SURİYE’DE YENİDEN SAVAŞ: ‘Türkiye tek başına altından kalkamaz’

Erbil (Rûdaw) – Suriye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendiren diplomat Uluç Özülker, “Bu bir uluslararası savaş değildir. Bu bir iç savaştır. Bu iç savaşın mutlak şekilde daha fazla yayılmadan ve genişlemeden kontrol altına alınması ve tekrar barışçıl yönden Suriye'nin bütünlüğünün sağlanması önem taşımaktadır. Şimdi bu nasıl yapılır? Türkiye'nin tek başına bunun arkasında durup da altından kalkabilme şansı yok” ifadelerini kullandı.

Suriye’de El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam’ın Halep’te kontrolü alması sonrası ülkede yeniden çatışmalar başladı.

Emekli diplomat ve büyükelçi Uluç Özülker, Rûdaw’ın yayınına katılarak son durumu Hevidar Zana'ya değerlendirdi.

Mevcut durumun Suriye’yi bölünmeye götürüp götürmeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlayan Özülker, şunları ifade etti:

“Halihazırda Suriye zaten bütünlüğünü elde tutabilmekte olan bir ülke konumunda değil maalesef. Yani bunu da göz önünde bulundurmak lazım.

Amerika Birleşik Devletleri Suriye'nin yaklaşık üçte birine yakın bir kısmına hakim durumdadır. Burada ciddi bir sıkıntı var. Her halükarda Suriye'nin kendi bütünleşmesi için de hareket etmeyi değil ama kendine burada rezerve etmiş olduğu bir kenara ayırmış olduğu bu bölge itibariyle yeni bir oluşumu desteklemek noktasına taşımaktadır. Bu oluşumun da arkasında esas itibariyle bir bölünme vardır.

“Suriye zaten üçe bölünmüş bir konumda”

Bir yandan ABD, diğer taraftan Rusya'nın buradaki mevcudiyeti ve tutumu… Bunun ötesinde İran'ın bir bütün olarak hem rejim itibariyle Esad yönünden hem de aynı zamanda Suriye yönünden oynamakta olduğu rol. Bunları alt alta yazdığımızda otomatik olarak Suriye'nin zaten üçe bölünmüş bir konumda bulunduğunu da net bir biçimde görebilmekteyiz.”

ABD ve Rusya’nın Suriye’deki pozisyonlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Uluç Özülker, şunları kaydetti:

“Suriye’de büyük bir açmaz var tabiatıyla. Rusya Suriye'ye topyekun gelip oturmuştur. Yani burada Putin'in Esad üzerindeki etkinliğinin ne kadar ileri düzeyde olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama bunun ötesinde Suriye'nin bütünü itibariyle Rusya'nın da yapabileceği fazla bir şey yok.

Burada dikkatimi çeken ve rahatsızlık verecek bir başka konu var. Bakın ABD ile Rusya özellikle Ukrayna üzerinden bir bilek güreşine girmiş vaziyetteler. Ve adeta burada karşılıklı olarak iki başat gücün savaşı var ve günah keçisi olarak seçmiş oldukları da Ukrayna'dır.

“ABD ile Rusya, Suriye’de birbirinin ayağına basmamaya dikkat ediyor”

Dolayısıyla Suriye'ye geldiğimiz zaman bunun böyle olmadığını görüyoruz. Adeta burada ABD ile Rusya birbirinin ayağına basmamaya dikkat ediyorlar. Herhangi bir şekilde Suriye bütününde aralarındaki düşmanlığı sahaya yayarak büyük bir sıkıntı yaratmaktan kaçınıyorlar ve bunun ötesinde de adeta tek değil burada iki ülkenin mutlak hakimiyetine bırakıyorlar. Ama zaten üçüncü bir ülke daha var, İran. Irak, Suriye ve Lübnan itibariyle düşünüldüğünde İran'ın buradaki nüfuzu, buradaki etkinliği, ağırlığını inkar etmek de mümkün değil.

Dolayısıyla biz zamanında Astana'da biliyorsunuz Rusya ve İran'la birlikte Türkiye de katılmak suretiyle özellikle İdlib konusunda ki İdlib'de sonuç itibariyle unutmayalım: Burada nelerin yapılıp nelerin yapılmaması gerektiği hususu Astana toplantısında bu üç ülke tarafından yani Rusya, İran ve Türkiye tarafından karara bağlanmıştı.

Buna riayet edildi mi? Hayır, buna da riayet eden olmadı.”

“Türkiye tek başına altından kalkamaz”

Türkiye’nin tutumuna ilişkin soruyu cevaplayan Özülker, şöyle konuştu:

“Türkiye'nin tutumu fevkalade açık ve net. Şöyle; bu bir uluslararası savaş değildir, öyle bir savaş değildir. Bu bir iç savaştır. Bu iç savaşın mutlak şekilde daha fazla yayılmadan ve genişlemeden kontrol altına alınması ve tekrar barışçıl yönden Suriye'nin bütünlüğünün sağlanması önem taşımaktadır.

Türkiye'nin tutumu bu kadar basit. Şimdi bu nasıl yapılır? Türkiye'nin tek başına bunun arkasında durup da altından kalkabilme şansı maalesef yok.

“Suriye'nin toprak bütünlüğü garanti altına alınmadığı takdirde iç savaş bitmez”

Neden? Çünkü başından beri anlatmaya çalıştığım gibi ABD, Rusya, İran; bu üçlünün kendi içinde ortaya koymuş oldukları politik amaçlardan vazgeçilmediği takdirde, başka bir ifadeyle Suriye'nin toprak bütünlüğü gerçekten garanti altına alınmadığı takdirde burada başlamış olan bu iç savaşın önünü kesmek de mümkün değil.

Yakın bir gelecekte Trump iş başına geldikten sonra İran'ın da bir hedef olarak ortaya konulmuş olabileceğine dair birçok söylemler var, konuşuluyor. Yani bu genişlediği takdirde dünyada bir üçüncü dünya savaşından dahi bahsedilebilen bir noktaya gidildiğini görmekteyiz.

Ama Türkiye'nin tek başına bulunan karşısında durabilmesi mümkün değildir.”