‘Irak’ta Şii milisler arasında iç savaş olasılığı çok yüksek’

Erbil (Rûdaw) – Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis, İran’ın Irak ve bölgedeki projelerinin “yüreği” olarak biliniyordu. ABD Harp Akademisi Terörle Mücadele Merkezi dergisi CTC Sentinel, her iki Şii komutanın öldürülmesi ile Irak’ta Şii milisler içerisinde büyük sorunların patlak verileceğini savunan bir araştırmaya yazısına yer verdi.

Washington Enstitüsü’nde görevli yakın doğu askeri ve güvenlik konularında uzman akademisyen Michale Knights, ABD Harp Akademisi Terörle Mücadele Merkezi dergisi CTC Sentinel’de, “Süleymani öldü; Irak’ta İran destekli Şii milislere kalan yol” başlıklı inceleme yazısında, İran Devrim Muhafızları’na bağlşı Kurdüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Heşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in öldürülmesinden sonraki süreçte Heşdi Şabi’yi nasıl bir sürecin beklediğini analiz etti.

Michale Knights, bu raporu hazırlamak için son iki yıl içerisinde 6 defa Irak’ı ziyaret edrek 60’tan fazla Iraklı üst düzey askeri ve siyasi şahsiyet ve ticari figürle görüştü. Görüşülen kişiler arasında, çoğu İran ile güçlü bağları olan Şii liderler ve kıdemli politikacılardı. Birçoğu ile birden çok kez görüşülerek çok detaylı notlar alındı. Tüm görüşmelerin, sözkonusu kişilerin güvenliği göz önünde bulundurularak gizli kalmasına büyük özen gösterildi.

Eylül 2019: Tahran yanlısı milislerin Irak'ta mutlak hakimiyeti

Knights’in hazırladığı raporun özeti şöyle:

Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis’in öldürülmesi, Irak'ta İran destekli milislerin tam da merkezinde yer aldığı ve aylar süren hükümet karşıtı protestoların Irak devletinin kontrolünü sarsmasından sonra gerçekleşti. Protestolardan önce Şii milisler güçlerinin zirvesindeydi.

Ağustos 2019'da, 60 bin milise sahip eşi görülmemiş boyut ve nüfuza sahip olan Kataib Hizbullah (Kasım Süleymani’nin kurduğu ve başkanlığını Kays Gazali’nin yürüttüğü Heşdi Şabi grubu), İran’ın Irak'taki nüfuzun merkezi sinir sistemi idi.

ABD, 3 Ocak'ta hava saldırısında Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis’i öldürmeden 5 gün önce Kataib Hizbullah’ın 25 yöneticisini öldürdü. Dolayısıyla, bu saldırıların ardında örgütün “merkezi sinir sistemi” de ciddi şekilde çöktü.

Bağdat'taki üst düzey siyasi liderler, Irak Başbakanlık Ofisi'nin, Eylül 2019’da tamamen Şii milislerin denetiminde olduğunu söylüyor. Öyle ki, İran Devrim Muhafızları’na yakınlığı ile bilinen Ebu Cihad’ın (Muhammed al-Haşimi), bu amaçla Başbakanlık Meclisi Başkanlığına getirildiği belirtiliyor. Başbakanlık ofisinin güvenlik ve idari işlerinin de ordu içerisindeki Heşdi Şabi milisleri tarafından yönetildiği ifade ediliyor.  

Bunun yanı sıra Ebu Mehdi Mühendis, eski başbakan Abdulmehdi ile milis güçler arasında güvensizlik tohumu ekmişti. Öyle ki Terörle Mücadele Servisi ile Irak Ulusal İstihbarat Servisi'nin başbakana karşı komplo kurdukları konusunda endişe yarattı.

