Erbil (Rûdaw) – Suriyeli ünlü sanatçı Semih Şukeyr (Samih Choukeir), “Kürtlerin davası adil bir dava ve onlar tarihte yaşadıkları zulümlerden arındırılmalı” dedi. Şukeyr Kürt sanatı hakkında da konuştu.
Ünlü Suriyeli sanatçı Semih Şukayr, özellikle 2011’den sonra eserlerinde Suriye halkının Esad rejimine karşı başkaldırısını anlattı.
Esad karşıtı protestolar tüm şehire yayıldığında rejim protestoculara silahla karşılık verdi. Şukeyr tam da bu zamanda “Yazıklar olsun” (Ya Heyf) şarkısını yayınladı.
"Ya Heyf" şarkısı, Suriye'deki direnişin sembolüne dönüştü, büyük-küçük herkesin marşı haline geldi.
Rûdaw’a konuşan sanatçı Semih Şukeyr, şarkıyı ilk söylediği dönem ile şu an arasında fark olduğunu söyledi.
“Şarkım, hala sokaklarda söyleniyor”
Şukeyr, “Şarkıyı o dönemde söylediğimde, baskı, kan ve katliam dolu bir süreç yaşanıyordu. Şu anda ise her an Suriye'nin her yerinden haberler alıyorum. Şarkım, hala sokaklarda söyleniyor. Bu da sözlerin mermilere karşı zafer kazandığını gösteriyor. Yani şarkıda dile getirilen mesaj gerçekleşmiş oluyor. O dönemde ‘Halk kaderdir, onurlu olduğunda boyun eğmez ve umut gerçekleşir’ demiştim. Gerçekten de umut gerçekleşti. Suriye halkı artık bambaşka başka bir noktada, kendi demokratik devletini inşa edebilir. Elbette sürecin bu yönde ilerlemesini bekliyoruz ve biz de sanatçı olarak bu süreçte çalışmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Yeni döneme layık bir şarkı için hazırlık yaptığını belirten Şukeyr, “Özellikle halkımızın uzun yıllar süren acılarından ve ödenen büyük bedellerden sonra, artık mutluluğu hak ettiğini düşünüyorum. Onlara mutluluğu hissettirecek bir eser hazırlamak istiyorum” dedi.
“Rejim bir neslin gençliğini tamamen çaldı”
Semih Şukeyr, Esad rejimi hakkında ise şu yorumu yaptı:
“O bizim gençliğimizi aldı; sadece benim değil, bir neslin gençliğini tamamen çaldı. Ülke baskı ve zulüm altındaydı ve bir korku devleti yaratılmıştı. Şimdi görüyoruz ki, toplum hala bu korkunun izlerini taşıyor, her gün bu mirasın etkilerini keşfetmeye devam ediyor. O dönemde rejim, insanları susturmak ve özgürlük talep edenlere karşı şiddet sergilemek için her yolu denedi. Ama şimdi, halkımız bu korkuyu yenmeye ve kendi zaferlerini ilan etmeye başladı. Eski rejimin derin yaralar açtığı, halkın vicdanını ve ülkenin temellerini sarstığı açıkça görülüyor. Çünkü rejimin tek amacı vardı: iktidarda kalmak ve bunu sonuna kadar sürdürmek. Tüm güvenlik güçleri, ordu ve ülkenin kaynakları yalnızca bu iktidarı korumaya hizmet ediyordu.”
“Şarkılarımız, bu zorbalığa karşı direnişin sesi oldu”
Suriye’de iken hayatının başından itibaren rejimin baskısının hissettiğini anlatan Şukeyr, “1980'lerin başından itibaren şarkılar söyledim. Ancak şarkılarımı söylemek, o dönemin otoriter yönetimi altında bir meydan okuma gibiydi. Bu süreci kısa bir şekilde anlatmak zor, çünkü o yıllarda söylediğimiz şarkılar nedeniyle baskıya tanık olduk. Ancak mesajlarımızı iletmek için sembolik bir dil kullanmak zorundaydık, çünkü rejimin baskıcı yöntemlerine karşı açık bir şekilde konuşmak mümkün değildi. Yine de şarkılarımız, bu zorbalığa karşı direnişin sesi oldu” diye konuştu.
Semih Şukeyr Suriye’nin hala bir geçiş sürecinde olduğunu belirterek, “Eminim ki bu süreç sonunda Suriye, medeniyetin, sanatın, müziğin ve her türlü kültürel etkinliğin geliştiği bir yer olacak. Ancak şu anda bu güzelliklerin ortaya çıkmasına izin verilecek mi, bunu bilmek oldukça zor. Şu anda, yeni dönemin sınırlarının nereye kadar uzanacağını henüz bilmiyoruz. Bu hala belirsiz bir süreç, ancak ben iyimserim” ifadelerini kullandı.
Suriye halkının 2011’de rejime karşı özgürlük, eşitlik, onur ve vatandaşlık temelli bir devlet istediklerini anlatan Şukeyr, “Umuyorum ki yakın gelecekte bu talepler hayata geçer ve adımlar bu yönde ilerler” dedi.
“Kürtlerin davası adil bir dava”
Suriye’de birçok Kürt dostu olduğunu kaydeden Şukeyr, “Çok gezdim ve birçok Kürt dost edindim. Şarkılarımın onların hafızasında yer edindiğini görüyorum; bu şarkılarla Kürtlerin mücadelesini destekledim” şeklinde konuştu.
“Kürtlerin davası adil bir dava ve onlar tarihte yaşadıkları zulümlerden arındırılmalı” diyen ünlü sanatçı, “Kürtlerin Suriye mozaiğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle, hepimiz omuz omuza Suriye'nin geleceğini inşa etmek için çalışıyoruz” diye belirtti.
Semih Şukeyr, Kürtlerin rejime karşı duruşunun inkâr edilemez olduğunu belirterek, “Kürt dostlarımızın devrim sürecinde çok büyük bir rolü oldu. Onlar sayesinde biz IŞİD'den kurtulduk. Herkes bunu iyi biliyor ve bu çok değerli bir şey. Bazı taraflar bu başarıyı görmezden gelmeye çalışsa da tarih bunu yazacaktır ve onların rolünü açık bir şekilde kaydedecektir” sözlerini sarf etti.
“Şivan Perwer’i çok seviyorum”
“Kürt müziğini çok seviyorum” diyen sanatçı, “Kürtçenin eşsiz melodilerini ve güçlü seslerini seviyorum. Bunlar, dağların şarkılarından geliyor ve derin bir yankı uyandırıyor. Kürt sanatına büyük saygı duyuyorum. Kürtlerin geçmişten günümüze ruhlarını, kimliklerini ve özgürlük arzularını koruma konusunda eşsiz bir sanat anlayışı var” yorumunu yaptı.
Kürtlerin yaratıcı sanatçılara sahip olduğunu anlatan Şukeyr, “Bir sanatçı olarak devrimin başlarında Şivan Perwer ile bir görüşmem oldu. Görüşmemiz biraz gecikmiş olsa da çok olumluydu. Şimdi onu yakın bir dostum olarak görüyorum. O dönem birlikte Almanya’da bir konser düzenledik” dedi.
Şivan Perwer’i çok sevdiğini dile getiren Şukeyr, “Sözlerini anlamasam da müziği beni derinden etkiliyor. Şarkılarında büyük bir güzellik var” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın