Dünyada hayvan kesim oranları ve et üzerine tartışmalar
Erbil (Rûdaw) - Dünya genelinde yıllık 50 milyar tavuk, 500 binden fazla koyun, 400 binden fazla keçi ve oğlak ve yaklaşık 300 bin inek kesiliyor. Etin insan sağlığı üzerindeki etkileri, endistrüyel et üretimin çevreye olumsuz yansımaları bilim çevrelerince tartışılıyor.
Dünya Ekonomik Forum'un (World Economic Forum) yayınladığı rapora göre çiftliklerdeki hayvanların sayısı insanların sayısından daha fazla. Çiftliklerde eşzamanlı yaklaşık 19 milyar tavuk, 1,5 milyar inek, 1 milyar koyun ve 1 milyar domuz yaşıyor.
Böylece çiftliklerde bulunan hayvan sayısının insanların üç katı olduğu görülüyor. Ancak kesilen hayvan sayısı insan oranına göre düşük.
Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) verilerine göre, 2016'da yaklaşık 171 milyon balık pazara sunuldu. Bunların yüzde 47'si balık üretim tesislerinde yetiştirildi. Yıl boyunca 262 milyar dolarlık balık satıldı.
Son 50 yılda insan nüfusu iki katına çıkarken et oranı ise üç kat arttı.
FAO'nun raporuna göre, 1961'de çiftliklerde yıllık yaklaşık 75 milyon ton hayvan eti elde ediliyordu. 2013'te ise bu oran 300 milyon tona çıktı.
Bölgelerdeki et tüketim oranı kültürlere göre değişim gösteriyor.
Avrupa'ya baktığımızda et tüketim oranının son 30 yılda düştüğü görülüyor. Örneğin 1990'da 65 milyon ton et tüketilirken bu oran 10 milyon ton düşüş gösterdi.
Hindistan nüfus yoğunluğu olarak dünyanın ikinci büyük ülkesidir. Buradaki insanların çok az bir kısmı et tüketiyor. Ülkede etyemezlik ahlaki ve kültürel bir tutumdur. Ülkede mevcut et yeme oranının giderek azaldığı görülüyor.
Dünya Ekonomi Forumu'na göre, kanatlı hayvan etinin 1961'de tüketilen tüm et türlerinin yüzde 12'sini oluştururken, bugün yüzde 33'ünü oluşturuyor.
Çiftlik kurmanın dünya çapında ormanların yok olmasının başlıca nedeni olduğu ve ihtiyaç fazlası otlak arazisi açmanın var olanların beşte birinin çölleşmesine yol açtığı vurgulanan raporda, ayrıca bir litre süt üretmek için 990 litre su tüketen büyükbaş hayvanların su kaynaklarını da ortadan kaldırdıkları kaydedildi.
BM raporunda, büyükbaş hayvanları beslerken üretilen çöp ve atıkların da tüm diğer canlılar için tehlike yarattığı, ayrıca bu hayvanları tedavi için kullanılan böcek ilacı, antibiyotik ve hormonların içme sularını ve insan hayatını tehdit ettiğinin altı çizildi.
Rapor, bu konuda kararlı önlemler alınmazsa, çiftlik hayvanlarının yol açacağı zararın 2050'ye kadar ikiye katlanacağına dikkat çekti.
İklim değişikliğinin en kötü etkilerini azaltmak için gerekli olan küresel sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerini yerine getirmemiz gerekirse, hayvansal ürün tüketimini azaltmak esastır .
Hayvancılık yapılırken çok fazla su harcanıyor. Amazon ve yağmur ormanlarında sadece hayvancılıktan kaynaklanan büyük kayıplar görüldü.
Özellikle endüstriyel hayvancılığın çevreye etkileri çok büyüktür. Araziler ve suyun bozulmasına, biyolojik çeşitlilik kaybına, asit yağmurlarının artmasına, mercan resiflerinin bozulmasına ve ormansızlaşmaya neden olur.
Sadece iklim değişikliği, sel, kuraklık ve sıcak hava dalgası gibi aşırı hava olayları riskinin artması nedeniyle sağlık ve refah için birçok risk oluşturmaktadır ve 21. yüzyılda insan sağlığına en büyük tehdit olarak tanımlanmaktadır.
Masai gibi geleneksel popülasyonlar, bir Batılı'dan ortalama daha fazla kırmızı et yiyor ama sağlık olarak mükemmel durumdalar.
Ancak, bugün tüketilen et, geçmişte insanların yediklerinden farklıdır. Geçmişte tüketilen hayvanlar, serbest dolaştılar ve kendileri için ot, böcek veya diğer yiyeceklerle beslendiler.
10.000 yıl önce tarlada vahşi bir inek düşünün, özgürce dolanıp çimlerde ve diğer yenilebilir bitkilerle besleniyordu.