İran destekli milisler, doğrudan kendilerine, İran'ın çıkarlarına ve Lübnan Hizbullah'ına fayda sağlayan ticari meselelerde de baskındı. Bu sayede ABD tarafından terörist olarak tanınan Kataib Imam Ali grubunun kurucusu Shibl el-Zaydi, Irak'ın en zengin adamlarından biri haline geldi. Lübnan Hizbullahı bu şekilde Irak’ta sayısız ihale aldı.

Milislerin desteklediği işadamları tarafından işletilen en az dört özel banka da dolar tahvil ederek İran için nakit para güvenliğini sağlayadı. Ayrıca her ay onlarca milyon doları “hayali” milislerin maaşı olarak tahsis etti. Milisler Irak’taki Najma, Qayyarah, Pulkhana ve Alas gibi küçük petrol yataklarının da kontrolünü sağladı.

Basra'daki milisler de lojistik ve nakliye şirketlerini kontrol ederek İran’a uygulanan ambargo sürecinde İran’ın ham petrolünü Irak ham petrolü ihraç ederek, hem gümrükten kaçmış ve hem de ülkeye gelen mallar için vergi almış.

Eylül 2019'a kadar İran destekli milisler, ABD öncülüğündeki koalisyonun Irak'ta IŞİD’e karşı savaşta Irak güvenlik güçlerinin profesyonelleştirilmesine harcanan yardımların yerine ulaşmasını engellemiştir. 22 Mart 2019'dan itibaren, Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Falah Fayyaz, Ebu Mehdi Mühendis’in talimatıyla, koalisyonun Sünni aşiret güçlerine yardımlarını kesti.

Aynı dönemde Bedir Tugayları Irak Sivil Havacılık Kurumu’na el koydu ve hava sahasını koalisyonun uçuşlarına kapatmaya başladı. Irak ordusu komutanlarına, ABD’li danışmanların operasyona katılmaması için baskı yapıldı.

Koalisyon üslerine yönelik taciz atışları düzenlendi. Bu arada İran destekli milisler, Başbakanlık Ofisi’nin Irak'ın en deneyimli komutanlarından bazılarını görevden uzaklaştırmak için kullandı. Irak'ın en beğenilen muharebe komutanı Terörle Mücadele Komutanlığı Komutanı Korgeneral Abdal Wahab al-Saadi dahil, birçok subay görevden alındı.

Irak'ta güç dengesini göz önüne alındığında, Mühendis’in siyasette egemenliğine zıt paralelde İran destekli grupların bütçe payı azalıyordu.

Ekim 2019: Milislerin en kritik sınavı

İran destekli milisler güçlerinin zirvesine ulaştıklarında, ilk büyük sınavlarını Irak’ta boy veren gösteriler karşısında verdiler. Bu aynı zamanda onların krizler karşısında nasıl durduklarını gösteren bir sınavdı.

Ekim 2019'un başlarında, Bağdat'ın lüks Cadriya semtindeki villalarda bir araya gelen hükümet ve Heşdi Şabi üst düzey yetkilileri göstericilere karşı “Kriz Masası” oluşturdu.

El-Muhandis'in bireysel kadroları, protestoculara yönelik operasyonel yönetiminin çoğunu üstlendi ve Abu Zeyneb al-Lami, bu görevin öncülüğünü yaptı. Bu grupta yer alan her bir yönetici, protestoculara karşı ayrı bir görev üstlendi. İstihbarat Müdürü İman el Bahali, gösteriye katılan sivil toplum aktivistlerinin ve gazetecilerin isimlerini listeledi.

Protestoları bastırmak Ebu Mehdi Mühendis ve İran destekli milislerin öngördüğü dakad hızlı ve kolay bir operasyon değildi. Milisler ve protestocular arasında yer yer çatışmalar yaşandı, ayrıca Mukteda Sadr’ın taraftarları ile de yoğun bir çekişme yaşandı.Kataib Al-İmam Ali’nin ünlü savaşçı Ebu Azrail, Bağdat'taki protestocular tarafından yaralandı.

