Heyet Tahrir eş-Şam’dan DSG’ye çağrı: Silahlarınızla birlikte Halep’ten çıkabilirsiniz

Erbil (Rûdaw) – Halep’te birçok bölgede kontrolü sağlayan Heyet Tahrir eş-Şam bünyesindeki Askeri Operasyonlar Birimi, DSG'nin Halep'ten silahlarıyla birlikte çekilmesi için çağrıda bulundu. Yapılan açıklamada Kürtlerin Suriye’nin ayrılmaz bir parçası olduğu da vurgulandı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin "terör organizasyonları" listesinde bulunan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) önderliğindeki silahlı grupların bünyesindeki Askeri Operasyonlar Birimi’nden Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) yönelik yapılan çağırıda, DSG’ye bağlı güçlerin Halep’ten silahlarıyla birlikte çıkabilecekleri ifade edildi.

Askeri Operasyonlar Birimi’nden yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bizler, Esad rejiminin zalim güçleriyle savaşıyor ve İran milislerini şehirlerimizden ve köylerimizden uzaklaştırarak halkımızın güvenliğini ve huzur içinde geri dönmelerini sağlıyoruz. Bu çerçevede, Halep şehrinden silahlarınızla birlikte güvenli bir şekilde Kuzeydoğu Suriye'ye çıkmanız için size bir fırsat sunuyoruz.

Bunun karşılığında, Suriye Kürtlerinin, Suriye toplumunun ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu ülkenin diğer tüm halklarıyla eşit haklara sahip olduğunu vurguluyoruz. Şeyh Maksud ve Halep'teki diğer bölgelerde yaşayan Kürt kardeşlerimize, sizin de bizim ailemiz olduğunuzu, haklarınızın bizim haklarımız olduğunu ve sorumluluklarımızın ortak olduğunu belirtmek isteriz. Sizleri korumak ve onurlu bir yaşam sağlamak bizim sorumluluğumuzdur.”

Halep'te neler oluyor?

Suriye'nin İdlib kentini kontrol eden ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin "terör organizasyonları" listesinde bulunan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) önderliğindeki silahlı gruplar, 27 Kasım'da Şam yönetimi kontrolündeki Halep'e geniş bir harekât başlattıklarını duyurdu.

İdlib ile Halep birbirine sınır iki kent. Suriye'nin ikinci büyük kenti olmasının yanı sıra iç savaş öncesinde ülke ekonomisinin kalbi olarak bilinen Halep'te 2016'dan bu yana ilk kez silahlı gruplarla Şam yönetimi arasında çatışma yaşandı. Harekâta, Britanya merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin aktardığına göre Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) da destek veriyor.

Mart 2020'de Rusya ve Türkiye, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ateşkes ilan etmiş; iki ülke ordularının bölgede ortak devriyeler gerçekleştireceği açıklanmıştı. Şu anda bölgede Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait çok sayıda gözlem noktası bulunuyor.

Bölgede silahlı gruplarla Suriye ordusu arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Bölgeden aktarılan bilgilere göre söz konusu silahlı gruplar, ilk 48 saatte 20 kilometreye yakın mesafe kat etti. 29 Kasım'da ise HTŞ liderliğindeki silahlı gruplar Halep'in kalbine girdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi hem silahlı gruplardan hem de Suriye ordusundan çok sayıda kişinin öldüğünü bildirdi. Gözlemevi'ne göre ilk iki günde 120'den fazla HTŞ militanı ve yaklaşık 20 SMO üyesi öldü, Suriye ordusu da 60'tan fazla kayıp verdi.

Türkiye Halep’teki gelişmelere nasıl bakıyor?

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova'nın, silahlı grupların saldırısını "Suriye'nin egemenliğinin ihlali" olarak gördüğünü açıkladı. Peskov, "Biz Suriyeli yetkililerin bölgeye bir an önce düzen getirmesinden ve anayasal düzeni yeniden tesis etmesinden yanayız” dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli de Halep'te yaşanan çatışmalarla ilgili açıklamasında "İdlib'e yönelik son dönemdeki saldırıların" altını çizdi ve "son günlerde yaşanan çatışmaların bölgedeki gerginliği istenmeyen şekilde artırdığına" dikkat çekti. "Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem teşkil etmektedir" diyen Keçeli, "Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Kritik önemdeki M5 yolu hedefte

Resmî kaynaklara göre silahlı gruplar, Halep ile başkent Şam arasındaki ana karayolu kavşağı olan M5'in bir bölümünü kontrol altına almayı başardı. M5, Suriye'nin Ürdün sınırı yakınlarında başlayan ve Türkiye sınırı yakınlarındaki Halep'e kadar uzanan otoyol.

İdlib vilayetini boydan boya kesen ve 450 kilometre uzunluğundaki yol, ülkenin nüfusu en fazla olan dört kentini, Şam, Humus, Hama ve Halep'i birbirine bağlıyor. Savaş öncesinde Suriye'nin ekonomik arterlerinden biri olan M5, ülkenin sanayi merkezlerinden Halep'i de besliyor.