Fabrikalarda büyüyen inekler ise tahıl bazlı besleniyor, hızlı büyümelerinin sağlaması için hormonların ve antibiyotikler veriliyor.
Günümüzde bazı et ürünleri, hayvanlar kesildikten sonra yüksek oranda işlenmektedir. Tütsülenir, sertleştirilir, daha sonra nitratlar, koruyucular ve çeşitli kimyasallara maruz kalır.
Bu nedenle, farklı et türlerini ayırt etmek çok önemlidir.
Geleneksel kırmızı et: Geleneksel kırmızı etler işlenmemiş olabilir, ancak inekler genellikle fabrikada büyütülüyor. Çiğ olduğunda kırmızı görünen etler "kırmızı et" olarak tanımlanır. Kuzu, sığır, domuz eti gibi etler "Kırmızı et" kategorisine girer.
Beyaz et: Pişirildiğinde beyaz olan etler beyaz et olarak tanımlanır. Buna tavuk ve hindi gibi kümes hayvanlarından elde edilen etler de dahildir.
Çimenle beslenen, organik et: Bu et, doğal olarak beslenen ve ilaç ve hormonlar olmadan yetiştirilen hayvanlardan gelir. Ayrıca eklenmiş herhangi bir yapay kimyasal içermezler.
Etin sağlığa olan etkilerini incelerken, bütün etlerin eşit üretilmediğini bilmek önemlidir.
Bazı gözlemsel çalışmalar et ile beslenmenin, diyabet, kalp hastalığı ve ölüm arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Ancak bir çok çalışma bunun, işlenmemiş kırmızı et için değil, sadece işlenmiş et için geçerli olduğunu göstermektedir.
Bazı gözlemsel çalışmalar, kırmızı et yiyenlerin daha yüksek bir kanser riski altında olduğunu göstermektedir, ancak kanıtların tümüne bir bütün olarak bakıldığında, bu etkinin zayıf ve tutarsız olduğunu gösteren daha geniş incelemeler bulunmaktadır.
Dünya Ekonomik Forum'un (World Economic Forum) yayınladığı rapora göre çiftliklerdeki hayvanların sayısı insanların sayısından daha fazla. Çiftliklerde eşzamanlı yaklaşık 19 milyar tavuk, 1,5 milyar inek, 1 milyar koyun ve 1 milyar domuz yaşıyor.
Böylece çiftliklerde bulunan hayvan sayısının insanların üç katı olduğu görülüyor. Ancak kesilen hayvan sayısı insan oranına göre düşük.
Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) verilerine göre, 2016'da yaklaşık 171 milyon balık pazara sunuldu. Bunların yüzde 47'si balık üretim tesislerinde yetiştirildi. Yıl boyunca 262 milyar dolarlık balık satıldı.
Son 50 yılda insan nüfusu iki katına çıkarken et oranı ise üç kat arttı.
FAO'nun raporuna göre, 1961'de çiftliklerde yıllık yaklaşık 75 milyon ton hayvan eti elde ediliyordu. 2013'te ise bu oran 300 milyon tona çıktı.
Bölgelerdeki et tüketim oranı kültürlere göre değişim gösteriyor.
Çin, en çok et tüketen ülke
Dünya Ekonomik Forumu'nun bir raporuna göre, Çin 90 milyon ton et tüketimiyle dünyanın en büyük et tüketicisi konumunda. Çin'deki et tüketimi incelendiğinde 1990'dan günümüze yüzde 300 artış olduğu görülüyor.Avrupa'ya baktığımızda et tüketim oranının son 30 yılda düştüğü görülüyor. Örneğin 1990'da 65 milyon ton et tüketilirken bu oran 10 milyon ton düşüş gösterdi.
Hindistan nüfus yoğunluğu olarak dünyanın ikinci büyük ülkesidir. Buradaki insanların çok az bir kısmı et tüketiyor. Ülkede etyemezlik ahlaki ve kültürel bir tutumdur. Ülkede mevcut et yeme oranının giderek azaldığı görülüyor.
Dünyada en ne eti tüketiliyor?
Domuz ve kanatlı hayvan etleri dünyada en çok tüketilen et türlerinden. Bunlardan tavuk etinin son 60 yılda büyük bir artış gösterdiği görülüyor.Dünya Ekonomi Forumu'na göre, kanatlı hayvan etinin 1961'de tüketilen tüm et türlerinin yüzde 12'sini oluştururken, bugün yüzde 33'ünü oluşturuyor.
Et üretiminin çevreye etkileri
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, çiftlik hayvanlarının, asit yağmurunun başlıca nedenlerinden amonyak salımının üçte ikisinden fazlasına yol açan 100 kadar kirletici gaz ürettikleri belirtildi.Çiftlik kurmanın dünya çapında ormanların yok olmasının başlıca nedeni olduğu ve ihtiyaç fazlası otlak arazisi açmanın var olanların beşte birinin çölleşmesine yol açtığı vurgulanan raporda, ayrıca bir litre süt üretmek için 990 litre su tüketen büyükbaş hayvanların su kaynaklarını da ortadan kaldırdıkları kaydedildi.
