Fatih Topkan
İstanbul (Rûdaw) - İstanbul’da yaşayan Urfalı Kürt bir anne babadan doğan otizm hastası Fatih Topkan, kağıt ve hamurdan yapmış olduğu heykel ve figürler ile dikkat çekiyor.
Otizm: genellikle çocuk yaşlarda başlayan ve ömür boyu devam eden kalıtsal bir hastalık olarak tanımlanıyor. Bu hastalar genellikle özel bir ilgi ve eğitime ihtiyaç duyarlar. Kimi hastalarda zeka geriliği görülürken kimisinde de tam tersi bir durum ortaya çıkmakta ve otizmli hastada ileri düzeyde bir zeka ve yetenek ortaya çıkabilmekte. Fatih de o özel bireylerden biri. Doğuştan gelen hastalığının yanında çok özel yeteneklere de sahip. Resim ve kağıt katlama sanatlarında oldukça farklı yeteneklere sahip.
Sıra dışı yeteneği sayesinde oldukça yaratıcı eserler ortaya koyan Fatih’in bu yönü kısa sürede farkedilmiş ve kısıtlı imkanlarla da olsa çalışmalarını yapabilmesi sağlanmış.
Rûdaw’a konuşan Fatih Topkan, “Bu sene rehabilitasyona gitmeye başladım. Güzel resimler yapıyorum. Oyun hamuru ile oynuyorum. Oyun hamurundan ev ve araba yapıyorum. Tren yapıyorum mesela. Yap-boz oynamayı severim. Şuanda yaptığım mesela minik bir kedi. Çünkü ben hayvanları çok seviyorum. İnek, koyun, keçiler, eşek, at. boğa, öküz, katır ve deve gibi. Mesela yolda giderken bir resim gördüm tabelada. Sonrasında benim heykellerimi çektiler. Ömer Arısoy benim heykellerimi görmeye geldi. Orada çekim yaptılar. Bütün başkanlar geldi” dedi.
Hayvanları çok seven Fatih, yaptığı eserlerde hayvanlara özel bir önem veriyor. Gerek resim gerekse de figürlerinde hayvan teması oldukça belirgin. Yaptığı figürler o kadar beğenilmiş ki İstanbul’da Zeytinburnu Belediyesi bünyesinde ona bir sergi açılmış ve eserlerinin sergilenmesine olanak sağlanmış. Fatih, şu anda yeni bir sergi çalışmalarına başlamış.
Fatih’in en büyük destekçisi annesi. Tek başına mücadele eden anne Türkan Topkan bütün güçlüklere göğüs gererek, biricik oğlu Fatih için oldukça çetin mücadeleler verdikten sonra bu günlere getirmeyi başarabilmiş.
“Kendini ifade edemediği için ilk önce anlamadık”
Türkan Topkan, “Aslen Urfa Viranşehirliyim. Fatih ilk başlarda hiç konuşmuyordu. Tabi ilk duyduğumda otizmin ne olduğunu bile bilmiyordum. Eğitimler, hastane ve doktorlar derken gidip gelmeye başladık ve Fatih orada macun görmüş. Eve geldiğinde de bizim eski tahta camların kenarındaki macunları sökmeye başladı. Tabi ben ilk başlarda fark edemedim. Meğer o macunları alıp saklamış. Gizli gizli ondan sandalye yapmış, anne ve aile yapmış. Beni görünce kızarım diye saklardı hep. Çünkü bir ara rüzgar cereyan yapınca bütün camlarımız aşağı indi. Meğerse Fatih bütün camların macunlarını söküyormuş. Kendini ifade edemediği için biz ilk başlarda anlamadık bunu” ifadelerini kullandı.
Anne Topkan, sonradan Fatih’e hamur almaya başladıklarını belirterek, hamurdan çok güzel heykeller yapmaya başladığını kaydetti.
Fatih’in hayvanları çok sevdiği için sürekli hayvan figürleri yaptığını ifade eden Topkan, sözlerine şunları ekledi:
“Fatih ilk başlarda yaşıtları gibi olmadığı için çok dışlandı. Hem yaşıtları onu istemedi o nedenle okullara onu kabul ettirmek zor oldu. Otizmli olduğu için gittiği okullarda ona destek olacak kimse yoktu. Mesela bir resim kursu dersi alsaydı belki daha güzel şeyler yapardı. Ben mesela istediği malzemelerin hepsini alamıyorum. Her istediğini hemen karşılayamıyorum. Keşke çalışabilsem ama o zaman da Fatih’i yalnız bırakamıyorum.”
Otizm hastaları toplumun çok özel bireyleri. Fatih gibi kimileri oldukça sıra dışı yeteneklere sahip olabiliyorlar. Kimi keşfedilebiliyorken kimisi de fark edilmeden geçip gidiyor hayatlarımızdan. Oysa bu insanlar fark edilebilip gerekli ilgi ve eğitime gördükleri zaman şüphesiz topluma çok büyük bir zenginlik katıyorlar.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın