Auschwitz kampından ABD başkanlarının terziliğine uzanan bir yol hikayesi

28-04-2024
Etiketler Martin Greenfield Auschwitz Nazi Yahudi terzi
A+ A-

Haber Merkezi - Çocuk yaşta ailesi ile birlikte Auschwitz'e gönderilen, gardiyanların kıyafetlerini temizlerken yanlışlıkla bir gömleğin yakasını zedelemesi sonucu dayak yemişti. Greenfield’in hayatı, yaşlı bir mahkûmun ona bu gömleğin yakasını tamir etmesi için yardım etmesiyle değişti.

Onardığı ve yüzüne fırlatılan gömleği, tutsakların tek tip çizgili kıyafetlerinin altına giyen Greenfield, bunun özel ayrıcalıklar anlamına geldiğini anladığı an, daha özgür hareket edebildiğini fark etti. 1945'te 16 yaşındayken serbest bırakılan Greenfield cebinde 10 dolarla New York'a giden bir gemiye bindi ve Brooklyn'deki bir giyim fabrikasında iş buldu. 30 yıl sonra o fabrikayı satın aldı ve işletmeye kendi adını verdi. 

Greenfield, aralarında ilk Başkan Eisenhower, Gerald Ford, Bill Clinton, Barack Obama, Donald Trump ve Joe Biden olmak üzere Amerikalıların’’boyunun ölçüsü’’nü alan ünlü bir terzi oldu. Ayrıca Frank Sinatra, Michael Jackson, Denzel Washington ve Kobe Bryant gibi spor ve gösteri dünyasının en büyük isimleri ve daha nicelerinin başvurduğu bir kişi oldu. Greenfield, Measure of a Man From Auschwitz Survivor to Presidents Tailor” adlı anı kitapta, " Nazi kampında o gömleği giydiğim an, kıyafetlerin ne tür bir güce sahip olduğunu öğrendiğim gündü" diyor.

“Adamı adam yapan kıyafetlerdir’’ derler. Martin Greenfield bunu başkanların ve Hollywood yıldızlarının terzisi olmadan çok önce öğrenmişti. Holokost'tan sağ kurtulan ve dünyanın en güçlü adamlarıyla boy ölçüşmesi gerektiğini bilen bu çocuk geçen ay, New York Manhasset'te 95 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Martin Greenfield'in hikayesi

Auschwitz toplama kampında yetersiz olarak beslenen Yahudi bir çocuğun tuvalette, Nazi askerlerinin gömleklerindeki lekeleri çıkarmak için ovuşturduğu leğenlerde başlıyor.

Bir gün biraz fazla sert ovması sonucu bir gömleğin yakasında yırtık oluşmasına neden oldu. Kamp gardiyanı hatayı fark ettiğinde yırtık gömleği çocuğa fırlattı ve onu dövdü, bu ara gömleği onarması için yaşlı bir mahkûm ona yardım etti. Çocuk aklı bu ya: Onu büyük bir hevesle çizgili hapishane üniformasının altına giydi ve kamptaki konumu değişti. Biraz daha özgürce hareket etmesine izin veriliyor gibi bir hava oluşmuştu. 

Örneğin; hastane mutfağında görev başındayken sınırlı yiyecek porsiyonlarından fazlaca aldığında kimse itiraz etmiyordu. Naziler’de bunu ekstradan yetkilendirme gibi algılamıştı; ona önemli, hafife alınamayacak öldürülmesinde acele edilmeyecek biri gözüyle bakıyorlardı. Bu ara başka bir gömlek bulmayı da başardı, gömlekleri değiştirerek giyiyor ve bir gardırop bile ayarlamıştı.

Tuvaletteki çocuk, “giysiler güç verir” dersini asla unutmadı. Yıpranmış Nazi gömlekleri, belki de Amerika'nın en ünlü terzisi olma yolundaki taşların döşenmesinde belirleyici oldu.

O zamanlar Çekoslovakya'da bulunan Pavlovo'da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Maximilian Grünfeld, Holokost'ta babasını, annesini, iki kız kardeşini ve bir erkek kardeşini kaybetti. Kurtulduktan sonra tek başına Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti ve adını Martin Greenfield olarak değiştirdi.

Greenfield ortadaki

Foto: Greenfield, Çekoslovakya'nın Pavlovo kentinde çocukluğunda (ortadaki) Maximilian Grünfeld olarak biliniyordu. 1934'te (soldan sağa) kız kardeşi Rivka, annesi Tzyvia, babası Joseph ve kız kardeşi Simcha. Max, Holokost'tan sağ kurtulan tek kişiydi. Fotografta yer almayan Sruel Baer adında bir erkek kardeşi de hayatını kaybetti.