BM raporunda, büyükbaş hayvanları beslerken üretilen çöp ve atıkların da tüm diğer canlılar için tehlike yarattığı, ayrıca bu hayvanları tedavi için kullanılan böcek ilacı, antibiyotik ve hormonların içme sularını ve insan hayatını tehdit ettiğinin altı çizildi.
Rapor, bu konuda kararlı önlemler alınmazsa, çiftlik hayvanlarının yol açacağı zararın 2050'ye kadar ikiye katlanacağına dikkat çekti.
İklim değişikliğinin en kötü etkilerini azaltmak için gerekli olan küresel sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerini yerine getirmemiz gerekirse, hayvansal ürün tüketimini azaltmak esastır .
Hayvancılık yapılırken çok fazla su harcanıyor. Amazon ve yağmur ormanlarında sadece hayvancılıktan kaynaklanan büyük kayıplar görüldü.
Özellikle endüstriyel hayvancılığın çevreye etkileri çok büyüktür. Araziler ve suyun bozulmasına, biyolojik çeşitlilik kaybına, asit yağmurlarının artmasına, mercan resiflerinin bozulmasına ve ormansızlaşmaya neden olur.
Sadece iklim değişikliği, sel, kuraklık ve sıcak hava dalgası gibi aşırı hava olayları riskinin artması nedeniyle sağlık ve refah için birçok risk oluşturmaktadır ve 21. yüzyılda insan sağlığına en büyük tehdit olarak tanımlanmaktadır.
Et ile beslenme üzerine tartışmalar
İnsanlar tarih boyunca et yiyorlar ve bunun için iyi donanımlı sindirim sistemlerine sahipler.Masai gibi geleneksel popülasyonlar, bir Batılı'dan ortalama daha fazla kırmızı et yiyor ama sağlık olarak mükemmel durumdalar.
Ancak, bugün tüketilen et, geçmişte insanların yediklerinden farklıdır. Geçmişte tüketilen hayvanlar, serbest dolaştılar ve kendileri için ot, böcek veya diğer yiyeceklerle beslendiler.
10.000 yıl önce tarlada vahşi bir inek düşünün, özgürce dolanıp çimlerde ve diğer yenilebilir bitkilerle besleniyordu.
Fabrikalarda büyüyen inekler ise tahıl bazlı besleniyor, hızlı büyümelerinin sağlaması için hormonların ve antibiyotikler veriliyor.
Günümüzde bazı et ürünleri, hayvanlar kesildikten sonra yüksek oranda işlenmektedir. Tütsülenir, sertleştirilir, daha sonra nitratlar, koruyucular ve çeşitli kimyasallara maruz kalır.
Bu nedenle, farklı et türlerini ayırt etmek çok önemlidir.
Et türleri
İşlenmiş et: Bu ürünler genellikle geleneksel olarak yetiştirilen ineklerden gelir, daha sonra çeşitli işleme yöntemlerinden geçer. Örnekler sosis ve pastırma içerir.Geleneksel kırmızı et: Geleneksel kırmızı etler işlenmemiş olabilir, ancak inekler genellikle fabrikada büyütülüyor. Çiğ olduğunda kırmızı görünen etler "kırmızı et" olarak tanımlanır. Kuzu, sığır, domuz eti gibi etler "Kırmızı et" kategorisine girer.
Beyaz et: Pişirildiğinde beyaz olan etler beyaz et olarak tanımlanır. Buna tavuk ve hindi gibi kümes hayvanlarından elde edilen etler de dahildir.
Çimenle beslenen, organik et: Bu et, doğal olarak beslenen ve ilaç ve hormonlar olmadan yetiştirilen hayvanlardan gelir. Ayrıca eklenmiş herhangi bir yapay kimyasal içermezler.
Etin sağlığa olan etkilerini incelerken, bütün etlerin eşit üretilmediğini bilmek önemlidir.
Et yemek zararlı mıdır?
Kırmızı et, özellikle doğal olarak beslenen ve yetiştirilen hayvanlardan geliyorsa, çok besleyicidir. Protein, demir, B12, çinko, kreatin ve diğer çeşitli besinlerin harika bir kaynağıdır.Bazı gözlemsel çalışmalar et ile beslenmenin, diyabet, kalp hastalığı ve ölüm arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Ancak bir çok çalışma bunun, işlenmemiş kırmızı et için değil, sadece işlenmiş et için geçerli olduğunu göstermektedir.
Bazı gözlemsel çalışmalar, kırmızı et yiyenlerin daha yüksek bir kanser riski altında olduğunu göstermektedir, ancak kanıtların tümüne bir bütün olarak bakıldığında, bu etkinin zayıf ve tutarsız olduğunu gösteren daha geniş incelemeler bulunmaktadır.