İki öncü devin öldürülmesinin etkileri

Irak’ta milislere öncülük eden iki devinin (Süleymani ve Mühendis’in) eşzamanlı olarak öldürülmesi açıkça diğer milis liderlerini de şok etti. 3 Ocak 2020’deki hava saldırısını izleyen haftalarda Şii milis gruplarının liderleri daha çok kendilerini gizlemeyi yeğledi ve kamuya açık yerlerde görünmedi. Shibl al-Zaydi bu süreçte Lübnan'daydı ve sadece Ebu Mehdi Mühendis’in cenaze töreni için Irak'a döndü.

Süleymani ve Mühendis’i aynı anda kaybetmek Irak'taki milis sisteminde derin ve kapsamlı bir aksamaya neden olacaktır. İki isim de tek bir birim gibi çalıştı. Mühendis sürekli taraflarla diyalog halindeydi ve eğer bir yerde birileri “taş kafalılık” yaparsa birlikte hallederlerdi.

İran’ın dini lideri Ali Hamaney tarafından desteklenen Süleymani’nin ve Ebu Mehdi Mühendis’in yerini doldurmak milisler için hiç de kolay olmayacak. Hiç bir milis lideri ikisinin benzersiz bir kombinasyonuna sahip değil.

Yeni Kurdüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Qaani de Süleymani’nin oyun kitabını iyi biliyordu, ancak ondan daha karizmatik değil ve ayrıca Iraklılara yabancı, Arapça bilmiyor. O sadece İran'ın doğu cephesi hakkında daha çok bilgi sahibi.

İran’ın Bağdat Büyükelçisi İrece Mescidi’yi diplomatik dokunulmazlığı nedeniyle boşluğu doldurmak için kullanmak kumar olabilir. Bu durumda potansiyel bir takviye, Kurdüs Gücü’nün Iraklı milislerle de daha önce deneyime sahip olan “Yemen'deki adamı” Abdul Reza Shahlai olabilir. Ayrıca Muhammed Hüseyinzade Hicazi de Kasım Süleymani’nin bazı görevlerini üstlenebilir. Zira Hicazi, Arap dünyasında, özellikle Lübnan'da, Katar'da daha fazla deneyime sahip.

Fakat durum Iraklı milisler açısından benzer değil. Ebu Mehdi Mühendis’in yeri kolayca doldurulamaz. Mühendis, gerek Süleymani’nden aldığı güçlü destek nedeniyle, gerekse kişisel özellikleri ile diğer milis liderlerinden ve siyasi liderlerin çoğundan çok daha ağır bastı. Mühendis, en yakın arkadaşı Bedir Komutanı Hadi Amiri'den çok daha etkili, zeki ve korkutucuydu. Ne Amiri ne de Mukteda Sadr onlar gibi Heşdi Şabi’yi oluşturan 50 grubu idare edemez.

Kağıt üzerinde Sadr'ın bir direniş cephesine dahil edilmesi mantıklı görünüyor. ABD yetkilileriyle görüşmeyi sürekli reddetti ve taraftarlarının bunu yapmasını yasakladı, üstelik sürekli Irak'tan yabancı güçlerin çıkarılmasını istedi. Fakat sonuçta Sadr da bir gün Irak'ta İran tarzı Vilayeti Faqih sistemi kurmak isteyebilir. O kensine Ali Hamaney’i ve Hizbullah ldieri Hasan Nasrallah'ı rakip görür, Hadi Amiri’yi değil. Sadr, Nuri Maliki ve Kays Gazali’yi de düşman görüyor. Ayrıca Sadrcılar Bağdat’taki gösterilere destek verdi ve çok sayıda kayıp da verdi.

Ebu Mehdi Mühendis ve Ebu Cihad tarafından hükümet içerisinde tasarlanan konsolidasyon planı, eşsiz Süleymani-Mühendis güç tabanı etrafında inşa edildi ve şimdi bu konsolidasyon durma noktasına gelebilir.

