürecini baltalıyor” dedi.

İsrail hükümetinin Golan Tepeleri’ndeki yerleşim genişletme planlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Pedersen, “Bu tür faaliyetler yasa dışıdır ve derhal durdurulmalıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğü ihlal edilmemelidir” ifadelerini kullandı.

Bazı bölgelerde sağlanan istikrarın kırılgan olduğunu belirten Pedersen, “Kuzeydoğuda halen çatışma hatları var ve siviller hayatlarını kaybediyor. Uluslararası toplum olarak, kapsamlı bir ateşkesi desteklemeliyiz” dedi.

Ekonomik ve insani kriz

Pedersen, Suriye ekonomisinin tahrip olduğunu ve nüfusun %90’ının yoksulluk içinde yaşadığını ifade ederek, “Bu sorunlar insani yardımların ötesinde kalkınma, yeniden inşa ve yaptırımların ele alınması ile çözülebilir” açıklamasında bulundu.   

Siyasi geçiş süreci

Suriye halkının kapsayıcı bir siyasi geçiş süreciyle kendi kaderini tayin etmesi gerektiğini söyleyen Pedersen, sürecin başarısız olma ihtimalinde yeniden istikrarsızlığın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

"Kadınların katılımı olmadan barış sağlanamaz"  

Suriyeli kadınların geçiş sürecinde dışlanmaması gerektiğine vurgu yapan Pedersen, “Suriyeli kadınlar, savaş boyunca en büyük bedelleri ödedi. Onların haklarının korunması ve karar alma mekanizmalarına dahil edilmeleri bir zorunluluktur” dedi.

Ayrıca Sednaya Hapishanesi’ni ziyaret ettiğini aktaran Pedersen, burada rejim tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlallerini gözlemlediğini belirtti.

Pedersen, hapishaneden serbest bırakılanların anlattıklarını paylaşarak, “Adalet olmadan, Suriyelilerin iyileşmesi mümkün değil” ifadelerini kullandı.    

Uluslararası destek ve Akabe görüşmeleri 

Akabe Görüşmeleri çerçevesinde uluslararası toplumun Suriye’nin izolasyonunu sonlandırmak için kararlı olduğunu belirten Pedersen,  “2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı doğrultusunda bir siyasi geçiş süreci başlatılmalı. Uluslararası toplum, Suriye halkının izolasyonunu kırmak için harekete geçmeye hazır” ifadelerini kullandı. 

"Şimdi harekete geçme zamanı"  

Pedersen, Suriye halkının geleceğinin kendi ellerinde olduğunu vurguladı ve tüm tarafları kapsayıcı bir diyalog başlatmaya davet etti.

Pedersen, “İstikrar, ancak güvenilir ve kapsayıcı temeller üzerine inşa edilirse kalıcı olabilir. Suriyeliler için Şimdi harekete geçme zamanı. Uluslararası toplum da bu sürece somut destek vermelidir” İfadelerini kullandı.