İşte tüm detaylar; İran eski bakan yardımcısını neden idam etti?

14-01-2023
Etiketler Ali Rıza Ekberi İran İngiltere İdam
A+ A-

Haber Merkezi - İran'da ülkenin hassas ve stratejik merkezlerinin bilgilerini İngiliz Gizli İstihbarat Servisi'ne aktarmakla suçlanan eski Savunma Bakan Yardımcısı Ali Rıza Ekberi idam edildi. İran basını Ekberi’ye yöneltilen suçlamaları kalem kalem yazdı.

İran Yargı Erkine bağlı Mizan Haber Ajansı, Ali Rıza Ekberi’nin "İngiltere hükümetinin istihbarat servisi adına casusluk yapmak suretiyle ülkenin iç ve dış güvenliğine karşı kapsamlı faaliyette bulunmak ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak suçlamasıyla idam cezasına çarptırıldığını” bildirdi.

Haberde, Ekberi'nin İngiliz istihbarat servisinin ajanlarıyla defalarca görüşme yaptığı ve bu görüşmeler sırasında İranlı bilim insanlarının da aralarında olduğu 178 kişi hakkındaki bilgileri para karşılığında İngiliz ajanlarına sunduğunun tespit edildiği aktarıldı.

Ekberi'nin, İngiliz ajanlarla görüşmelerinde, 27 Kasım 2020'de başkent Tahran'da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden bilim insanı Muhsin Fahrizade'yi "teknik düzeyde kilit bir isim" olarak tanıttığı bilgisine yer verildi.

“İngiliz istihbaratının en önemli casuslarından biri"

İran İtlaat (İstihbarat) Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ekberi'nin ülkenin hassas ve stratejik merkezlerinin bilgilerini "MI6" olarak bilinen İngiltere'nin Gizli İstihbarat Servisine (SIS) aktardığının tespit edildiği ifade edildi.

Açıklamada, Ekberi, "İran'ın stratejik kurumları hakkında önemli bilgiler toplayan ve topladığı bilgileri birçok kez tamamen bilinçli ve hedefli şekilde İngiliz istihbaratına sunan Gizli İstihbarat Servisinin en önemli casuslarından biri" olarak nitelendirilmişti.

İran-İngiltere çifte vatandaşlığına sahip olan Ekberi'nin ne zaman tutuklandığı belirtilmese de ülke medyasında 2019-2020 yılları arasında MI6 adına casuslukla suçlanarak tutuklandığı bilgilerine yer verilmişti.

İran’da Deverim Muhafızları Ordusu’na ait yarı resmi Mehr Haber Ajansı , 21 Aralık'ta Yargıtay tarafından, “casusluk” suçuyla tutuklanan Ekberi’nin neden idam edildiğini ayrıntıları ile yazdı.

Haberde, Ekberi’nin, “İmam-ı Zaman'ın isimsiz askerleri tarafından uzun süreli teknik takip operasyonları neticesinde tutuklandığı” belirtildi.

Ekbari'nin ülkenin bazı hassas merkezlerine özel erişimi

Ekberi’nin, ülkenin bazı hassas merkezlerine erişimi olduğu ve aynı zamanda elde ettiği bilgileri “düşmanın casus servisine defalarca ilettiği” ifade edilen haberde, “Tahran'daki İngiliz büyükelçiliğinden vize alma sürecinde bu casus, büyükelçilikte konuşlu istihbarat ajanları ile görüştü, kişisel olarak Avrupa'ya yaptığı gezilerde İngilizler için çalıştı” denildi.

Mehr’e göre Ekberi, konumunun ve erişiminin önemi nedeniyle, "MI6" olarak bilinen İngiltere'nin Gizli İstihbarat Servisinin (SIS) kilit casusu haline geldi.

Buna göre Ekberi, ülkeyi terk edip İngiltere'de kaldıktan sonra Londra'daki eğitim kurumlarıyla işbirliği yapmaya başladı ve İran'da iken topladığı bilgileri İngilizlere verdi.

Haberde, Ekberi’nin İngiliz gizli servisiyle iletişimi, biri 2003'ten 2008'e kadar ve ardından ülkeden kaçıp tekrar oraya döndükten sonra olmak üzere iki aşamaya ayırıldı.

Ekberi, MI6’ya nasıl alındı?

Ekberi'nin İngiliz gizli servisiyle bağlantısını önce iş bağlantıları sonra da araştırma bahanesiyle kurduğu öne sürülüyor.