Mühendis Başbakanlık Ofisi içerisinde finans, idare, iç güvenlik, istihbarat, dini işler ve özel silahlar gibi kilit müdürlüklere ona sadık kişileri atamıştı. Hükümet içerisindeki bu konsolidasyon süreci, öldükleri zaman da başarıyla ilerliyordu ve 2.1 milyar doları aşan bir bütçeye sahiptiler. Şimdi milis gücünün bu süreci yönetememezi daha büyük uyumsuzluğa ve düzensizliğe yol açacaktır. Mühendis ve Süleymani’nin haleflerini belirlemek öyle kolay olmayacak.

Milislerin bundan sonraki durumu

Önceki bölümde özetlenen nedenlerden dolayı, Heşdi Şabi içindeki güç dengesinin yerleşmesi birkaç yılı alabilir. Çünkü bu milis druplarının komuta yapısı olağanüstü karmaşık ve yönetilmesi zordur.

Süleymani ve Mühendis bile milisleri kısmen aynı hizada ve dengede tutmak için olağanüstü çaba sarfediyordu. Şimdi bu gruplar arasında iç savaş için güçlü bir potansiyel var.

Mühendis, bu dengeyi sağlamak için Kataib Hizbullah ve Kataib İmam Ali gibi grupları Bedir Tugayları’nın hakim olduğu Kerkük, Tuz Hurmatu, Tel Afar, ve Diyala’ya göndermişti. Şimdi Bedir Tugayları, Mühendis’ten kopuşun en yüksek profil örneği olan Ebu Ridha Yılmaz al-Najjar gibi inatçı Türkmen milis liderlerini görevlendirerek Irak'ın en büyük milis grubu konumunu geri kazanmaya çalışabilir. Buna karşın Hadi Amiri’nin rakipleri (Abu Muntadher, Abu Turab ve diğerleri) Bedir Tugayları ile işbirliği yapabilir.

Muhtemelen Kataib Hizbullah, İran Devrim Muhafızları’na en yakın grup olarak kalacak. Hakkında çok az ayrıntı bilinen Kataib Hizbullah'ın liderliğini ve yapısı hakkında çok daha çok inceleme yapmak gerekiyor.

Kataib İmam Ali ve Asayib Ahli Hak gibi büyük gruplar da ABD tarafından namlunun ucunda sayılan gruplar. ABD bu grupları tehdit eder ve yaptırım uygularsa kaybedecekleri çok şey olur.

7 Ocak’ta Irak Parlamentosu yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması yönünde oy çokluğuyla bir karar aldı. Ancak bu otruma Parlamentonun çoğunluğu katılmadı. 329 sandalyeli Parlamentoda, Kürt ve Sünnilerin katılmayı reddettiği oturumda bu karar alındı.

ABD kuvvetlerinin parlamento kararıyla Irak'tan çıkarılması, gelecekte de zor gibi görünüyor. Ancak buna alternatif olarak ABD kuvvetlerine saldırılarla caydırıcı olmayı deneyeceklerdir. İran ve ABD arasındaki genel savaştan yoksun olan tüm senaryolarda da İran destekli milisler için güçlerini korumak öncelikli olabilir.

Eylül 2019'da güçlü siyasi, ekonomik ve askeri bir mekanizma olan bu örgütsel yapı bir gecede ortadan kalkmayacak. Ama, bankacılık, taahhüt, mülkiyet, petrol kaçakçılığı ve döviz borsalarında olmak üzere ekonomik güç tabanlarını mafya tipi savunmak için de büyük çaba gösterecekler. Yukarıda açıklanan tüm bu durumlar da, Irak kentlerinde milislerin açıktan varlığının azaltılmasını hızlandırabilir, bu da geniş bir siyasi, dini ve kamusal destekle olur.