Uzmanlar otoyol aracılığıyla yapılan ticari işlemlerin savaş öncesinde 25 milyon dolarlık günlük hacme sahip olduğunu tahmin ediyor. Otoyol Suriye'nin doğusu ve kuzeyinden ülkenin geri kalan kesimlerine buğday ve pamuk taşımacılığı için kullanılıyor. Ayrıca Ürdün, Suudi Arabistan, Türkiye ve Arap ülkeleriyle ticaret de bu yol üzerinden yapılıyor.

Bölgede hangi güçler bulunuyor?

Suriye, Rusya ve İran; yeni saldırı dalgasının HTŞ destekli silahlı grupların Halep'in kontrolünü tamamen ele geçirmesine yol açabileceğinden endişe ediyor.

İran Devrim Muhafızları'nın önemli komutanlarından Kioumar Pourashemi'nin Halep'teki çatışmaların ilk saatlerinde öldürüldüğü bildirilirken, Rus hava saldırıları özellikle Suriye ordusunun önemli bir akaryakıt üssünün bulunduğu Han Al-Asal'da yoğunlaştı.

Şam yönetimi, Rusya tarafından eğitilen ve eskiden "Kaplan Kuvvetleri" olarak bilinen 25. Özel Kuvvetler Tümeni'ni bölgeye konuşlandırdı. Şam tarafından konuşlandırılan birlikler arasında Filistin Kudüs Tugayı ve Rus yapımı modern T-90 tankları ve T-72'nin geliştirilmiş versiyonlarıyla donanmış 4. Suriye Tümeni yer alıyor.

Yıllardır İdlib'i kontrol eden ve eski adı El-Nusra Cephesi olan, kendilerini cihatçı olarak tanımlayan HTŞ, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin "terör organizasyonları" listesinde bulunuyor. Türkiye de HTŞ'yi "terör örgütü" olarak kabul ediyor.

Türkiye-Suriye normalleşme çabaları

Saldırılar, Türkiye ile Suriye arasında normalleşme çabalarının hızlandığı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme isteğinin dile getirildiği bir dönemde gerçekleşiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak Suudi Arabistan ve Azerbaycan'a yaptığı ziyaretlerin ardından uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada “Hâlâ Esad ile görüşmeyi umuyorum. Çünkü Suriye ile Türkiye arasındaki terör yapılarını yok etmemiz gerekiyor. Suriye’de adil ve kalıcı bir barışın temeli var. Bunu sağlamak için atılacak adımlar net ve açıktır. Normalleşme için Suriye tarafına elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barış ve huzurun kapılarını açacağına inanıyoruz" demişti.

Rusya ile Türkiye arasında anlaşmazlık mı var?

Kremlin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentiyev, geçtiğimiz haftalarda yapılan Astana22 toplantısı sırasında Rus haber ajansı Tass’a verdiği röportajda Türkiye’ye Suriye'de "işgalci güç" demişti. Rusya, kendi güçleri ve İran güçleri dışındaki tüm askerî varlıkları "işgalci" olarak tanımlıyor fakat Astana ortaklığı Moskova'nın Ankara'yı açıktan bu şekilde tanımlamaktan uzak durmasını sağlıyordu.

Öte yandan Esad’ın dün (30 Kasım) Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayid Al Nahyan ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya Es-Sudani’yle telefonda görüştüğü açıklandı.

Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı resmi X hesabından Esad’ın, Al Nahyan’la görüşmesinde şunları dediğini aktardı: “Suriye tüm teröristler ve onların destekçilerine karşı yerleşimleri ve toprak bütünlüğünü korumaya devam ediyor. Müttefikler ve dostların yardımıyla saldırıları ne kadar şiddetli olursa olsun teröristleri mağlup edip ortadan kaldırabilecek kapasitedeyiz.”

Buna karşılık BAE devlet başkanınınsa ülkesinin “terörle mücadelede” Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediğini vurguladığı belirtildi.

Irak başbakanınınsa Esad’a Suriye’ye gerekli tüm desteği sağlamaya hazır olduklarını ilettiği belirtildi.

Irak’tan destek mesajı

Irak Ulusal İstihbarat Konseyi, Irak’ın Suriye halkı ve ordusunun “terörle mücadelesinde” yanında olacağını vurguladı. Konsey, Suriye’de yaşanan olayların "terör eylemleri" olduğunu belirtti.

Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci’nin ofisinden yapılan açıklamaya göre, Ulusal İstihbarat Konseyi, bugünkü toplantısında bölgede yaşanan son gelişmeleri, Irak ulusal güvenliğini ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi.

Açıklamada, Suriye’deki son olayların yaratabileceği tehditler ele alınarak, Irak ulusal güvenliğini korumak için alınması gereken önlemler masaya yatırıldı.

"Suriye’de yaşananların terör eylemleri olduğu" vurgulanan açıklamada, “Irak, kardeş Suriye halkı ve cesur ordusunun terörle mücadelesinde yanında duracaktır” ifadelerine yer verildi.

Konseyin, toplantıda ele alınan önerileri Irak Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı’na sunacağı bildirildi.