İnsanlar ölülerini ne zaman gömmeye başladı?
Haber Merkezi - Dünyanın dört bir yanındaki pek çok kültür, vefat eden sevdiklerini defin yoluyla onurlandırmayı tercih eder. Bu ritüele eşlik eden törenler tarih ve gelenekle iç içedir ve kültürden kültüre değişebilir. Peki ama ilk insan cenazesi ne zaman yapıldı?
Kesin bir cevap yok çünkü tüm gömü alanları keşfedilip incelenmek bir yana, korunmuş bile değil. Ancak şimdiye kadarki en eski kanıtlar Orta Paleolitik Çağ'a (yaklaşık 300 bin ila 30 bin yıl önce) işaret ediyor.
Arizona Üniversitesi'nde antropoloji profesörü olan Mary Stiner verdiği bir demeçte, "En azından 120 bin yıl öncesine kadar, kasıtlı olarak gömülmüş insan bedenlerine sahip olduğumuzu düşünüyoruz" dedi.
Stiner daha eski gömülerin var olma ihtimalini göz ardı etmiyor ancak modern insanın (Homo sapiens) ölülerini gömdüğüne dair en ikna edici erken örneklerin Orta Paleolitik döneme ait olduğunu söylüyor. Bazı tartışmalı araştırmalar, soyu tükenmiş insan akrabalarının ölülerini yaklaşık 300 bin yıl önce bugünkü Güney Afrika'da gömdüklerini öne sürmüştür, ancak bu bilim camiasında tartışmalıdır.
Bilinen en eski anatomik modern insan gömüleri 120 bin yıl öncesine ait olup, günümüzde İsrail'de bulunan Qafzeh Mağarası gibi mağaralarda yer almaktadır. Avustralya Müzesi'ne göre, aynı mağaralarda 115 bin yıl öncesine tarihlenen Neandertal gömüleri olduğuna dair kanıtlar da var. Stiner, insanların Orta Paleolitik dönemde mağaraları çok kullandığını, mağaralarda yaşadığını, yemek yediğini ve sosyalleştiğini belirtti.
Stiner gibi araştırmacılar, bu erken dönem mağara gömülerinin, mağara çökmesi gibi bir doğa olayı değil, kasıtlı bir insan eylemi olduğundan eminler; çünkü kemikler, cenin pozisyonu gibi ölüm duruşlarında, insan nesneleriyle birlikte konumlandırılmış ve bazı durumlarda, bir gömünün gerçekleşmesi için daha eski tortu birikintilerinin bozulduğu açıkça görülüyor.
Stiner, "Birisi gerçekten bir çukur kazmış ve daha sonra içini bir yığın kültürel malzeme ile doldurmuş" dedi. "Ayrıca bu tür olayların mağaralarda sık sık kümeler halinde meydana geldiğini görüyoruz, bu yüzden insanlar 'Tamam, bunu başka bir cesetle tekrar yapacağız' diye düşünüyorlardı."
Ölü gömmenin kökenleri tam olarak anlaşılamamıştır, ancak eski insanların ölülerini hem mağaraların içine hem de dışına atmak için pek çok nedeni olabilirdi. Cambridge Üniversitesi İnsan Evrimi Çalışmaları Merkezi'ndeki Duckworth Laboratuvarı'nın küratörü Trish Biers yaptığı açıklamada, insanların ve diğer birçok hayvanın çürümeye karşı "doğal bir tiksinti" duyduğunu söyledi.
Biers, "Ölüm ve çürüme olduğunda, bir şeylerin yanlış gittiğini bilirsiniz ve bu aslında tanık olunması gerçekten hoş olmayan bir süreçtir" dedi.
İnsanlar çürüyen, kokmaya başlayan ve yaşayanları sineklere, patojenlere ve leşçillere maruz bırakan cesetlerle başa çıkmak için bir yola ihtiyaç duymuş olmalıdır. Başlangıçta, gömme ya da cesetten kurtulmanın diğer biçimleri ölümün yalnızca bu pratik yönleriyle ilgilenmiş ve daha sonra daha sofistike hale gelmiş olabilir.
Giderek daha karmaşık hale gelen gömülere doğru ilerleme doğrusal olmak zorunda değildi. "The Oxford Handbook of the Archaeology of Death and Burial" (Oxford University Press, 2013) kitabında yayınlanan bir çalışma, Avrasya'daki ayrıntılı gömülerin Üst Paleolitik Çağ'da (45 bin ila 10 bin yıl önce) ortaya çıkıp kaybolduğunu ve gömülerin çoğunlukla günlük yaşamda kullanılan nesneleri içeren oldukça sade gömüler olduğunu ortaya koymuştur.
Avrasya çalışmasının yazarları ayrıca Üst Paleolitik gömülerin doğası ve anlamı hakkında kesin sonuçlara varmanın zor olduğunu çünkü nispeten az sayıda gömü bulunduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca, antik gömüler bölgelere göre değişiklik göstermektedir.
Biers'e göre, insanların ölülerini gömme şekli, çevre ve insanların sahip olduğu malzemeler de dahil olmak üzere bir dizi faktöre bağlıydı. Kremasyon gömüleri çok daha sonraları ortaya çıkmıştır; kayıtlara geçen en eski gömü Mungo Lady olarak bilinen ve Avustralya'da yaklaşık 40 bin yıl öncesine tarihlenen gömüdür.
"Ölüm üzerine ders vermenin ve ölüm pratiklerini araştırmanın en sevdiğim yanlarından biri de bu kadar değişken olmaları."
Kaynak: Live Science / Aktüel Arkeoloji