New York'taki Brooklyn terzihanelerinde çırak olarak iş buldu. Orada terzilik sanatının ölçüsünü, kesmekten, terzi tebeşirine, dikmeye, ütülemeye ve tamirat yapmaya kadar her şeyi sıfırdan öğrendi. Toplama kampında geçirdiği süre ona özel becerilere sahip bir işçiden vazgeçilmesinin zor olduğunu öğretmişti. İşleri ilerletti ve firmanın müdavimleri olan Frank Sinatra ve Sammy Davis Jr. gibi ünlü müşterileriyle tanıştı.

Amerika Birleşik Devletleri'ne geldikten 30 yıl sonra fabrikayı devraldı ve adını Martin Greenfield Clothiers olarak değiştirdi. Tekstil endüstrisi fabrika yapımı konfeksiyon işlere kayarken o, zamanın ruhuna meydan okuyarak özel dikim giysilere sadık kaldı. Daha sonra müşteri çevresi son derece ayrıcalıklı kesimler arasında oluşmaya başladı.

Foto: Greenfield, ikinci sırada ortadaki. Mülteci olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne göç ettiği 1947'de, yerinden edilmiş kişiler için kimliği belirsiz bir kampta geçici güvenli bir sığınak buldu.

Müşteriler arasında Paul Newman, Martin Scorsese, Al Pacino ve Leonardo DiCaprio, Kobe Bryant ve LeBron James gibi ünlüler vardı. Terzi ayrıca "Muhteşem Gatsby", "Wall Street'in Kurdu" ve "Argo" gibi filmlere de kostüm sağladı. Joaquin Phoenix'in "Joker" filmindeki parlak kırmızı takımı ve ateş sarısı yeleği Martin Greenfield Clothiers'tan geldi.

Herkes ölçüm yapmak için saatler harcamaya istekli değildi, ancak Greenfield bu tarzından taviz vermeyi reddetti. Kendisi, Obama'nın Ağustos 2014'teki parlak yazlık takımının arkasındaki tasarımcıydı; bu takım, başkanın olağan koyu gri veya lacivert skalasından o kadar sapmıştı ki, medya bir basın toplantısının ardından onu alaya almıştı. Şöyle ki:

ABD Başkanı Barack Obama Beyaz Saray'da gündeme dair düzenlediği basın toplantısında Rusya-Ukrayna ilişkileri, IŞİD'e düzenlenen operasyon ve Suriye hakkında önemli konulara değindi. Ancak basın toplantısından sonra konuşulan tek konu ABD Başkanı'nın bej renkli takım elbisesi oldu. 

Obama'nın takım elbisesi için o zamanki adıyla Twitter hesabı açıldı. "Obama's Tan Suit"adıyla açılan hesap kısa bir süre içerisinde Twitter tarafından askıya alındı.

Twitter kullanıcıları her zaman koyu renk tercih eden Obama'yı bej renkli takım elbisesi nedeniyle ağır bir dille eleştirdi. ABD Başkanı konuşmaya başladıktan kısa süre sonra, hakkında binlerce kişinin yorum yaptığı takım elbisenin yapılan açıklamalara uygun olmadığı eleştirileri yapıldı.

Bu bej takım elbise IŞİD’i korkutmaya yetmez.

Takım elbiseyi beğenmeyen Amerikalılar, "Suitgate" (Takım Elbise Skandalı) etiketiyle Obama'nın zevkini yerden yere vurdu. Sosyal paylaşım sitesi Twitter'da, "Kongre'ye sormadan takım elbise alırsa böyle olur", "Obama o takım elbiseyle IŞİD'i korkutamaz" gibi mesajlar paylaşıldı.

Obama'nın kampanya sloganı "Yes we can" de takım elbisenin rengiyle değiştirildi. Slogan "Yes we tan" yazılarak, tiye alındı.

Daha sonraki yıllarda işi oğulları Tod ve Jay devraldı.

Martin Greenfield uzun süre sesiz kaldı

Martin Greenfield, Auschwitz'deki kamptaki korkunç deneyimleri konusunda uzun süre sessiz kaldı. Müşteriler terzinin kolundaki dövmeli mahkum numarasını fark etmediler.

2014 yılında Vanity Fair'de yayınlanan bir röportajda "Müşterilerimin çoğu, 80 yaşına geldiğimde bir partiye gelip benim bir mülteci, hayatta kalan biri olduğumu gördüklerinde şok oldular" dedi. Aynı yıl, otobiyografi "Measure of a Man’’ Auschwitz'den sağ kurtulandan başkanların terzisine kadar”, adlı anılarında: Kıyafetlerin insanı yarattığını biliyordu ancak aynı zamanda bir erkeğin ölçülerinden daha fazlası olduğunu da vurguladı.

New York Times'taki ölüm ilanında, 1944 baharında Auschwitz'deki ikinci günde babasından nasıl ayrıldığı anlatılıyor: Baba, Joseph Grünfeld oğluna, "eğer hayatta kalırsan bizim için yaşayacaksın" tavsiyesinde bulunmuştu.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli