SURİYE- Dürzi Komutan: Biz dini yönetimi tamamen reddediyoruz
Süveyda Operasyon Odası komutanlarından Şeyh Mervan el-Rızk,"Dini ve İslami yönetim ülkeyi ve halkı sadece savaş ve sorunlara sürükledi. Bu bizim için tamamen reddedilmiştir. Biz laik, sivil, demokratik, hukuk devleti, eşit vatandaşlık, haklar devleti ve kuvvetler ayrılığını tercih ediyoruz" dedi.
Suriye'de çoğunluğu Dürzilerden oluşan Süveyda bölgesindeki Operasyon Odası komutanlarından Şeyh Mervan el-Rızk, Rûdaw’da Zana Kayani'nin sunduğu 14:00 bültenine katıldı.
Konuşmasından Kürtlerden bahseden, Şeyh Mervan, "Suriye'deki Kürtler bizim akrabalarımızdır, bizimle uyum içindedirler. İyi, temiz ve mert insanlardır, tarihte çok zulme uğramışlardır" dedi.
"Tüm Suriyeliler bizim akrabamızdır” diyen Şeyh Mervan, “Biz Arap, Asuri, Hristiyan, Müslüman ve Şiiler arasında ayrım yapmıyoruz. Suriye'deki çoğunluk ve azınlık fikri işgalciler tarafından getirilmiştir, biz bunu reddediyoruz. Suriyeliler tüm bileşenleriyle birbirlerinin dostudur" ifadelerini kullandı.
İsrail ordusunun Suriye topraklarının derinliklerine girmesini değerlendiren Şeyh Mervan, "İsrailliler nasıl düşünüyorsa o onların işi, dışarıdan kimse bize kendi şartlarını dayatamaz. Biz kendi şartlarımızı içeriden dayatırız, çünkü güçlüyüz ve bu gücün sahibiyiz” açıklamasında bulundu.
Rûdaw: Süveyda'nın durumu nasıl?
Şeyh Mervan: Bu ülke 54 yıldan fazla bir süredir yöneten yozlaşmış yöneticilerden kurtuldu. Şu anda durum mutluluk ve sevinç içinde, tüm Suriyelilerin yüzüne baktığınızda, Allah'ın lütfuyla parlak olduğunu ve hepsinin mutlu olduğunu görürsünüz. Sanırım tüm Suriyeliler kurtulduklarına seviniyorlar.
Rûdaw: Sizin kendi özel güçleriniz var, bu durum hala devam ediyor mu yoksa Heyet Tahrir eş-Şam güçleri oraya (Süveyda'ya) girdiler mi?
Şeyh Mervan: Süveyda vilayetinde birkaç silahlı grubumuz var, şu anda bu grupları birleşik bir operasyon odasında toplamaya çalışıyoruz. Böylece gelecekte vilayet otoritesini temsil eden siyasi otoritenin emrinde olacaklar, yani vali, polis şefi veya ordu komutanı gibi vilayet otoritesi. İnşallah bu isimlerden hangisi olursa olsun, tüm bu gruplar siyasi işlerden sorumlu siyasi otoritenin emrine girecek.
Rûdaw: Gelecekte vilayet siyasi otoritesinin altına girmeli derken kastettiğiniz siyasi otorite kim?
Şeyh Mervan: Biz burada Süveyda vilayetinde ademi merkeziyeti tercih ediyoruz. Ademi merkeziyet ana Suriye'den ayrılmak anlamına gelmiyor, her ülkenin merkez ile bağlantılı olarak kendini yönetmesi anlamına geliyor. Bu ABD'de yaygın ve başarılı bir şey, orada birçok millet, etnik grup, din ve ırk var. Aynı şekilde Japonya'da nükleer savaştan sonra kalkındığında ve ilerlediğinde, Almanya'da dünya savaşından sonra ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde de böyle. Ademi merkeziyet deneyimi onurlu ve yaygın bir deneyimdir, bu deneyimden güzel ve parlak bir geleceğe ulaşacağız.
Fakat diğer deneyimler ülkeyi ve halkı sadece savaş ve sorunlara sürükledi. Bundan kastım dini yönetim ve İslami yönetim, bizim için tamamen reddedilmiştir. Biz laik, medeni, demokratik devleti, hukuk devletini, vatandaşlığı, haklar devletini ve kuvvetler ayrılığını tercih ediyoruz.
Rûdaw: Eğer Suriye'nin yeni yönetimi ademi merkeziyeti kabul etmezse, sizin tutumunuz ne olacak?
Şeyh Mervan: Şam yönetimi kendi şeriatını bize dayatamaz, yönetimin böyle bir yetkisi yok. Biz özgürüz ve vatanseveriz, kimse vatanseverlik konusunda bizimle rekabet edemez. Biz Süveyda vilayetinde, bu yüksek dağda Mısırlı İbrahim Paşa'ya karşı savaştık ve yenildik, Türklerin saldırısına karşı savaştık ve bize milletlerin asileri denildi, Fransızlara karşı savaştık ve onları yendik, ülkemizi kurtardık. Ülkemizi kurtardığımızda, rahmetli Sultan Paşa el-Atraş ile birlikte bir grup Suriyeli vardı.
İktidarı tekelimize almadık, Paşa (Allah rahmet eylesin) ülkeyi kurtardıktan sonra tarım işi ile uğraştı, iktidarı ele geçirmedi. Biz rahmetli Paşa'nın ‘Din Allah'ındır ve vatan herkesindir’ sloganına bağlıyız. Hepimiz bu vatanda ortağız, ben Suriye'nin her karış toprağının sahibiyim ve bu her Suriyelinin hakkıdır.
Rûdaw: Eğer her iki taraf da kendi kararında ısrar ederse, sonuç ne olur?
Şeyh Mervan: Bu gelecekte ortaya çıkacak. Şam'a yardım elimizi uzattık, şu anda Şam'da kimin olduğunu biliyoruz. Şu anda Şam'daki bu yönetimi, onun oluşturduğu geçmişi, nereden geldiğini, neyi temsil ettiğini ve ne yaptığını biliyoruz. Onlar bizim görüşümüzde gizli değiller, eski yönelimlerinin ne olduğunu biliyoruz, ancak şimdiki yönelimleri için söz ve eylem istiyoruz, sözlerin eylemlerle uyuşmasını istiyoruz.
Rûdaw: Sayın Ahmed Şera, anayasanın yeniden yazılması ve seçimlerin düzenlenmesi için 3-4 yıl gerektirdiğini söylüyor, sizin görüşünüz nedir?
Şeyh Mervan: Bu açıklama, vatanın inşası için gerçek niyet olduğunda mazeret değildir. Bu topraklardaki Suriyeli vatanseverler, seçkinler ve düşünürler en kısa zamanda bir Suriye anayasası yazabilir ve bir Suriye devleti kurabilirler. Suriye deneyim ve yeteneğe sahiptir, Suriyeliler nerede olurlarsa olsunlar dünyayı hayrete düşürmüşlerdir. Suriyeliler onurlu bir halktır ve çalışmada yeteneklidirler. Dünyaya ve tüm dünya ülkelerine medeniyet getiren bir halktır, medeniyet, yazı ve bilim göndermişlerdir. Dolayısıyla bu ülke medeniyetlerin ve peygamberlerin beşiğidir. Bu ülke ayağa kalkabilir, Fakat yıllar boyunca değil, gerçek niyet olduğunda bu iş o kadar yıla ihtiyaç duymaz.
Rûdaw: Bazı taraflar sizi İsrail güçlerinin Suriye topraklarının derinliklerine daha fazla girmesini istediğiniz iddiasıyla suçluyor, bu doğru mu?
Şeyh Mervan: İsrail devletinin komşuluktaki varlığına gelince, bu İsrail devletinin işidir. Biz vatanseveriz, bu Suriye vatanının bir parçası olmayı tercih ediyoruz ve biz bu Suriye halkının bir parçasıyız, tercih ettiğimiz budur. Ancak İsrailliler nasıl düşünüyorlarsa o onların işidir. Fakat Tevhid taifesi (Dürziler) saygın bir taifedir, Dürziler İsrail topraklarında, Lübnan topraklarında, Suriye topraklarında ve Ürdün topraklarında bulunuyorlar. Bu taifenin varlığı birleşik bir taife anlamına gelir, amca çocukları ve akrabalardan oluşan bir taifedir, dolayısıyla bu taife kelimenin tam anlamıyla birleşiktir. Fakat dışarıdan kimse bize kendi şartlarını dayatamaz, biz kendi şartlarımızı içeriden dayatırız, çünkü güçlüyüz ve bu şartların ve bu gücün sahibiyiz. Birliğimizle, seçkinlerimizle, düşünürlerimizle, Fransız, Türk ve İbrahim Paşa işgalcilerine karşı savaşan ve onları yenen güçlü ve cesur adamlarımızla, biz Beni Maruf tarihte hiçbir savaşı kaybetmedik.
Rûdaw: Sorum şuydu, İsrail'in daha fazla ilerlemesi ve sizin bölgelerinizde kalması konusunda suçlanıyorsunuz.
Şeyh Mervan: Açık bir cevap vereyim; eğer bir gün burada Suriye'de bir devlet kurulur ve tüm Suriyeliler bunu onaylar ve bu devlet İsrail devletiyle barış için elini uzatırsa, bizim barışa karşı hiçbir engelimiz yok. Barış için herkese elimi uzatıyoruz, ancak uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ve Birleşmiş Milletler ve insan hakları aracılığıyla uluslararası standartlar çerçevesinde olması gerekiyor.
Rûdaw: Suriye'deki Kürtlerle ilişkiniz nasıl?
Şeyh Mervan: Suriye Kürtleri bizim akrabalarımızdır, çoğu açıdan bizimle uyumludurlar. İyi, temiz ve yiğit insanlardır, onlar tarihte çok zulme uğramışlardır. Her Suriyeli bizim akrabamızdır, biz Arap, Asuri, Hristiyan, Müslüman ve Şii arasında ayrım yapmıyoruz. Suriye'deki çoğunluk ve azınlık fikri işgalciler tarafından getirilmiştir, biz bunu reddediyoruz. Suriyeliler tüm bileşenleriyle birbirlerinin dostudur.