Ajans, Ekberi’nin Avusturya'ya giderek Mark lakaplı bir MI6 istihbarat subayı ile ilk görüşmesini yaptığını yazdı.

Haberde Ekberi’nin İngilizlerle ilişkisinin eski arasında Büyükelçi Richard Dalton (2003 ve 2006 yılları) döneminde başladığı da belirtiliyor. Tahran'daki İngiliz büyükelçisi ve Tahran Enstitüsü'nde Ekberi ile yaptığı görüşmede İngiltere'deki kurumlarla iletişim ve diyalog kurabileceğini tavsiye etti.

Daha sonra, büyükelçilik tarafından VIP vizesi verilen Ekberi, İngiltere'ye gitti ve burada İngiliz istihbarat görevlisi ile görüştü.

Farklı ülkelerdeki İngiliz istihbarat servisi görevlileriyle görüşme

Mehr’e göre, 2008 yılına kadar tamamen yurt dışında olan Ekberi, aralarında İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya, Avusturya, Malezya ve BAE'nin de bulunduğu farklı ülkelerde çok sayıda İngiliz istihbarat görevlisi ile görüştü ve “düşman istihbarat görevlileri”, çeşitli vesilelerle Ekberi ile görüştüler.

İlk görüşmelerde İngiliz istihbarat subayı kendisini Focus adlı bir araştırma enstitüsünün araştırma avukatı olarak tanıttı ve bir süre sonra istihbarat ajanı kimliğini ortaya çıkardı.

2006 yılında, o dönemde ziyaret sayısının sınırlı olması nedeniyle George adlı İngiliz istihbarat subayı, güvenli bağlantı kurmak ve Ekberi'nin durumundan haberdar olmak için kendisine bir Apple laptop hediye etti.

Ekberi, bu ziyaretleri sırasında iç ve dış politika alanındaki stratejik konular, bölgesel, savunma, füze, nükleer müzakereler ve yaptırımlara ilişkin ekonomik konularda ülkenin önemli bilgilerini toplayarak tam bilgili ve hedefli bir şekilde İngiliz istihbarat görevlilerine iletti.

Ajansa göre, Ekberi ile görüşen MI6 elemanları George, Marco, Jessica, Colin, David gibi takma adlar kullanarak kendisi ile çeşitli toplantılar yaptı.

İtiraf etti

MI6 istihbarat görevliler ile görüşmelerinde Ekberi’ye iki binden fazla soru soruldu.

Ekberi, İngiliz gizli servisiyle işbirliği yaptığı süre boyunca ülke yetkilileriyle sık sık görüşerek çeşitli konularda görüşlerini alıp servise ilettiğini söyledi.

İngiliz istihbarat görevlilerinin yönelttiği sorularda yaklaşık 178 isimden bahsedildi. Ekberi, 27 Kasım 2020'de başkent Tahran'da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden bilim insanı Muhsin Fahrizade'yi "teknik düzeyde kilit bir isim" olarak tanıttı.

Haberde Ekberi’nin İngiliz istihbarat görevlileriyle yaptığı tüm görüşmelerde özel güvenlik tedbirleri aldığı yazıldı. MI6 ile işbirliği yaptığı yıllarda kendisine hediyeler ve büyük meblağlarda paralar verildiği belirtildi.

“Sahte felç” senaryosu

Mehr’de yer alan diğer bilgiler ise şu şekilde:

Ekberi, 2008 yılında bir İngiliz istihbarat görevlisinin tavsiyesi ve bir irtibatın yardımıyla ülkeyi terk etti. İlk başta ülkeyi tamamen terk etmek istemedi, ancak Dubai'deki İngiliz gizli servisi subayı onu ikna etti.

2008 yılında Ekberi, bir iş gezisi bahanesiyle ülkeyi terk etti ve Viyana'ya gitti. Viyana'dayken, önceden bir planla “sahte bir senaryo” uygulandı. İstihbarat görevlisi, planın nasıl uygulanacağını ayrıntılı olarak Ekberi’ye anlattı ve ona felç geçirmiş bir insan rolünü nasıl oynayacağını öğretti.

Ekberi, kaldığı otelde resepsiyona kendisini iyi hissetmediğini ve acil yardıma ihtiyacı olduğunu bildirdi. Memurun kendisine anlattığı gibi hastaneye kaldırılana kadar nasıl davranması gerekiyors aöyle yaptı ve hakkında “felç” tanısı konuldu.

