Organ bağışı kaygısı: Ya ciğerimle rakı içerse!!!

Diyarbakır (Rûdaw) – İspanya’da bir milyonda 30, Türkiye’nin batısında bir milyonda 20’ye yaklaşan organ bağışı, Kürt illerinde milyonda bir bile değil. Bağış yapmak istemeyenlerin en büyük kaygısı, “Öbür dünyada Allah’ın karşısına organsız çıkmak ve organının günahkar birine takılması.”

 

Türkiye’de her yıl 3-9 Kasım arası “Organ Bağışı Haftası” olarak kutlanıyor. Ancak, Türkiye’de organ bağışı konusundaki farkındalık istenen düzeyde değil. 20 bin kişinin böbrek, 2 bin 500 kişinin karaciğer, 500-800 civarında kişinin de kornea nakli beklediği Türkiye’de, İzmir, Antalya, İstanbul gibi illerde organ bağış oranı milyonda 18-20 civarında.

 

Yaklaşık 350 kişin böbrek, 18 kişinin karaciğer ve 50 kişinde kornea beklediği Diyarbakır’da ise, organlarını bağışlamak isteyen kişilerin oranı milyonda bir bile değil.

 

Geçen yıl beyin ölümü gerçekleşen 16 kişiden hiç birinin yakını organ bağışını kabul etmedi. Bu yıl ise, beyin ölümü gerçekleşen 13 kişiden sadece böbrek yetmezliğinden yaşamını yitiren Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde görevli Dr. Deniz Karahan’ın ailesi organ bağışında bulundu.

 

Diyarbakır’da son 4 yılda beyin ölümü gerçekleşen kişilerden sadece 2 kişi organ bağışında bulundu.

 

Rudaw’a konuşan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’nda görevli Yrd. Doç. Dr. Veysi Bahadır, Türkiye’deki organ bağış sistemi hakkında bilgi verdi. Bahadır, ölmeden önce form imzalayıp organlarını bağışlayan kişinin beyin ölümü gerçekleştikten sonra da yakınlarının onayı olmadan organların alınmadığını söyledi. Bölgede, yaşamını yitiren kişinin yakınlarının genellikle dini kaygılarla bağışı reddettiğine dikkat çeken Bahadır, şunları söyledi:

 

“En büyük kaygı din ile ilgili. ‘Mesela karaciğerimi bağışladım, karaciğersiz bir şekilde nasıl rabbimin karşısına çıkacağım’ diyor. Diğer bir kaygı ise, ‘Organım günah işleyen birine takılırsa onun günahlarını ben çekerim.  Mesela ‘alkol almış karaciğerini kaybetmiş bir hastaya, karaciğerimi bağışladım. Adam gidip aynı günahı işledi. Ben bundan sorumlu olur muyum’, gibi kaygılar var. Diğer bir insani kaygı ise, yakınının vücut bütünlüğünün bozulması yönünde.”

 

Bahadır, İspanya’da milyonda 30 kişinin her yıl organ bağışı yaptığına işaret ederek, “Kabul edilebilir bilimsel oran bir milyonda yirmi. Ancak bölgede bu oranın yirmi katı altındayız. Diyanet İşleri Başkanlığı 1980’den beri organ bağışının caiz olduğunu duyurdu. Ancak, insanlar halen tereddütlü yaklaşıyor. Din adamlarının bu konuda farkındalık yaratması gerekiyor” dedi.

 

Rûdaw’a konuşan Diyarbakır Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş da, organ bağışında farkındalık yaratmak için camilerde vaazlar verildiğini belirterek, "Organ bağışı hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan da caiz olduğu yönünde fetva var" dedi.