Bu plan birkaç amaç için tasarlandı, birincisi, kendisinin ve ailesinin İran'dan ayrılışını normalleştirmek, ikincisi, Ekberi'nin tedavi için Avrupa'da kalışını haklı çıkarmak için.

Ekberi’nin ailesi istihbarat tedbirleriyle önce Viyana'ya sonra İspanya'ya geçti ve son olarak ailesiyle birlikte İngiltere'ye yerleşti.

Ekberi İngiliz istihbarat görevlilerinin yardımıyla Avrupa'nın farklı ülkelerine nakledildi, tüm masrafları üstlenildi. Ayrıca Avrupa'da kaldığı süre boyunca İran'a seyahat etmemesi, İranlı insanlarla bağlantı kurmaması, araştırma ve iş çalışmalarına odaklanması ve İran'a seyahat etmesi durumunda önemli kişilerle görüşmemesi şiddetle tavsiye edildi.

Habere göre Ekberinin oğlu, MI6'nın yardımı ile London College'a kabul edildi. İkamet, yerleşim, araç, ev eşyası ve aylık giderler gibi masrafları da İngiliz istihbaratı tarafından karşılandı.

MI6'nın özel desteğiyle İngiliz vatandaşlığı aldı

Ali Rıza Ekberi , İngiliz Dış İstihbarat Teşkilatının işbirliğiyle bu ülkenin vatandaşlığını aldı. Ekberi’nin vatandaşlığa alınması için İngiliz formaliteleri ve yasal prosedürler terk edildi.

Hatta “life in the UK test” adı verilen özel İngiliz ikamet sınavına girmedi ancak formunda bu sınava girdiği belirtildi. Yine iddiaya göre Ekberi İngiltere Kraliçesi'ne özel bir törenle sadakat yemini de etti.

Bu törenle ilgili itiraflarında Ekberi şunları anlattı:

“İstihbarat görevlisi ‘Jessica’, benden sadece birkaç basit sorunun sorulacağı bir toplantıya katılmamı istedi. Söz verilen günde Londra'ya gittim ve Jessica ile Londra'nın merkezindeki küçük bir ofis binasına gittik. Odada İngiliz bayrakları ve Kraliçe'nin bir resmi vardı. Bana bazı sorular soruldu. Jessica'ya ne söylemem gerektiğini sordum. Jessica, İngiltere Kraliçesi'nin adını söylemen gerektiğini söyledi. Tam adını yüksek sesle söyleyin, ben de söyledim.”

Habere göre Ekberi’ye özel ayrıcalıklar tanındı, ona ILR vizesi ve daimi ikamet kartı verildi. ILR, "Süresiz kalma izni" anlamına geliyor. ILR'ye sahip olan biri, Birleşik Krallık'ta istediği zaman yaşama, çalışma ve eğitim görme iznine sahiptir.

Ekberi İngiliz vatandaşlığı aldığı halde MI6'nın tavsiyesi üzerine ILR kartını kullandı. Ekberi’nin İngiliz pasaportu kullanması kesinlikle yasaktı. Ayrıca İran'a seyahat ederken İngiliz pasaportunu yanında taşımamasını tavsiye edildi.

Ekberi itirafının bir bölümünde, “İngiliz pasaportu kullanırsam pasaportuma İran güvenlik sistemi tarafından erişilebilir ve İngilizler tarafından da tespit edilebilir ve tehlikeli olabilirdi. Avrupa ülkelerine seyahat ederken bile İngiliz pasaportumu asla kullanmamamı, ILR vizemi ve İran pasaportumu kullanmamı vurguladılar. İngiliz pasaportum olduğunu aileme bile söylememeliydim ki bu çok tehlikeliydi” diye anlattı.

İngiliz bankasında özel bir hesap

Ali Rıza Ekberi’ye, MI6 yardımıyla ünlü İngiliz bankası HSBC'de hesap açıldı. Hesabı açarken istihbarat görevlisi yanındaydı. Banka memuru formları onun için doldurdu ve o sadece imzaladı.

İngiliz vatandaşlığı alan Ekberi, İran’a döndükten sonra “İmam-ı Zaman'ın isimsiz askerleri” tarafından tutuklandı.

İddianasi hazırlandıktan sonra dosya mahkemeye sevk edildi ve Ekberi avukatının katılımıyla duruşmalarda hazır bulundu.

Ekberi’nin itirazı ve temyizinin ardından dosya Yargıtay'da yeniden görüldü ve itirazı reddedildikten sonra idam edildi.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli